Sosyal Medya

Libya'da seçimler 'sihirli değnek' değil

Araştırmacı Bilgehan Öztürk, 'Uluslararası aktörler seçimlere Libya’nın bütün sorunlarını çözecek bir 'sihirli değnek' muamelesi yapıyorlar' yorumunda bulundu.



AraÅŸtırmacı Bilgehan Öztürk, Libya'da yaklaÅŸan seçimler öncesinde ülkedeki durumu ve tarafların pozisyonunu AA Analiz Masasına deÄŸerlendirdi.

24 Aralık 2021'de düzenlenmesi için bilhassa uluslararası aktörlerin çaÄŸrıda bulunduÄŸu seçimler etrafında Libya, farklı düzeyde güç mücadelelerine sahne oluyor. Seçimlerin mezkur tarihte düzenlenmesi aslında BirleÅŸmiÅŸ Milletler Libya Destek Misyonunun (BMLDM) liderliÄŸinde baÅŸlatılan daha geniÅŸ bir siyasi geçiÅŸ süreci, yol haritasının bileÅŸenlerinden yalnızca bir tanesiydi. Ancak seçimler uzun süredir Libya ile ilgili düzenlenen bütün uluslararası zirvelerin ve diplomatik temasların en çok ve tek vurguladığı "ilke" haline gelmiÅŸ durumda. Burada, uluslararası toplum diye tabir ettiÄŸimiz, esas itibarıyla ABD ile Avrupa'nın önde gelen aktörleri ve bu ülkelerin etkin olduÄŸu BMLDM'nin, Libya krizinin çözümüne yönelik sığ ve kolaycılığa kaçan yaklaşımı göze çarpıyor.

- Seçimler "sihirli deÄŸnek" deÄŸil

Batılı ülkeler ve BMLDM, seçimlere Libya'nın bütün sorunlarını çözecek bir "sihirli deÄŸnek" muamelesi yapıyorlar. Libyalı aktörleri seçimlere yönelik pozisyonlarına göre "meÅŸru-gayrimeÅŸru" ve "iÅŸ birliÄŸi yapan-bozguncu" ikilikleri ile tasnif ve terbiye ediyorlar. Libyalı pek çok aktör ve kurumu da inanmadıkları ve istemedikleri halde "seçimleri istiyor" ve "seçimlerin düzenlenmesi için çaba sarf ediyor" görüntüsü ile rol yapmaya zorluyorlar. Ä°tiraf etmekten imtina edilen gerçek, yani seçimlerin 24 Aralık 2021'de düzenlenmesinin imkansızlığı ve bunun yanlışlığı, bu tarihe on günden az bir süre kala bütün çıplaklığıyla ortada duruyor.

 

Seçim kanunu nasıl çıktı?

Seçimlerin zamanında yapılıp yapılmaması, aslında karşı karşıya olunan sorunların büyüklüÄŸü düÅŸünüldüÄŸünde oldukça tali bir mesele. Öncelikle ülkede seçimleri düzenleyen bir seçim kanununun bulunmadığı not edilmeli. Normal ÅŸartlarda Libya'nın yasama organı Tobruk merkezli Temsilciler Meclisinin (TM) Trablus merkezli Yüksek Devlet Konseyinin (YDK) de onayını alarak seçim kanunu çıkarması beklenir. Ancak seçimlerin yapılması halinde mevcut TM BaÅŸkanı Akile Salih'in koltuÄŸunu kaybetmesine kesin gözüyle bakıldığı için seçimlerin yapılmasında Salih'in hiçbir çıkarı bulunmuyor. Bu nedenle Salih seçime giden süreci baltalamak için uzun süre kanunun yapılmasını engellemiÅŸ, en son TM'de tartışmaya bile açılmayan bir taslağı kendi başına oluÅŸturup BMLDM'ye ileterek "seçim kanunu" çıkardığını ilan etmiÅŸti.

Sözde "seçim kanunu" bugün seçimler etrafındaki mücadelenin en tartışmalı konularından bir tanesi. Trablus bölgesindeki hemen her aktör ve halk bu sözde "kanuna" karşı çıkıyor ve tanımadıklarını ilan ediyorlar. Dolayısıyla, bu sözde kanunun esas alındığı bir seçim çok ciddi bir meÅŸruiyet sorunu doÄŸuracak, kaygıları dikkate alınmayan ve meÅŸru olmayan seçimlerin kendilerine dayatıldığını düÅŸünen kesimler çareyi ÅŸiddete baÅŸvurmakta arayacaktır. Bu kapsamda en hayati hata BMLDM tarafından yapılmış; BM Libya Özel Temsilcisi Jan Kubis BM Güvenlik Konseyine (BMGK) hitabında kanunun "meÅŸru" olduÄŸunu ifade etmiÅŸti.

Libya halkı tarafından açıkça Hafter yanlısı olarak görülen Fransa da DışiÅŸleri Bakanlığının resmi sosyal medya hesapları üzerinden Salih'in "seçim kanununu" destekledi. Nispeten daha nötr olduÄŸu düÅŸünülen diÄŸer ülkelerden ise bu oldubittiye karşı herhangi bir tepki gelmedi. Uzun süredir Batılı ülkelerde ve BMLDM'de hakim olan tercih herhangi bir anayasal ya da yasal zemin olmaksızın seçimlerin her halükarda yapılması yönünde. Bu tercih, Salih'in süreci dinamitleyen "kanununa" yönelik tavırlarını da belirlemiÅŸ oldu. Bütün bunlar, kuralsız seçimleri dayatarak uluslararası aktörlerin kendilerine kumpas kurduklarını ve iradelerini ipotek almaya çalıştıklarını düÅŸünen Libya halkının seçimlere ve siyasi geçiÅŸ sürecine olan güvenini sarsıyor.

- Tunus faktörü

Tam bu noktada Tunus CumhurbaÅŸkanı Kays Said'in "yumuÅŸak" darbesini hatırlamakta fayda var. Kays Said, meclisi feshederken halk tarafından seçilmiÅŸ olma "meÅŸruiyetine" sığınmıştı. Bu yumuÅŸak darbeyi hoÅŸgörüyle karşılayan Batılı ülkelerin yaklaşımı, esasında Libya'daki kuralsız seçimleri desteklemeleriyle paralellik arz ediyor. Nitekim, yetkilerinin sınırları anayasa ile belirlenmemiÅŸ, yalnızca halktan aldığı oyla meÅŸruiyet iddiasında bulunacak bir Libya cumhurbaÅŸkanı, otoriter yönetim kurma konusunda Tunus'tan çok daha elveriÅŸli bir ortam bulacaktır.

 

Köklü bir otoriterlik geçmiÅŸi bulunan ve çok yakın zamana kadar Hafter'in diktatörlük giriÅŸimini acı bedellerle tecrübe eden Libya'da, ÅŸahısların veya yönetimin diktatörlüÄŸe savrulması sahici bir endiÅŸedir. Buna bir de Batılı ülkelerin zımni desteÄŸi eklendiÄŸinde Libyalılar açısından böyle bir akıbetten endiÅŸe duymamak mümkün deÄŸil.

Öte yandan hem Mısır hem de Tunus, Libya'ya "sirayet etkileri" açısından diÄŸer ülkelerden belirgin bir farklılığa sahip. Arap devrimleri dalgasında da görüldüÄŸü üzere, Tunus ve Mısır'daki bir trendin Libya'yı ıskalaması mümkün deÄŸil. CoÄŸrafi ortaklığın yanı sıra Libya'daki Tunuslu ve Mısırlı iÅŸçilerin varlığı, bu üç ülke arasında sosyoekonomik açıdan da yoÄŸun bir etkileÅŸim doÄŸuruyor. Mısır'da 2013'te Sisi darbeyle iktidara geldiÄŸinde, hemen ardından Libya'nın doÄŸusunda Halife Hafter gibi doÄŸrudan bir çıktısı olmuÅŸtu. Tedbir alınmaması halinde Tunus'ta Said'in darbesinin de Libya'ya benzer bir etkisi olacaktır. Seçimler etrafında yürüyen mücadele de bunun için çok elveriÅŸli bir ortam oluÅŸturuyor.

- Hukuki görünümlü siyasi mülahazalar

Gelinen noktada seçim gündemi kimlerin aday olabileceÄŸine dair yargı kararının beklendiÄŸi hukuki görünüm arz eden bir aÅŸamaya ulaÅŸtı. Fakat Batılı ülkelerin "kuralsız seçimi" tercih eden yaklaşımı, Libya yargısını da adayları objektif olarak deÄŸerlendirecek tutarlı kriterler dizisinden mahrum bıraktı. Ä°lan edilecek aday listesine kimlerin dahil edilip edilmeyeceÄŸinin önemli siyasi ve askeri sonuçları olacağından, bu kararın hem Libya içinden hem de Libya dışından siyasi müdahaleye maruz kalmaması mümkün deÄŸil.

Seyfülislam Kaddafi'nin Sebhe ÅŸehrindeki mahkemeye temyiz baÅŸvurusunun silah zoruyla engellenmesi, bunun Kaddafi'nin hem destekçilerini hem de muhaliflerini mobilize etmesi, yargı kararlarının pür hukuki mülahazalar olarak kalamayacağının bir örneÄŸi. Yine Kaddafi'nin adaylığını ilk etapta reddeden mahkeme kararına karşı Rusya'dan gelen Kaddafi yanlısı açıklamalar; baÅŸta ABD'nin Trablus Büyükelçisi Richard B. Norland olmak üzere önde gelen ABD'li yetkililerin Hafter'in adaylığına açık kapı bırakan söylem ve eylemleri de yargı kararları üzerinde uluslararası aktörlerin müdahale ve baskı kapasitesine iÅŸaret ediyor.

 

Bu ÅŸartlar altında Libya'da saÄŸlıklı bir hukuki sürecin yürümeyeceÄŸini söylemek mümkün. Aday listesi açıklanabilirse, ciddi ulusal ve uluslararası siyasi müdahale ürünü olarak ortaya çıkacak ve her senaryoda Libya içindeki bir güç odağının ve onun toplumsal tabanının tepkisiyle karşılaÅŸacaktır. Seçimler etrafındaki pek çok istikrarsızlık unsurunun bertaraf edilmesi, Libya'ya müdahil bölgesel ve uluslararası aktörlerin aday veya mekanizma üzerinde bir çeÅŸit uzlaÅŸmaya varmasıyla mümkün olacaktır.

***

[Sakarya Üniversitesi OrtadoÄŸu Enstitüsü'nde doktora çalışmalarına devam eden Bilgehan Öztürk SETA Dış Politika araÅŸtırmacısıdır]

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.