Eymen’in mektubu
Taha Kılınç / Yeni Şafak
Benim adım Eymen. Suriye’nin kuzeyinde, Türkiye sınırına yakın bir çadır kentte yaşıyorum. SavaÅŸtan önce, babam Halep’te büyükçe bir bakkal dükkânı iÅŸletiyormuÅŸ. Sonrasında ise her ÅŸeyimizi kaybetmiÅŸiz ve çadırda yaÅŸamaya baÅŸlamışız. Annem bana ve iki küçük kardeÅŸime en iyi ÅŸekilde bakmaya çalışıyor, ama eldeki imkânlar malum…
Hayata kalabalık bir kampta baÅŸlayınca, çocukluÄŸuma dair ilk hatıralarda da hep kamptan tablolar var: YaÅŸadığımız çadırın biraz ilerisine bir yardım kuruluÅŸu tarafından kurulan çocuk parkı, ilk oyun yerimdi mesela. Okuma-yazmayı yine bir çadır sınıfta öÄŸrendim. ÖÄŸretmenimiz, büyükçe bir plastik levhanın üzerini kâğıtla kaplamış, harfleri yazıp bize göstermek için onu kullanmıştı. ArkadaÅŸlarımla en büyük sevinçlerimizi, hayırsever insanlar kampımızı ziyaret ettiÄŸinde yaÅŸardık. Çünkü bize hediyeler dağıtılırdı. Rengârenk balonlar, oyuncaklar, kıyafetler… Bir defasında, fotoÄŸrafçı bir abla gelmiÅŸti. ArkadaÅŸlarımla, ona hep beraber poz verirken çok mutluyduk. ÇektiÄŸi fotoÄŸrafı bize de göstermiÅŸti hatta daha sonra.
Yaşım ilerledikçe, çocukluÄŸun saf sevinçlerinden uzaklaşıp, yaÅŸadığımız hayatın zorluklarını fark etmeye baÅŸladım. Sonbahardan kışa doÄŸru havalar soÄŸurken, annemle babamın düÅŸünceli halleri gözümden hiç kaçmazdı. Annem bir defasında içini çekerek “Kış geliyor…” dediÄŸinde, önce niçin böyle söylediÄŸini anlamamıştım. Ancak ilk karlar yaÄŸmaya baÅŸladığında çadırımız içinde durulamayacak kadar soÄŸumuÅŸtu ve ben annemin sözünün manasını kavramıştım.
Kar, bizim kamptaki herkes için aynı zorlukları beraberinde getiriyor:
Dondurucu soÄŸuÄŸa karşı odun, mazot ve diÄŸer yakacak malzemeleri daha kış baÅŸlamadan temin etmemiz gerekiyor. Odun ve mazot alabilmek, paranızın olmasına baÄŸlı. Fiyatlar sürekli yükseldiÄŸinden, kamptakiler yakacak bulabilmek için yardıma ve desteÄŸe muhtaçlar. Bazen naylon ve diÄŸer yanıcı maddelerle ısınmaya çalışanlar da oluyor, ama bu defa çadırın içinde zehirli gaz soluyorsunuz. Ne yazık ki bir bebek bu yüzden vefat etti geçenlerde.
Kış, sadece ısınma yönüyle zor bir mevsim deÄŸil. Zaman zaman çok ÅŸiddetli fırtınalar çıkıyor bizim buralarda. Çadırlarımız yıkılıyor, yırtılıyor, ipleri kopuyor. Bir çadırı tamir etmek de ciddi masraf. Yeni çadır bulamadığımızda, elimizdeki kumaÅŸ ve kartonlarla yama yapmaya çalışıyoruz.
Kış mevsiminin çok ÅŸiddetli ve bol karlı geçtiÄŸi zamanlarda, çadırda vakit geçirmek de kolay olmuyor. DüÅŸünün, sabahtan akÅŸama kadar aynı yerde, adeta hapis hayatında gibisiniz. Etraf karla kaplı olduÄŸundan, dışarıda gezip dolaÅŸma imkânı da bulunmuyor. Çadırın içinde böyle günler, haftalar geçiyor…
Benim en sevdiÄŸim mevsim bahar. Hava yavaÅŸ yavaÅŸ ısınırken, içim sevinçle doluyor. Fakat önce bir problemi aÅŸmamız gerekiyor kamp olarak: Karlar erimeye baÅŸladığında, çadırlarımızı tamamen su basıyor. Halılar, kilimler, yataklar, yorganlar, hepsi haftalarca ıslak kalıyor.
Yazın geliÅŸi, bizim için yine zor günlerin baÅŸlangıcına iÅŸaret. Mevsimin ortalarında 45 derecelere kadar yükselen sıcakta, çadırların içinde durmak mümkün deÄŸil. Kendimizi mecburen dışarı atıyoruz. Çok ÅŸükür yaÅŸadığımız bölgede nem yok, bu nedenle sıcaÄŸa tahammül nispeten mümkün. Etraftaki aÄŸaçların altında, kampın çevresinde vakit geçirebiliyoruz. Sıcaklar, bir tehlikeyi beraberinde getiriyor ama: Akrepler ve yılanlar, çadırlarımızdan eksik olmuyor. Bazı durumlarda ölüm ihtimali bile bulunduÄŸundan, bu hayvanlara karşı devamlı tetikte bekliyoruz. Kampımız kırsal bölgede yer aldığından, akrep ve yılan buraların gerçeÄŸi.
Sonra yaz biterken küçük bir sonbahar molası. Ardından tekrar kış… Kamptaki hayatımız iÅŸte böylece geçip gidiyor…
***
Bizim için hoÅŸ manzaralar ve sosyal medyada paylaşılacak romantik tablolar anlamına gelen kar, coÄŸrafyamızın birçok noktasında insanların imtihanı. Özellikle Suriye’nin kuzeyinde ve Lübnan’da, çadırlarda yaÅŸayan insanlar çok zor durumda. Oralardaki sıradan bir insanın karşılaÅŸtığı zorlukların küçük bir tasvirini, yukarıda muhayyel kardeÅŸimiz Eymen’in dilinden aktardım.
Onlar kendi imtihanlarını yaşarken, biz de onlarla imtihandayız.
Kış mevsiminin çetin ÅŸartlarının hüküm sürdüÄŸü bu günlerde, hangi yardım kurumunu kendimize yakın buluyorsak veya hangisine güveniyorsak, onları vesile edinip kar altında titreyen mazlumlara ellerimizi uzatalım.
Hadiseleri yorumlamanın ve beylik analizler yapmanın konforu, bize acılı coÄŸrafyaların buz gibi gerçekliklerini ve sorumluluklarımızı unutturmasın.
Henüz yorum yapılmamış.