Sosyal Medya

Kürsü

Sosyal Medya ve Tarih

Tarih, geçmişte yaşanıp bitmiş bir olaylar havzası değil, katmanlı bir yapı ve bugün bile yeniden okunup yazılması, tarihin salt geçip gitmiş bir alan olmadığını gösteriyor bize.



Sosyal medyanın bugün dünya bazında çok yoÄŸun kullanıldığını hepimiz biliyoruz. Bu yoÄŸun kullanım sosyal medyadan gündem takibine, hatta sosyal medyanın gündemi belirlemesine, yani gündemin bizzat kendisi olmasına yol açtığı da aÅŸikar.

Evet, sosyal medya artık gündemin bizzat kendisi, belirleyicisi, saptayıcısı. Tabii araÅŸtırmalar yapanlar, belli disiplinlerde birikimleri olanlar, hem akademik hem bireysel çalışmalar yürütenler için de çok bereketli ve kaliteli bir mecra. Çünkü sosyal medya üretilen eserlerin, verilen emeklerin insanlara sunulmasını, duyurulmasını; insanların da bu üzerinde uÄŸraşılmış iÅŸlerden haberdar olmasını saÄŸlıyor.

Kaybolan Tarihin PeÅŸinde hareketi ben kendimi bildim bileli adını koymasam bile, takip ettiÄŸim kayıp eserlerle, atıl bırakılmış, bakımsızlığa maruz kalmış yapıtlarla zaten hep var olan bir hareketti aslında. Kaybolan eserleri, unutulmaya bırakılmış, terk edilmiÅŸ her kültürel mirası takip ediyordum. Bu takip uÄŸraşımı, kendi kiÅŸisel çabamı sosyal medyaya taşıdıktan sonra bu hareket zamanla büyüdü. Bir kültür ailesi olduk. Takipçilerimin bana yolladıkları paylaşımlar, benim onlarla paylaÅŸtıklarım sayesinde ÅŸehir hafızasının, kültürel mirasların yok olmasının elden geldiÄŸince önüne geçmeye çalıştık, hala da takipçilerimle birlikte yürütüyoruz bu çabamızı. Bu bizim hem bir ortaklık oluÅŸturmamızı saÄŸladı, hem de bu farkındalığın sayesinde baÅŸka insanlara da bu eserlerin varlığının anlamını, çabamızın aslında ne kadar kıymetli olduÄŸunu göstermiÅŸ ve yaymış olduk, yayıyoruz da. Bir dalgalanma halinde büyüyerek yayıldı “Kaybolan Tarihin PeÅŸinde” hareketi. Ama tabii ki sosyal medyanın gücü yadsınamaz bu büyümede.

Teknolojinin bu hızlı geliÅŸimi, dijitalleÅŸmenin durdurulamaz bir ivmeyle önü alınamaz geliÅŸmesi, bu hareketin adını duyurmasında büyük fayda saÄŸladı. Bugün herhangi bir eserin bakımsızlığını gördüÄŸümüzde anında fotoÄŸraflarla paylaşımlar yapıyoruz, bizzat ben eserlerle ilgili anında haberlerde röportajlar vererek bilgilendirmeler yapabiliyorum, yapımının aslına aykırı olduÄŸunu düÅŸündüÄŸüm, mimari eserin estetik yapısına uymayan bir uygulama veyahut restorasyonda bunu sosyal medyadan dile getirebiliyorum, bir kamuoyu oluÅŸturuyoruz ve o uygulama, proje durduruluyor. Bu, hem sosyal medyanın gücünü gösteriyor hem de duyarlı insanlarımızın kendilerini ifade ederek bu tarz yapılara karşı bir genel bir duyarlık oluÅŸturmasını saÄŸlıyor.

Bugün en önemlisi, geçmiÅŸten aldıklarımızla bugünün teknolojisini, güncel imkanlarını birleÅŸtirmektir benim iÅŸim adına. Çünkü eÄŸer bu eserlerin, mirasların korunabilmesini istiyorsak, gençlerimizde bir ÅŸuur oluÅŸsun istiyorsak, bu hassasiyetimizi ÅŸimdiki gençlerimizin ve gelecek neslin üslubuna entegre edebilmeliyiz. Tarih, geçmiÅŸte yaÅŸanıp bitmiÅŸ bir olaylar havzası deÄŸil, katmanlı bir yapı ve bugün bile yeniden okunup yazılması, tarihin salt geçip gitmiÅŸ bir alan olmadığını gösteriyor bize. Bu sebeple bu devamlılığı saÄŸlıklı bir ÅŸekilde günümüze uyarlayarak, geleceÄŸe akmasını saÄŸlamalıyız ki oluÅŸturmaya çalıştığımız bilincin önü kesilmesin.

Ä°ÅŸte sosyal medya, günümüzün dijitalleÅŸen dünyası bu bilinci oluÅŸturmamız için çok güzel fırsatlar sunuyor bize. Bu fırsatı güzel kullanarak kaliteli ve gelecek nesillerce de anlaşılabilecek, aktarılabilecek bir kanal oluÅŸturabiliriz ancak.

Çünkü geçmiÅŸin anlaşılmayı beklediÄŸi kadar geleceÄŸin de dinlemeye ihtiyacı var söyleyeceklerimizi..

 

Müellif: Mehmet Dilbaz / Kaynak: Ä°stiklal Gazetesi

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.