Sosyal yardımlar mağduru mahkûm etmemeli

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan ve Aile Bakanımızın ihtiyaç sahibi ailelere yapılacak yakıt yardımları ile ilgili açıklamaları elbette önemli ancak aslolan bu insanları ayaklarının üzerinde durabilecek seviyeye getirmek ve hayata aktif olarak katılımlarını saÄŸlayabilmektir. Yardım içeren her açıklama yoksulluÄŸun dibine vurmuÅŸ kiÅŸileri teskin edecektir fakat çalışmalar yardım kapsamının ötesine geçememiÅŸse maÄŸduru edilgen bir varlığa dönüÅŸtürüyor ve bağımlı hale getiriyor. Oysa sosyal yardım çalışmalarının asıl hedefi, ihtiyaç sahiplerinin muhtaçlık durumu ortadan kalkıncaya kadar gelir güvencesini saÄŸlamak ve iÅŸ imkânı sunarak kalıcı bir desteÄŸe dönüÅŸtürmek olmalıdır. Devletin bu kiÅŸilere meslek edindirme ve iÅŸ bulma gibi bir sorumluluÄŸu üstlenmesi gerekir ki, bu konuda yapılan çalışmaların ihtiyaca cevap veremediÄŸini görüyoruz.

Geçimini sosyal destek alarak sürdüren bir kadın öngörülen miktarı aÅŸtığında aldığı yardımın kesileceÄŸini biliyor ve bunu göze alıp ek iÅŸ yapamıyor, dolayısıyla yapılan yardıma mahkûm hale geliyor. Bu durum ihtiyaç sahiplerini bağımlı hale getiriyor. Sosyal yardımlar elbette önemli bir boÅŸluÄŸu dolduruyor ve bu sayede birçok kiÅŸi hayata tutunabiliyor. Ancak söz konusu çalışmalara, terapist desteÄŸi, meslek edindirme eÄŸitimleri, iÅŸ bulma giriÅŸimleri gibi ek ilaveler yapılarak ihtiyaç sahibi kiÅŸiler güçlendirilmelidir. Sosyal ve ekonomik desteÄŸin amacı ihtiyaç ortadan kalkıncaya kadar maÄŸdura el uzatmak ve onu ayaklarının üzerinde durabilecek seviyeye getirebilmek olmalıdır. Aksi takdirde bu kiÅŸiler kendilerine olan güvenlerini kaybedip destek alamadıkları takdirde hayatta kalamayacaklarına inanacak ve edilgen varlıklara dönüÅŸeceklerdir.

Sosyal yardım faaliyetleri sivil kuruluÅŸların adlarını duyurmak için giriÅŸtikleri bir faaliyet ya da devletin oy potansiyelini artırmak için kullandığı bir yol olmamalı aksine yoksulluÄŸu ortadan kaldıracak ve maÄŸduru ayaklarının üzerinde durabilecek seviyeye getirecek destek, çok yönlü bir çalışma olmalıdır. Yapılan yardımları gündeme getiren siyasiler maÄŸdura kendisini minnet altında hissettirmemeli aksine yoksulluÄŸun bu kadar artmasında kendilerinin büyük pay sahibi olduklarını kabul edip köklü projeler üretmelidirler.
Siyasiler, sivil kurum ve kuruluÅŸlar, hayırseverler ihtiyaç sahiplerine saÄŸladıkları yardımın asli bir sorumluluk olduÄŸunu bilmeli ve yaptıkları hayrı çıkarlarına alet ederek manevi kazançlarını sıfırlamamalıdırlar. Ä°slam medeniyetinin özünü teÅŸkil eden hayır çalışmalarının adabını dikkate almalı ve destek saÄŸladıkları kiÅŸilerin onurlarını incitmemeye özen göstermelidirler. Zira Allah imkân sahiplerinin mülkünde yoksulun hakkı olduÄŸunu belirtmiÅŸ ve hakkın sahiplerine ulaÅŸtırılmasını istemiÅŸtir dolayısıyla yapılan yardımlar bir lütuf deÄŸil sorumluluktur.