Ramazan Kayan / Bir vefasız çağa düştük
Ramazan Kayan / Milat Gazetesi
Yıllar akıp gidiyor… Yollar kısalıyor… Mukadder akıbet kaçınılmaz hakikat bizi bekliyor…
Veladetimizle vefatımız arasında sıkıştırılmış hayatta vazifelerimiz birikiyor… Åžu fani hayata veda etmeden önce vefa sınavımızı sorgulasak nasıl olur acaba? Ne dersiniz?
Sanıyorum en çok zorlandığımız, en fazla savrulduÄŸumuz sınavlardan biridir vefa…
Biriken vefa borcu altında eziliyoruz… Maddi deÄŸil manevi bir borç yükü ile kendimizi bitiriyoruz…
MüminliÄŸin ana vasfı, kulluÄŸun kalite göstergesi, kardeÅŸliÄŸin garantisi olan vefa gün geçtikçe eriyor…
Kadir kıymet bilmezlerin, hatır gönül saymazların aslında kendilerine nasıl kıydıklarını fark edecek halde deÄŸiller…
Maalesef üzerimizde hakkı hukuku olanlara uzağız… Birbirimize mesafeliyiz… Bizim için geçmiÅŸte nice zorluklara katlananların zor zamanlarında yanlarında deÄŸiliz…
Bu konulardaki savurganlığımıza ve sorumsuzluÄŸumuza sevgi, saygı, ilgi, iltifat, kadir kıymet, hatır gönül dayanmıyor… Doludizgin gidiyoruz…
Emektarlarımız, çilekeÅŸlerimiz, cefakârlarımız bizden bir parça vefa umarlar… Bu kadarına hakları yok mudur?
Unutmayalım ki, dostlarına yokmuÅŸ gibi davranan vefasızların yarını yoktur… Nankörlük en kötü nasipsizliktir…
Vefa en insani ve en Ä°slami bir eylemdir…
Vefasızlık nifak içeren bir virüstür… BireyselleÅŸme ile beraber gittikçe yaygınlaÅŸan bu salgın toplumsal varlığımızı tehdit ediyor… Bencillik ve kıskançlıklar ruhumuzu kemiriyor…
Oportünist ve pragmatist dünyaların vefası yoktur…
Vicdan gidince vefa kalır mı? Belki de bu dünyada karşılaÅŸabileceÄŸimiz en kötü durumlardan biridir vefasızlık… Çok acı veriyor… Çok acılar yaÅŸatıyor…
Unutulmak, hatırlanmamak, kendi kaderine terk edilmek, gadre uğramak ne ağır bir imtihan değil mi?
Kabullenmek zor ama… Yoksa ifa edilmeyen vefa, vefat mı etti? Veda mı etti bizlere?
Vefasız günlere kaldık…
Aslında yok saydıklarımız, incitip üzdüklerimiz, kırıp döktüklerimiz, ihmal ettiklerimiz her kimse, hiç birinin dosyası kapanmıyor… Her ÅŸey kayıt altında…
Nedense hep unutuyoruz… Bize zor zamanlarda temiz bir muhit, muhkem bir menzil lazım… O zaman üstümüze sinen kiri, pası, tozu, toprağı, çer çöpü silker atarız… Gaflet, kasvet, rehavet, atalet örtüsünden sıyrılır, vefa ve sadakat gömleÄŸini giyinir, iyiliÄŸe doÄŸruluruz…
Yeryüzünün gelmiÅŸ geçmiÅŸ en vefalı insanı Hz. Muhammed (sav)’in izini sürdürebiliriz…
Ä°nsanlığın kurdu deÄŸil yurdu olmak için buna mecburuz… Sahici dostlukların, kalıcı kardeÅŸliklerin yolu erdemli yoldan geçer…
DoÄŸru… Her yürek bu yükü taşıyamaz… Mayası temiz, hamuru ekÅŸimemiÅŸ, fıtratı saÄŸlam olanların harcıdır bu duruÅŸ…
Vefa ile vazifeliyiz, vazgeçme lüksümüz yok… Ancak vefamız kadar var olabiliriz…
YalnızlaÅŸmanın, yabancılaÅŸmanın, uzaklaÅŸmanın temelinde vefasızlıklar yatıyor…
Vefa, aramaktır, sormaktır, hatırlamaktır, bulmaktır… Sadık kalmaktır… Sahip çıkmaktır… Sorumluluk almaktır…
Vefa hasbilik, kalbilik, harbilik, fıtrilik demektir…
Evvela Allah’a… KoÅŸulsuz, kuÅŸkusuz tam bir vefa…
Kitab’a, kıbleye, kaleme ve yazdıklarına vefa…
Söze, ahde, misaka vefa…
Cibril-i Emin’e… Belde-i Emin’e… Muhammed’ül- Emin’e vefa…
Hira’ya… Kehf’e… Sevr’e vefa…
Ashab-ı Kura’ya, Kudüs’e, Kurtuba’ya, Kırım’a, KeÅŸmir’e, Kafkasya’ya vefa…
Fecre, Leyl’e, Duha’ya, Asr’a vefa…
Rahleye, kürsüye, minbere, mihraba, seccadeye vefa…
CoÄŸrafyaya, doÄŸaya, çevreye vefa…
Yola yoldaÅŸa vefa…
Dosta vefa… Tıpkı Hz. Ali (ra) misali ölüm döÅŸeÄŸine tereddütsüz uzanmak… Hz. Ä°smail (as) gibi boynunu bıçaÄŸa uzatmak…
Dosta vefanın, davaya sadakatin anlamı bu olsa gerek…
Åžimdilerde ne oldu bize?
Bir vefasız çaÄŸa düÅŸtük…
Bir acı kahvenin kırk yıl hatırı olurdu… Åžimdi ne fincan kaldı ne de kahve… Her yerde cola ve nescafe…
Ä°nsan ekmek yediÄŸi çanaÄŸa pisler mi? BüyüdüÄŸü ocağı harlar mı? Birlikte yola çıktığı dostlarını harcar mı?
“Men dakka dukka”yı nasıl unutabiliriz? Bugün bana, yarın sana…
Sadece yar olanlardan vefa bekliyoruz, aÄŸyar bir beklentimiz zaten yok…
Dost ikliminde vefanın çiçeklenmesini umuyoruz…
Biraz gayret birazda hamiyet diyoruz…
Çok mu ÅŸey istiyoruz?
Bize iyi gün dostları deÄŸil öncelikle iyi dostlar lazım…
Baki dostluklar için engin bir vefaya muhtacız…
Hakkın hatırı için, birbirimizi lütfen hatırlayalım…
Henüz yorum yapılmamış.