Lenin İslâm'ı resmî din olarak ilân edecekti!
Cemal Aydın / Mütercim
1970'li yıllarda Fransa'da Müslümanlar tarafından çıkarılan "France-Islam" adlı dergide Lenin'in Ä°slam'ı resmi din ilan etme giriÅŸimini okumuÅŸtum. Bu giriÅŸimin, Ezher ulemasına uzanan ilginç bir hikayesi vardı. Yazıda imza yoktu ama üslubundan yazarın Prof. Dr. Muhammed Hamidullah olduÄŸu anlaşılıyordu.
Rusya'da komünist ihtilâli yapıldıktan bir süre sonra Lenin, devlete yön verecek kiÅŸilerle özel bir toplantı düzenler. Onlara ÅŸu meâlde bir konuÅŸma yapar ve son derece önemli bir teklifte bulunur:
"YoldaÅŸlar, komünizmin kökleÅŸmesi ve yaÅŸaması için ne yapmak gerektiÄŸini uzun zamandan beri hep düÅŸünegelmiÅŸimdir. Benim ÅŸimdi size söyleyeceÄŸim ÅŸu sözleri sizlere bugün, bu saatte aktarmadan önce defalarca düÅŸündüm, hayli zaman kafa yordum. Sonunda ÅŸu kanaate vardım: Bizim komünizm rejmimiz ancak halka iyi bir dini kabul ettirmekle varlığını devam ettirebilir. Din olmazsa, çok geçmeden bu rejim çöker. Marks 'Din afyondur!' derken dinin kötü niyetle kullanılmasını kasteder. Ä°yi niyetle kullanılan din, afyonluktan çıkıp eylemciliÄŸe dönüÅŸür, halka beklenmedik bir dinamizm kazandırır. Öte yandan, halk için öbür dünya inancı son derece önemlidir. Bu inanç, insanların daha dürüst ve gayretli olmasına katkıda bulunur.
YoldaÅŸlar, bizim rejimimiz için en uygun dinin hangisi olabileceÄŸi konusunda çok uzun araÅŸtırmalar yaptım. Yaptığım inceleme ve araÅŸtırmam sonunda Ä°slâm dininin, komünizmle baÄŸdaÅŸabilecek tek din olduÄŸunu gördüm.
Altı ay araÅŸtırma süresi
Çünkü bu dinde insanın kardeÅŸine yardım ve paylaÅŸma konusunda baÅŸka hiçbir dinde olmayan çok önemli ve son derece dikkat çekici buyruklar var. Meselâ her sene servetten mutlaka ödenmesi gereken ve zorunlu olan bir zekât var. Ayrıca sadaka adı altında zenginlerin yoksullara yardımını ön gören ısrarlı öÄŸütler ve teÅŸvikler var. YoldaÅŸlar, ben Ä°slâm dininin devletimizin resmî dini olarak kabul edilmesinin bu rejimin devamı ve toplum açısından çok faydalı ve gerekli olduÄŸunu düÅŸünüyorum. Fakat size bunu hemen kabul edelim demiyorum. Teklifim ÅŸu: Sizler altı ay süreyle dünya dinlerini ve özellikle de Ä°slâm'ı iyice araÅŸtırın! Altı ay sonra tekrar toplanalım, siz de benim vardığım kanaati edinirseniz, Ä°slâm'ı devletimizin resmi dini olarak ilân edelim ve halkın da bu dine yönelmesini saÄŸlayalım."
(Bu arada ÅŸunu da unutmayalım ki aklın yolu birdir: Nitekim Roger Garaudy de, "Hatıralar/Yüzyılımızda Yalnız YolculuÄŸum" kitabında, Lenin'den 40 yıl sonra, ikisi de çok ünlü olan Fransız Komünist Partisi lideri Maurice Thorez ile Ä°talyan Komünist Partisi lideri Palmiro Togliatti'ye "Din olmadan komünist rejimi ayakta kalamaz, bunu Moskova'ya söyleyin!" uyarısında bulunduÄŸunu yazar. Garaudy'nin yazdığına göre iki lider de bu teklife çok sıcak bakmışlar, kendisini son derece haklı bulmuÅŸlar, fakat o sıralar Moskova ile Washington arasındaki aşırı gerginlikten dolayı bunu Moskova'ya iletmeyi biraz erteleyeceklerini söylemiÅŸler.)
Ä°ngilizler harekete geçti
Lenin merakla altı ayı beklemeye, komünist ileri gelenler de araÅŸtırmaya koyulsunlar, Ä°ngiliz Gizli Ä°stihbarat Servisi (Secret Intelligence Service) bunu haber alır almaz, hemen durumu Ä°ngiltere'nin en üst makamlarına bildirir. Dönemin GüneÅŸ Batmayan Ä°mparatorluÄŸu olarak bilinen Ä°ngiltere bundan son derece rahatsız olur. Çünkü bizzat Ä°ngiltere de dâhil pek çok Batı ülkesinde kapitalizm karşıtı bu yeni ideolojiye, yani komünizme artan bir sempati vardır. Çok geniÅŸ topraklara yayılan ve 15 ana devlet ile birçok özerk cumhuriyetten oluÅŸan SSCB'in (Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri BirliÄŸi'nin) Ä°slâm'ı devletin resmî dini olarak tercih etmesi, Ä°ngiliz Ä°mparatorluÄŸu'nu ileride zora sokabilecektir. Hemen harekete geçilir. Ülkenin önde gelen, en seçkin siyasî düÅŸünürleri, stratejistleri ve bu arada "sömürgeciliÄŸin keÅŸif kolu" vazifesi gören bütün Ä°ngiliz oryantalistleri toplanır. Lenin'in bu projesinin nasıl çıkmaza sokulabileceÄŸi uzun uzun tartışılır. Sonunda Ä°ngiliz oryantalistlerin teklifi herkes tarafından kabul görür.
Oryantalistlerin teklifi
Oryantalistlerin teklifi ÅŸudur: Bu konuda bir soru metni hazırlanacak ve Ä°slâm makamlarından fetva istenecektir. Ancak bu fetva Ä°stanbul'daki hilâfet makamından deÄŸil de, Mısır'daki Ezher Ulemasından alınacaktır. Soru ÅŸöyledir: "Yöneticileri Allah'a inanmayan bir devletin, sırf kendi yönetim ÅŸeklini saÄŸlıklı bir ÅŸekilde devam ettirebilmek ve halkın ekonomiye katkısını artırabilmek için Ä°slâm'ı devletin resmî dini olarak kabul etmesi caiz midir?" Ä°ngiltere'nin devlet adamlarının heyecanla ve ellerini oÄŸuÅŸturarak beklediÄŸi fetva çok gecikmeden verilir: "Elcevab: Hak din olduÄŸu için deÄŸil de, sırf maddî menfaat için halka kabul ettirilecek böyle bir uygulama ÅŸer'an asla ve kat'a caiz deÄŸildir!" Bu fetvayı haber alan Lenin, derhal yoldaÅŸlarını toplar ve "Ezher tarafından verilen böyle bir fetvadan sonra bizler geniÅŸ halk kesimlerine bu dini artık istesek de kabul ettiremeyiz. O yüzden ben teklifimden vazgeçiyorum!" der.
France-Islam dergisi
Ben bunu 1970'li yıllarda Fransa'da Müslümanlar tarafından bazen ayda, bazen iki ayda bir çıkarılan "France-Islam" adlı bir dergide okumuÅŸtum. O dergideki yazısında yazar ÅŸöyle yakınıyordu: "Ne olurdu Ezher Uleması bu soruya olumlu cevap vereydi de Sovyetler BirliÄŸi'ndeki onca cami yıkılmayaydı! Müslümanlar o diyarda mahvedilmeyeydi! Heyhat! Niçin bu kadar dar ve kısır görüÅŸlü davrandılar da güzelim bir tarihî fırsatı kaçırdılar!" Yazının devamında yazar, Ezher Ulemasına çok nazik, fakat bir o kadar altından kalkılması zor sitemlerde bulunuyordu.
Ya bu arzu gerçek olsaydı?
Åžayet Lenin'in o arzusu gerçekleÅŸseydi, Ä°slâm ve insanlık tarihinde bambaÅŸka bir sayfa açılır mıydı? Elbette açılırdı. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri BirliÄŸi (SSCB) demek, hele Ä°kinci Dünya Savaşı sonrasında, sinesinde 15, uydu devletlerle birlikte de en az 30 devleti barındıran devasa bir cihan devleti demekti.
Dahası, o dönemlerde, Batı'nın kapitalist sömürüsünden ve zulmünden kurtulmak için SSCB'den destek gören ve SSCB'ye yakın duran çok sayıda devlet de vardı ki, onları da hesaba katarsak Moskova'nın telkinlerine kulak verecek devlet sayısı belki de 80'leri bulurdu.
Öyle bir durum gerçekleÅŸseydi, bırakın SSCB'de (Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri BirliÄŸi'nde) camilerin, mescitlerin yıkılmasını, imamların, müftülerin idam edilmelerini veya Sibirya'ya sürgüne gönderilmelerini, Moskova'yı kıble edinen pek çok dünya ülkesindeki komünist partilerde de Ä°slâm'a bir yöneliÅŸ olmaz mıydı? Batı ülkelerindeki ünlü komünist yazar, ÅŸair ve sanatçılar Ä°slâm'ı övgüler düzmezler miydi?
Belki de yeryüzünde bir Ä°slâm meltemi eser ve çok sayıda insan hidayete ererdi... Bütün insanlığın huzur ve saadeti için gönderilmiÅŸ olan bu son din, belki de milyonlarca insan tarafından benimsenirdi. Yüce Allah'ın ifadesiyle "Bütün yeryüzüne sadece rahmet olsun diye" (Enbiyâ, 21/107) gönderilen Peygamberimiz sayısız gönülde taht kurabilir ve bütün yer kürede tıpkı Ä°slâm'ın ilk yüzyıllarındaki gibi rahmet esintileri eserdi. Bütün bu saydıklarımız ve hatta belki de daha fazlası gerçekleÅŸebilirdi. Kısacısı, Ä°slâm ve insanlık lehinde muhteÅŸem geliÅŸmeler olabilirdi. Bu arada SSCB'deki Müslüman kardeÅŸlerimiz o korkunç zulme maruz kalmaz ve herkesin Kur'ân'ı okumaya devam edebilmesi için de Arap alfabesi deÄŸiÅŸtirilip yerine Kiril alfabesi konmazdı. Ä°slâm ve insanlık lehinde de hayranlık uyandıracak çok çarpıcı geliÅŸmeler kesinlikle olurdu.
Ne acıdır ki bir basiretsizlik, bir vizyonsuzluk, paha biçilmez bir fırsatın heba edilmesine yol açtı! Yoz ve yobazca bir düÅŸünüÅŸ, Ä°slâm ve insanlık adına sonuna kadar açılan bir imkânlar kapısını ahmakça kapattı! Müslüman olduÄŸunu alenen ilan etmesinden ve milyonlarca deÄŸil yüz milyonlarca genci Ä°slâm'a ısındırmasından korktukları ünlü ÅŸarkıcı Michael Jackson (Maykıl Ceksın)'ı katleden (bkz: https://www.star.com.tr/acik-gorus/turkiyede-din-adamlarina-guven-yokmus-haber-1492587/), ayrıca Ä°slâm'a Batı ülkelerinde müthiÅŸ bir yöneliÅŸ ortaya çıkınca da DEAÅž denilen iÄŸrenç mahlûkları "Ä°ÅŸte Ä°slâm budur!" dercesine sahaya süren günümüz Batı'sının derin devletlerinin yaptıklarının bir benzerini dün de Ä°ngiltere'nin derin devleti yaptı! Maalesef Batı, Ä°slâm dünyasıyla hâlâ kedinin fareyle oynadığı gibi oynuyor! Batı'nın bu oyunlarını göremeyen gafil müslümanlara yazıklar olsun! Yazar o yazısında, Ezher'in bu konuyla ilgili fetvasını Pakistan'daki bir kütüphanede bizzat kendi gözleriye gördüÄŸünü de belirtir.
Söz konusu yazıda yazarın imzası yoktur, fakat o dergiyi takip ettiÄŸim ve bütün sayılarını kaçırmadan okuduÄŸum için yazının üslûbundan yazarını tanıdım. Prof. Dr. Muhammed Hamidullah'tı o makaleyi yazan. Sanırım Ezher Ulemasının ÅŸimÅŸeklerini üzerine çekmemek için imzasını atmamıştı. Kurnaz Ä°ngilizler bunu niçin Ä°stanbul'daki hilâfet makamına sormamışlardı? Ä°stanbul'dan gelecek cevabın olumlu olacağından yüzde yüz emindilerdi de ondan. Çünkü Osmanlı ileriye dönük düÅŸünür, Ezher gibi körü körüne fetva verme yoluna gitmezdi.
Ezher dünkü o körlüÄŸünün, o zavallılığının, Ä°slâm'a ve insanlığa karşı yapılmış o tür ihanetinin aynısını deÄŸilse de, bir benzerini geçtiÄŸimiz yıllarda da yaptı. Onu da gelecek yazımızda anlatalım.
kaynak: https://www.star.com.tr/acik-gorus/lenin-islmi-resm-din-olarak-iln-edecekti-haber-1672503/
Henüz yorum yapılmamış.