Dünyanın değiştiremediği adamlara ihtiyacımız var
Abdülaziz Kıranşal / Milli Gazete
Hz. Ömer (R.A.), halifeliÄŸi sırasında Åžam’a gitmiÅŸti. Kendisini karşılayanlar arasında valiyi göremeyince etrafına toplanan ÅŸehrin ileri gelenlerinden, “KardeÅŸim Ebû Ubeyde nerede?” diye sorduÄŸunda, “Åžimdi gelir” dediler. Az sonra da Ebû Ubeyde geldi.
Hz. Ömer (R.A.), valisinin yaÅŸantısını görmek istiyordu. “Haydi, kardeÅŸim sizin eve gidelim” dedi. Birlikte eve geldiler. Ä°çeriye giren müminlerin emîri, evin içinde kılıcı, zırhı ve birkaç parça da ev eÅŸyasından baÅŸka bir ÅŸey göremedi. Bunun üzerine Hz. Ömer (R.A.), “Senin bunlardan baÅŸka bir ÅŸeyin yok mu?” diye sorunca, Ebu Ubeyde (R.A.) “Bunlar benim ihtiyacım için kâfidir” diye cevap verdi. Hz. Ömer (R.A.), “Misafirine bir ÅŸey ikram etmeyecek misin?” diye sorunca, Ebu Ubeyde kalkıp eski bir küp getirdi. Ä°çinde kurumuÅŸ ekmek parçaları çıkarınca, gözleri yaÅŸla dolan Hz. Ömer (R.A.), “Ey Ebû Ubeyde! Vallahi sen hariç dünya hepimizi deÄŸiÅŸtirdi” diyerek aÄŸlamaya baÅŸladı.
Allah onlardan razı olsun! Hiçbir ÅŸey onları deÄŸiÅŸtiremedi. Onlar yokluk içindeyken de takvalı yaÅŸadılar. Varlık içindeyken de takvalı yaÅŸadılar…
Onlar, açlıktan karınlarına taÅŸ baÄŸlarken de ezanı duyunca kalkıp sabah namazına koÅŸtular, dünya ayaklarının altına serilip, Bizans’ın, Kisra’nın hazinelerine sahip olduklarında da ezanı duyunca namaza koÅŸtular…
Onlar, zayıfken ve kimse onlara destek vermezken de affetmesini, merhametli ve alçak gönüllü olmasını, kardeÅŸliklerini korumayı baÅŸardılar; kalabalık ordulara hükmedecek, bir parmak iÅŸaretiyle kelle alıp, koca imparatorlukları yönetecek güce ulaÅŸtıklarında da merhametli olmasını becerdiler.
Asla elitleÅŸmediler, bozulmadılar, ne hayat tarzlarından ne de ideallerinden zerrece taviz vermediler. Çünkü onların ölçüsü Efendimiz’in (S.A.S.) “Sizden en çok sevdiklerim ve en yakınlarım, bana benden ayrıl¬dıkları hâl üzere kavuÅŸacak olanlardır” (Müsned) ilkesiydi…
Onlar, imanlarıyla, takvalarıyla, heyecanlarıyla Rasûlullâh’ın yanında nasıllarsa ondan sonra da aynı kalmak ve ona bu hal üzere kavuÅŸmak için gayret ettiler…
Asgari ücretle çalışırken camiden çıkmayan; müdür olunca Cuma’dan Cuma’ya camiye uÄŸrayanlardan olmadılar. Garibanken mahalle sohbetinde diz kırıp gözyaşı döken; zenginleÅŸince sadece bürokratların, tüccarların ve makam sahiplerinin katıldığı sohbetlerde boy gösterenlerden olmadılar…
Cebinde metelik yokken faize karşı çıkıp; parayı bulunca bu iÅŸler faizsiz olmaz diyenlerden, ihaleyi, repoyu, borsayı, dolgun banka hesaplarını keÅŸfedince tanınmaz hale gelenlerden olmadılar…
Ellerinde para yokken takvadan bahseden; biraz mal ve makam yüzü görünce ahlakını, kimliÄŸini ve ÅŸahsiyetini kaybedenlerden olamadılar. Malları ve makamları artınca eski dostlarını, kardeÅŸlerini, akrabalarını, garipleri terk edenlerden, telefonlarını bile açmayanlardan olmadılar…
Eski mahallelerinde otururken düÄŸünlerini Ä°slami prensiplere göre yapıp; elit bir çevreye sahip olunca yıllardır eleÅŸtirdikleri düÄŸünlere bile taÅŸ çıkaracak, hiçbir Ä°slami prensibin ve ilkenin tanınmadığı düÄŸün ve niÅŸan merasimleri yapanlardan olmadılar…
Eskiden sakala, tesettüre, mahremiyete Ä°slami kimliÄŸin ölçüleri olarak bakarken; elitleÅŸtikçe sakallarını kısaltan, zenginleÅŸtikçe tesettürünü deÄŸiÅŸtiren, güçlendikçe toplantılarını kadın-erkek karışık yapan, ailesini bile böyle ortamlara sokmaktan çekinmeyen, haremlik-selamlığa gülüp geçen, karşı cinsle tokalaÅŸmayı, ÅŸakalaÅŸmayı, sarılmayı bile normal görenlerden olmadılar…
Sayıları azken Ä°slam kardeÅŸliÄŸinden ve davadan bahseden; kalabalıklaşınca, mallarını, makamlarını, statülerini, kazanımlarını kaybetmemek için yıllardır tanıdıkları, bildikleri dostlarını ve kardeÅŸlerini bile gözlerini kırpmadan harcayacak ÅŸekilde deÄŸiÅŸenlerden olmadılar…
Allah onlardan razı olsun! Onlar, dünyanın deÄŸiÅŸtiremediÄŸi adamlardı…
Henüz yorum yapılmamış.