Güncel
"Ekonomik Savaş'ın, askerî savaşlardan daha kolay olmadığı" bir çağda..
Follow @dusuncemektebi2
Selahaddin E. ÇAKIRGİL / STAR
'Bir papaÄŸana da 'arz-talep' kelimelerini öÄŸretirseniz, alın size bir ekonomist..' ÅŸeklindeki sulu nükteler Ä°stanbul Üniversitesi'ndeki özellikle 'iktisad'la ilgili bazı ders kitaplarında bile yer alabilmiÅŸti, 50 yıl öncelerde..
Åžimdi de, 'Döviz Kuru, Dolar, Euro, Enflasyon, Asgarî Ücret, Faiz,' kelimelerini bolca kullanarak 'ekonomistler ordumuz'u büyütüp güçlendirdiÄŸimiz düÅŸünebiliriz..
Hepimiz 'ekonomi uzmanı' olduk, Maşaallah..
*
Ama, bu kelimelerin ne demek olduÄŸunu bile bilmeyen her birimiz de 'ekonomi'de bir dalgalanma meydana geldiÄŸinde, 'altın reçete'ler üretebiliyoruz, hemen ânında..
EleÅŸtirilere ve hattâ çözüm önerilerinin bir çoÄŸuna bakıldığında, hemen herkesin, kendi durduÄŸu, baktığı veya baÄŸlı olduÄŸu dünya görüÅŸü ya da sosyal kesimlerin eÄŸilimlerine uygun çözümler ürettiÄŸi görülüyor.
Hele bazıları, 'Sallandıracaksın, birkaç tanesini; bak nasıl hizaya geliyorlar..' gibi çok 'radikal' çözümler (!) ileri sürebiliyorlar.
*
6 -7 sene öncelere kadar, ErdoÄŸan'ın en yakın çalışma ekibinden, ÅŸimdi, bir partinin genel baÅŸkanı olan kiÅŸi, Merkez Bankası'nın 'son faiz düÅŸürme' kararını öÄŸrenir öÄŸrenmez, Ankara-Ä°stanbul yolunda videoya alarak yaptığı hışımlı açıklamayla, tam da hangi odakların sözcülüÄŸüne soyunduÄŸunu gösteriyordu..
Efendim, 'faiz, emirle düÅŸürülüyor'muÅŸ; halbuki, 'insan hakları, adâlet ve demokrasi ile düÅŸürülür'müÅŸ; 'yanlışta inat edilmemeli' imiÅŸ, 'halk daha da fakirleÅŸiyor'muÅŸ, vs..
Görüyor musunuz, oltada gösterilen takılan yemleri..
Amerikan emperyalizmi, faizleri, 'yüzde 0,25'de tutarken, demek ki, 'insan hakları, adalet ve demokrasi'yle yapıyormuÅŸ bunu..
Ä°kinci Dünya Savaşı'ndan sonra, dünyanın her tarafında, Vietnam'da, Latin Amerika'da, Ä°ran'da, Irak'ta, Suriye'de, Somali'de, Afganistan'da vs. coÄŸrafyalarda bizzat veya kuklaları eliyle milyonları öldür(t)en Amerika deÄŸilmiÅŸ sanki..
*
Bir de içerideki yakın tarihe bakalım..
Çünkü, geçmiÅŸtekiler, 'Hâfızâ'y-ı beÅŸer, nisyân (unutkanlık) ile malûldür (hastalıklıdır)' diye boÅŸa dememiÅŸler.
Hatırlıyor muyuz, Tansu Çiller B. Amerika'da bir üniversitede ekonomi profesörü iken, ülkeye gelmiÅŸ; büyük iddialarla gelmiÅŸ, Demirel'in BaÅŸbakan Yardımcısı iken, Turgut Özal'ın vefatı üzerine, Demirel, CHP'nin de desteÄŸiyle Meclis tarafından, C. BaÅŸkanı seçilince; TC'nin ilk kadın baÅŸbakanı olmuÅŸtu.
Ve, o kadar baÅŸarılı idi ki, faiz, yüzde 160'lara varmıştı.
*
28 Åžubat 1997 Askerî Zorbalığı günlerinden, yani Erbakan'ın BaÅŸbakanlık'tan düÅŸürülmesinden sonra ise, Uluslararası Para Fonu (IMF)'in temsilcisi (Cotarelli miydi, neydi adı?), Türkiye'nin aldığı milyarlarca dolarlık borcun ödenmesi konusunda, ülkeye gelip öyle emirler yaÄŸdırıyor, öyle vergiler yüklüyordu ki, 'en sorumlu kiÅŸi' olan C. BaÅŸkanı Demirel bile, 'N'apalım, borç alan, ferman da alır..' vecizesiyle ifade ediyordu, durumun fecaatini..
*
Hele de (Merve Kavakçı Hanım'ın, Meclis'e baÅŸörtülü olarak giren ilk m.vekili hanım olması üzerine, Ecevit'in küplere binip, 'Burası devlete meydan okuma yeri deÄŸildir.. Bu hanıma haddini bildirin..' diye kükreyip, onu Meclis'ten ve hattâ vatandaÅŸlıktan bile attırdığı) 1999 Seçimleri'nden sonra, BaÅŸbakan Ecevit'in Amerika'dan getirttiÄŸi, ve tıpkı (IMF) gibi Amerikan güdümlü olan Dünya Bankası'nın uzmanlarından Kemal DerviÅŸ isimli bir ekonomist, bir kurtarıcı edâsıyla ekonominin direksiyonunu eline almış ve her ÅŸey daha da beter olmuÅŸtu..
Bankalar iflâs etmiÅŸ, sadece K. Uzan isimli kiÅŸinin bile 9 milyar dolarla ortalıktan kaybolduÄŸu sonra anlaşılmıştı.
Ä°flâslar, yaprak kıpırdamayan bir sosyo-ekonomik hayat; '6 sıfırlı' paralar.. O zamanlar 65-67 milyon civarında nüfusu olan Türkiye'nin yıllık ihracât geliri, sadece 33 milyar dolar idi.
Bugün, 85 -90 milyon nüfuslu Türkiye'nin yıllık ihracât geliri, 215-220 milyar dolara ulaÅŸmış bulunuyor.. Ve, IMF'ye 23 milyar borç, daha ilk baÅŸta ödenmiÅŸ ve IMF'in müdahalesinin yolu kesilmiÅŸti, ErdoÄŸan hükûmetince..
*
Bu kadar güçlenen ve ekonomik bağımsızlık yolunda dev adımların atıldığı bir ekonomik yapı ve halkın inanç deÄŸerlerinin fideliÄŸinde yetiÅŸmiÅŸ bir ErdoÄŸan liderliÄŸindeki Türkiye'nin tökezletilmesi için, bütün emperyal ve ÅŸer güçler içerden ve dışarıdan elbette oyunlar kurmaya çalışacaklardı.
Ama, bugün, yerli kuklalara deÄŸil de, 'kuklacıbaşı'na iÅŸaret edilince, niceleri de, 'ErdoÄŸan olmasın da ne olursa olsun!.'diyenler korosuna katıldılar.
Meselemiz, ErdoÄŸan veya ÅŸu veya bu ÅŸahıs deÄŸil elbette.. Bütün ÅŸahıslar fânîdir. Ama, ErdoÄŸan, sadece bu ülkede deÄŸil, 'gönül coÄŸrafyamız' dediÄŸimiz inanç dünyamızda, bir meÅŸ'ale tutuÅŸturmuÅŸtur..
Onun için, Amerika'sı, Rusya'sı, Avrupa BirliÄŸi ve daha niceleri, onu ve onun yönetimindeki bu ülkeyi kendileri için tehlike olarak görüp tökezletmek istiyorlar; içerden de birilerini onun paçalarına saldırtmaya çalışıyorlar. Onu saf dışı edebilirlerse, iÅŸlerinin daha kolay olacağını düÅŸünüyorlar. Ama, çok heveslenmesinler; inancının ÅŸuûrunda olan Müslümanlar, daha ne yiÄŸitler çıkarır.
Ve amma, ekonomik savaÅŸların, hele de bu çaÄŸda, askerî savaÅŸlardan daha kolay olmadığını unutmadan..
*
NOT: Dünya çapındaki Salgın'a karşı tedbir olarak, 2 yıla yakın zamandır yapılamayan kapalı salon toplantıları yeniden baÅŸlatıldığından; Üsküdar BaÄŸlarbaşı Kültür Merkezi'nde, Fütûvvet Vakfı'nın tertip ettiÄŸi ve 'Ülke ve dünya meseleleri üzerine umûmî bir deÄŸerlendirme'nin yapılacağı toplantıda bu akÅŸam, 20.00'den itibaren, 'Fakir' de hazır bulunacaktır, Ä°nÅŸaallah..
Henüz yorum yapılmamış.