Güncel
Selahaddin E. ÇAKIRGİL: Bu gaileyi de inanç ölçülerimizle atlatırız, inşaallah…
Follow @dusuncemektebi2
Selahaddin E. ÇAKIRGİL / STAR Gazetesi
Sıkıntılı bir ekonomik dönemden geçildiÄŸi ortada.
Hele der son 1 yıldır döviz kurlarındaki dalgalanma, özellikle ekonomik açıdan limansız veya tutunulması zor kıyılarda olan halk kesimlerini derinden etkiliyor. Bu son 1 yıl içindeki Hazine-Maliye Bakanları ve Merkez Bankası BaÅŸkanları'nın sık sık deÄŸiÅŸmesi de yaÅŸanan bu fırtınayı anlatıyor. Ä°lk plânda, bazı çevrelerde 'ekonominin diÄŸer alanlarındaki fiyat arttırımlarının 'dolar'la ne ilgisi var?' denilebiliyor, ama fizikteki 'bileÅŸik kaplar' örneÄŸindeki gibi, bir taraftaki yükselme, otomatik olarak diÄŸer bütün tarafları da ânında etkiliyor.
Buna bir de fırsatçıların, sadece kendi ceplerini, kasalarını ve midelerini düÅŸünenlerin vicdansızlığını ekleyelim.
*
Geçen hafta Hazine ve Maliye Bakanlığı'na getirilen Nureddin Nebatî'nin önceki dönemlerde de o Bakanlık'ta Bakan Yardımcılığı vazifesinde bulunması, meselelere yabancı olmadığı açısından olumlu bir iÅŸaret olabilir.
Yeni Bakan Nebatî, üstlendiÄŸi vazifede baÅŸarılı olmaya mecbur deÄŸil, hattâ mahkûm olduÄŸunun idrakinde olduÄŸunu yansıtıyor, konuÅŸmalarında. 'Bitersek, hepimiz biteriz...' diyor.
Böyle zamanlarda böyle bir idrak, toplumun her kesimi tarafından paylaşılsa, keÅŸke.
*
Ama, dar gelirli kesimlerden çok, yüksek gelirli ve üretmeden tüketen ve ErdoÄŸan'ın Ä°slamî kimliÄŸine duydukları düÅŸmanlık yüzünden ona hınç besleyenler, -Amerikan BaÅŸkanı Biden'ın 2 sene önce açıkça dile getirdiÄŸi - ErdoÄŸan'ın iktidardan uzaklaÅŸtırılması hedefinin gerçekleÅŸmesini heyecanla bekliyorlar, gözleri baÅŸka bir ÅŸeyler görmüyor.
Halkın selim akılla düÅŸünebilen büyük kesimleri, ülkeye, -elbette bir takım noksan veya yanlışlarının olduÄŸu da söylense bile- 20 senedir gerçekten de tasavvur edilemeyecek derece büyük hizmetler ifâ etmiÅŸ olan bugünkü iktidar kadrolarının karşısındaki muhalefetin '7 Kocalı Hürmüz.' sahnesi sergilediÄŸini de görüyorlar.
Muhalefet, sadece iktidara gelebilmek için, 'ErdoÄŸan gitsin de ne olursa olsun, hiçbir ÅŸey ondan daha kötü olamaz.' havasındalar. Tıpkı, 2. MeÅŸrutiyet yıllarında, 120 sene öncelerde, '2. Abdulhamid gitsin de kim gelirse gelsin, hiç kimse ondan daha kötü olamaz.' diye koro halinde beddua okuyan ve emperial güçlerin manyetik çekim alanına düÅŸmekten kurtulamayanların hâlet-i rûhiyesinin yeniden tezgâhlamak istiyorlar. (Hatırlayalım ki, Yıldız Camii'ndeki Cuma Selâmlığı'nda Sultan 2. Abdulhamîd'e baÅŸarısız bir bombalı suikasd tertip eden ermeni teröristleri için, Tevfik Fikret,
'Ey darbe-i mübeccele, ey dûd-i müntakîm
Kimsin? Nesin? Bu savlete sâik, sebeb ne, kim? (...)
Ey ÅŸanlu avcı, dâm'ını/( tuzağını) beyhûde kurmadın,
Attın, fakat yazık ki, yazıklar ki vurmadın.'
diye hayıflanırken; o dönem Müslümanlarının en seçkinleri kabul edilen isimler de, -Kurân'a açık hakaret ÅŸiirleriyle de bilinen - ateist T. Fikret'le aynı safta duruyorlardı. O meÅŸ'ûm iÅŸbirliÄŸinin Ä°slâm Milleti'ne nelere mal olduÄŸunu sonradan kendileri de gördükleri halde, 'o dönemin seçkin Müslümanlarından hiç birisinin piÅŸmanlık ifade eden bir beyanlarının olmayışı da bir ayrı konudur.)
Bugün de, mevcud sıkıntılı durumdan ve piyasada, frensiz ÅŸekilde yükselen fiyatlara itiraz sesleri en çok yükselenler, gerçekte, 'timsah gözyaÅŸları' döküyorlar. Restoranları, kafeleri dolduran ya da büyük ÅŸehirlerde etkili bir sektör haline gelen evlere yemek servislerini hareketlendirenlerin büyük kesimi de onlar. Nimetlerinin azalacağı korkusu içindeler. (Hatırlayalım, timsahların avları ne kadar büyük olursa, o avı yutma esnâsında gözyaÅŸları o derece daha fazla akar.) Sosyal hayattaki 'timsah'ların gözyaÅŸları da aynı ÅŸekilde. Gerçekte ise, onlar, kendilerini kurtarmak için, 'dolar'ları, 'yuro'ları ve diÄŸer malvarlıklarının can yeleÄŸi'ni çoktaaan kuÅŸanmışlardır.
Dar gelirli büyük kitleler ise, 'Bu güne de elhamdülillah. Sıkıntı var, ama, kıtlık yok.' diyorlar. Ki, onlar arasında 'obezite'den, çok kilo almaktan ÅŸikayetçi olanlar çok azdır.
*
ErdoÄŸan geçen hafta Baqara Sûresi'nin, 'Andolsun ki, sizi biraz korku, açlık, canlardan, mallardan ve mahsullerden yana eksiltmeyle imtihan ederiz... Sabredenlere müjdele ki, onlar bir musîbete dûçar olduklarında 'Biz Allah içiniz ve yine O'na döneceÄŸiz.' derler. Ä°ÅŸte onlar için Rableri tarafından maÄŸfiret ve rahmet vardır. Hidayete erenler de onlardır.' meâlindeki 155 ve devamı âyetleri okuyunca, daha bir küplere bindiler; 'Laik rejimin C.BaÅŸkanı nasıl olur da, halk'a Kur'an'dan âyetler okur?' diye.
Daha da ilginç olanı, bir kısım 'Müslümanlar' da o 'taife-i laicus'un korosuna, 'Ä°slâm'ı savunmak' adına katıldılar ve safdil kimseleri yanıltmaya çalışıyorlar.
*
Evet, her ÅŸey sadece dışarıya baÄŸlanmamalı, kendi toplumuzdaki yanlışlar da görülmeli. Ama, bu oyunun arkasında, emperial güçlerin gizlemeye gerek bile duymadıkları ÅŸeytanî entrikalar da görmezlikten gelinmemelidir.
1970'lerdeki Amerikan BaÅŸkanı Nixon, 'Amerika, büyük savaÅŸlara girmeden küçük savaÅŸlarla veya hiç savaÅŸmadan, büyük zaferler kazanmanın yolunu bulmalıdır.' demiÅŸti. Amerikan emperyalizmi de diÄŸerleri de, kendi karşılarında boyun bükmeyen, dik duran ve güçlenen bir 'Müslüman güc'ün kâbuslarına yatmaktansa, onun ekonomisi için entrikalar hazırlamak; hele de, 'Türkiye'ye neler yaÅŸattık.' diye narâlar atıp baÅŸkalarına da gözdağı vermeye çalışan Trump zamanından beri, Amerikan dış siyasetinin temel meselelerinden birisi haline gelmemiÅŸ miydi?
Joe Biden da, Trump'dan daha mülâyim davranacak deÄŸildir.
Emperial güçlerin ÅŸeytanî tuzaklarına karşı, Müslümanların da rahmanî silâhları vardır ve Allah'ın izniyle, bu gaile de atlatılacaktır.
Henüz yorum yapılmamış.