Sosyal Medya

Güncel

"Kissinger, en çok Suudi Arabistan karşısında zorlandı"

Martin Indyk’in kaleme aldığı ‘Oyunun Efendisi’ adlı kitap ABD eski Dışişleri Bakanı Kissinger’ın diplomaside en çok zorlandığı anları ve Orta Doğu'daki çatışmayı nasıl ele aldığını anlatıyor.



ABD'nin eski Ä°srail büyükelçisi Martin Indyk, “Master of the Game: Henry Kissinger and the Art of Middle East Diplomacy” (Oyunun Efendisi: Henry Kissinger ve OrtadoÄŸu Diplomasisi Sanatı) adlı kitabında, ABD eski DışiÅŸleri Bakanı Henry Kissinger'ın en çok Suudi Arabistan karşında zorlandığını söyledi.

Indyk, kitabında, Dr. Henry Kissinger'ın OrtadoÄŸu'da barış diplomasisine katılımı, eski ABD BaÅŸkanı Richard Nixon'ın Ulusal Güvenlik Danışmanı ve DışiÅŸleri Bakanı olarak görev yaptığı ve BaÅŸkan Gerald Ford yönetiminde DışiÅŸleri Bakanlığı görevine devam ettiÄŸi dönemde yaÅŸananları okuyucusuyla buluÅŸturuyor.

Kissinger'ın Suudi Arabistan ile iliÅŸkilerine de deÄŸinen yazar Martin Indyk, Riyad'ın 1973 Arap-Ä°srail Savaşı öncesinde ve sonrasında oynadığı önemli role dikkat çekerken Kissinger'ın ‘dış politikada gerçekçilik' geleneÄŸini takip ettiÄŸini belirtti. Yazara göre Kissenger, Cemal Abdunnasır'ın Arap dünyasındaki etkisini dengelemek için Suudi Arabistan'ı önemli bir güç olarak görüyordu. Kitapta, Mısır CumhurbaÅŸkanı Enver Sedat'ın Suriye ile bir savaÅŸ baÅŸlatmayı planladığını ve yaklaÅŸmakta olan savaşın hazırlıklarının finansmanı için Kral Faysal bin Abdulaziz'den mali destek almak amacıyla koordineli adımlar attığına iÅŸaret ediliyor.

 

Kissinger, 14 Ekim 1973'te Kral Faysal'a ABD BaÅŸkanı Richard Nixon'ın Ä°srail'e silah temini için bir hava köprüsü kurma kararının Sovyetler BirliÄŸi'nin Mısır ve Suriye ordularını silahlandırmasına tepki olarak alındığını bildiren bir mektup yazdı. Dönemin Ä°çiÅŸleri Bakanı Prens Fahd bin Abdulaziz, Kissinger'a Kral Faysal bin Abdulaziz'in gönderilen mektuplardan etkilenmediÄŸini, çünkü Washington ve Riyad'ın anti-komünist bir ittifak içinde olduÄŸunu varsayarak, Suudi Arabistan'ı savaÅŸ sırasında ABD'nin Ä°srail'e verdiÄŸi desteÄŸin yanında yer alıyormuÅŸ gibi gösterdiÄŸini söyledi.

Öte yandan Kissinger, Suudi Arabistan'ın yapabileceklerini hafife aldı. Bu konuda DışiÅŸleri Bakan Yardımcısı Kenneth Rush ile anlaÅŸmazlığa düÅŸen Kissenger, petrolün 1973 Arap-Ä°srail Savaşı'nda bir silah olarak kullanılmasını beklemiyordu. Indyk, BaÅŸkan Nixon, (dönemin ABD Savunma Bakanı James) Schlesinger ve Rush'ın petrol konusunda endiÅŸeli olmalarına raÄŸmen Kissinger'ın Arap ülkelerinin petrol ambargosu uygulamaları olasılığına dair endiÅŸeye kayıtsız kaldığı için deÄŸil, petrol üreticisi ülkelerin krizi siyasi bir çözüme ulaÅŸtırmak için petrolü kullanma çabalarının iÅŸe yaramayacağına inandığı için olacaklar tahmin edilemezdi.

Arap Ülkeleri Petrol Bakanları Konseyi'nin 19 Ekim 1973'te ABD'ye petrol ihracatını durdurma kararı almasıyla Kissinger'ın ummadığı durum başına geldi. Sonraki altı ayda petrol fiyatları dört katına çıktı. Ambargo, Mart 1974'te sona erse de fiyatlar yüksek seviyelerde kaldı. Ambargo sırasında, 1973 yılında varil başına 25.97 dolar olan petrol 1974'te varil başına 46.35 dolara yükseldi.

Bunun sonucunda Henry Kissinger'ın hayatındaki en zor diplomatik durum ortaya çıkmaya baÅŸladı. Bunu, OrtadoÄŸu'da barış için OPEC bloÄŸunun hegemonyasını sona erdirme giriÅŸimleri ve Arap-Ä°srail Savaşı sırasında ve sonrasında yüksek petrol fiyatlarında izlediÄŸi politika takip etti. Yazar Indyk, bu zaman zarfında Kral Faysal bin Abdulaziz ve eski Petrol Bakanı Dr. Yemani ile Kissinger arasında çok sayıda yazışmanın gerçekleÅŸtiÄŸini aktarıyor.

 

Kitap, Kissinger'ın her zaman hem ABD'nin endüstriyel ekonomilerine hem de büyük ölçüde Batı'ya zarar veren petrol boykotunun sona ermesi için çaÄŸrıda bulunduÄŸu, ancak Kissinger'ın henüz karşı karşıya olduÄŸu bir takım zorlu koÅŸullar olduÄŸu ve OPEC bloÄŸunu petrol ambargosunu sona erdirmeye çağırma giriÅŸimlerinin iÅŸe yaramadığı belirtiliyor. Kudüs'ün statüsünün belirlenmesi, Filistinlilere haklarının geri verilmesi ve Ä°srail'in iÅŸgal ettiÄŸi toprakları vermeye zorlanması, petrol üretim düzeyini savaÅŸ öncesine döndürme konusunda OPEC'in birinci ÅŸartıydı.

Ancak geliÅŸmeler sırasında OPEC için en önemli olan üç konuda herhangi bir deÄŸiÅŸim olmadı. BeklendiÄŸi gibi, OPEC'in yeni petrol politikası, OPEC üyelerinin Mısır-Ä°srail iliÅŸkilerinde bir dereceye kadar ilerleme olduÄŸunu görmelerinin ardından deÄŸiÅŸti. Çünkü böylesi bir geliÅŸme, ABD'nin en azından Mısır'la olan iliÅŸkileri meselesinde ve baÅŸka konularda Ä°srail'e karşı daha az önyargılı hale gelmesi anlamına geliyordu. Kitabında Suriye Devlet BaÅŸkanı Hafız Esed'in Kissinger'a kendisiyle görüÅŸmek istediÄŸini nasıl söylediÄŸini anlatan yazar Indyk, Esed'in Kissinger'a, eÄŸer Ä°srail Arap topraklarından çekilirse, bölgedeki komünizmin etkisini azalacağını defalarca kez tekrarladığını aktarıyor.

Indyk, Kral Faysal'ın petrol ambargosu devam ederken Kissinger ile yaptığı görüÅŸmeyle ilgili olarak Kral Faysal'ın Kissinger'a verdiÄŸi sözlerde çok temkinli davrandığını, hatta bir keresinde ABD DışiÅŸleri Bakanı'na ‘Mısır ile Ä°srail arasındaki geri çekilme anlaÅŸmasının sonuçlandırılmasının petrol vanalarının tekrar açılmasını saÄŸlayacağını' söylediÄŸini aktardı. Ä°lk çekilme anlaÅŸması imzalandığında iki aylık bir gecikme oldu ve Suudi Arabistan, önceki petrol kotalarına geri dönüldüÄŸünde Kissinger'a tahmin edilenden çok daha sert davrandı.

Yazar, bu sert tutumun, Kral Faysal'ın petrol fiyatlarındaki artışı iptal etmeden önce Suriye ile Ä°srail arasındaki geri çekilme anlaÅŸması yapılmasıyla iliÅŸkilendirmesinden kaynaklandığını düÅŸünüyor. Kissinger, 2 Mart 1974 Cumartesi günü Suudi Arabistan'a gitti ve Kral Faysal ile tekrar görüÅŸtü. Dönemin Suudi Arabistan DışiÅŸleri Devlet Bakanı Ömer es-Sakkaf, BaÅŸkan Nixon ile iyi bir görüÅŸme yaptığını ve petrol ambargosunu sona erdirme konusunda anlaÅŸtıklarını söyledi. Yazara göre Kral Faysal, önce Golan'daki güçlerin ayrılması gerektiÄŸini söyleyerek Kissenger'ı ÅŸaşırttı. Kral Faysal, bunu ‘son engel' olarak nitelendirdi.

 

Indyk, Kral Faysal'ın Kissinger'a karşı açık olduÄŸunu düÅŸünüyor. Kitaba göre Kral Faysal, bir keresinde, toplantıdan çıkarken nazik bir jestte bulunarak Kissenger'a kapıya kadar eÅŸlik etti ve onunla birkaç kez Ä°ngilizce konuÅŸtu. Ona veda ederken Allah'a mekik diplomasisinde baÅŸarılı olmasına yardım etmesi için dua ettiÄŸini söyledi.

DiÄŸer taraftan ABD halen Ä°srail'e silah tedarik ederken petrol ambargosu da devam ediyordu. Martin Indyk, Kral Faysal'ın Kissinger'ın Ä°srail'e silah tedarikinin sona ermesini petrol ambargosunun hafifletilmesine baÄŸlama giriÅŸimini engellediÄŸini, bunun üzerine Kissenger'ın Kral Faysal'ın kurnazca davranışını övdüÄŸünü belirtti. Yazar, Kissinger'ın Kral Faysal'ın durumdan memnun olmaması halinde ‘her zaman yeniden petrol ambargosu uygulamaya geri dönebileceÄŸini' anladığını söylüyor. Öyle ki Kral Faysal, petrol ambargosu kaldırılmadan önce Kissinger'dan daha fazla adım atmasını istedi.

Kral Faysal'a düzenlenen suikastın, Beyaz Saray'da Kissinger dahil herkesi hüzne boÄŸduÄŸuna dair Amerikan basınında o dönem yer alan haberleri aktaran yazar, Kissinger'ın Yahudi olması nedeniyle o zamanlar Arap diplomasisinde geniÅŸ çapta kabul görmediÄŸini iddia etti. Ancak Kissinger, ABD'li önde gelen bir devlet adamı ve üst düzey bir hükümet yetkilisi olarak önemli bir statüye sahipti. Suudi Arabistan diplomasisi de, Kissinger ile ortak bir diplomatik zeminde buluÅŸma bilgeliÄŸine sahipti. Bu durum, Kissinger'ın Suudi Arabistan'da bir Yahudi olduÄŸu için reddedilme korkuları yüzünden baÅŸlardaki ön yargısının tam tersi bir imaj oluÅŸturdu.

Kaynak: Åžarkul Avsat

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.