Güncel
Edebiyatta sekülerleşme
Ali Haydar Haksal / Milli Gazete
Hayatın bütün alanlarına yayılan deÄŸiÅŸimin etkileri konumları ve durumları gereÄŸi etkili olur. Birbirini tetikler, dağılır ve yayılır. DeÄŸiÅŸimin en belirginin etkisinin kadınlar üzerinde olduÄŸunu belirtmiÅŸtik. Bazı unsurlar var ki onlar üzerinde ne olup bittiÄŸi önce anlaşılmaz. Ancak duyarlı bir bakış ve seziÅŸle neler olduÄŸu anlaşılır.
Moda gibi edebiyat en etkili ve en kalıcı olanıdır. Modalar dalga gibi gelip geçer bir baÅŸka ÅŸekle bürünür ama devam eder. Fakat edebiyatın etkisi kalıcı ve süreklidir.
Hayatımızda yer alan roman, piyes, tiyatro, ÅŸiir gibi insanı derinden etkileyen, haz ve duygu oluÅŸturan eserlerin etkisi çok fazla. Bir genç Goethe’nin, Genç Werther’in Anıları romanını okuyunca sarsılır. Veya herhangi güçlü bir romanı okuyunca da. Okur o kahramanı içselleÅŸtirir, ona bürünür.
Bir Müslüman’ın hayata bakışı inanışı gibidir, olmalıdır. Bu inanış ve inançtan uzaklaşınca ya da etkisinde bulunduklarının etkisine kapılınca onlar gibi olmaya baÅŸlar. Sapkın bir yazarın romanından, öyküsünden, ÅŸiirinden ruhuna sinen bir ÅŸeyler olur. Sapkın bir kadın romancının ruhunda yansıyanlar özellikle etkileyici olur. Romanın veya anlatının büyüsü insanları etkiler ve sarar. Okur, bunun farkına bile varmaz. Ama bir süre sonra benzer duyguları yaÅŸama arzusu doÄŸar. Ünün de etkisi kendisini daha belirginleÅŸtirir. Tabiî yabancılık ruhunu taşıyanlar ve onu benimseyenler için bu yadırganmaz. Toplumda dışlanmaları bile söz konusu olmaz.
Bizi daha çok ilgilendiren Müslümanların içinde düÅŸtüÄŸü durum ve tuzaklar. Ä°ster farkında olunsun ister olunmasın bir deÄŸiÅŸim baÅŸlar. Düne kadar düÅŸünce geleneÄŸimizdeki edebiyat ve sanatın bir kutluluÄŸu ve amacı vardı. Bir Müslüman’ın sanatı, ÅŸiiri de ruhuna uygun olunca deÄŸerlidir.
BenzeÅŸmenin etkilerin getirdiÄŸi sorun, Müslüman insanların gençlerin ideal ve inançtan uzaklaÅŸmaları. Bunu yaparlarken hayatlarını bölümlemeleri. Hem namaz kılar, hem oruç tutar hem de inancın sınırlarını aÅŸan eylemlerde bulunur. Ya da sanat özellikle de ÅŸiir putu hâline gelir. Dahası sıradanlıklar, amaçsızlıklar, ve hatta akideyi aÅŸan anlayışlar düÅŸüncesine egemen olmaya baÅŸlar. Allah, onun bir arkadaşıymış gibi algılanır. Hıristiyanî düÅŸüncedeki baba-oÄŸul ikilemi hayatı girmeye baÅŸlar. Amaçsızlık olunca artık cinsellik, pornografi de esere girer. Bunlar elbette ki okuru etkiler. Özellikle genç kuÅŸakta onlara özenme ağır basar. Bu, ÅŸu sıradan bir ÅŸarkıcının popüler yükseliÅŸindeki bir etkiyi andırır. Zengin, varlıklı ve özgür, yanı sınırsız yaÅŸama insanları fazlasıyla çeker. Bu da ister istemez etkinin hızını artırır.
Asıl anlatmak istediÄŸim, genç ÅŸair ve yazarların bu anlamda baÅŸlarını alıp gitmeleri. Kendilerini muhafazakâr diye tanımlayan veya o gelenekten gelenlerin hızla kendilerinden uzaklaÅŸmaları.
Åžiiri sadece ÅŸöhret olmak için, bilinmek için yazan, salonlara, belirli kimi mekânlara koÅŸanların ideali olmaz. Åžiiri de o ruhtan beslenir. Åžiiri ve sanatı amaç olur.
Bu alanda kerli ferli kimi arkadaÅŸların dava ÅŸiirini yazmaktan çoktan vazgeçtiklerini biliyoruz. Dava dediÄŸimiz medeniyetimizin, inancımızın, düÅŸünüÅŸümüzün ÅŸiire ÅŸiirin sınırları içinde yansımasıdır. O ruhla yazılmasıdır. Yoksa ÅŸiir slogan atma, vaaz verme alanı deÄŸil.
Üzerinde çalıştığım: “DiriliÅŸ Ekolü: DüÅŸüncenin YenileniÅŸi” yazı serimde merhum Üstad Sezai Karakoç’un ÅŸiirinin, sanatının, edebiyatının ruhunu oluÅŸturan özün gücü ve oluÅŸu.
Büyük düÅŸünürün ve ÅŸairin eserleri insanlık ve dünya var olduÄŸu sürece kalıcıdır. Onun izleÄŸinde ve ruhunda olanlar da kalıcıdır. Hakikat bilincinden sapmadan istikamet üzere olanlar kalıcıdır. Bugün Mevlâna, Yunus, Fuzuli, Åžeyh Galip, Ä°mam Rabbanî, Muhyiddin Ä°bn Arabî nasıl kalmışlarsa geleceÄŸe yol alıyorlarsa; o ruhta, bilinçte olanlar da kalıcı olur. Her ÅŸair ve düÅŸünür gücüne göre yer alır bu dünyada.
Kendilerini dünya hevesine kaptıran davasını inanışını bırakan ve sapanlar bugün saman alevi gibi parlar ve bir süre sonra da sönerler. Yaptıkları dünyada kalır, Öte’ye bir ÅŸey götürmezler.
Henüz yorum yapılmamış.