Sosyal Medya

Gökhan Özcan / Güz düşünceleri

Gökhan Özcan / Yeni Şafak



GüneÅŸ son demlerinde berrak, ışıltılı, seyrine doyulmaz bir ÅŸal gibi vadileri, tepelere doÄŸru yükselen korulukları bakır kızılına boyuyor. Bakır kızılı dedimse, tek bir renk, tek bir ton deÄŸil, sarıdan kızıla kadar belki onlarca, belki yüzlerce farklı ton seyrimize amade. Yeter ki dönüp bu doyumsuz güzelliklerin seyrine dalacak anları çekip alabilelim, kurtarabilelim içinde dönedurduÄŸumuz gündelik girdapların içinden.

“Karşı tepeler buradan ne kadar heybetli görünüyormuÅŸ, daha önce hiç dikkat etmemiÅŸim” dedi pencereden dışarıya bakanlardan biri. “Dikkatimizi ÅŸu güzelliÄŸi görmeyecek kadar meÅŸgul eden ne, onu düÅŸünelim” dedi diÄŸeri.

Bunca güzellik, insanoÄŸlu dönüp bakacak ilgiden her gün biraz daha fazla yoksunlaÅŸmasına raÄŸmen yeryüzünün her bir metrekaresinde var olmaya, var edilmeye devam ediyor. Sonbahar, kırlardan tepelere doÄŸru yükselen bu bakır kızılı sergiyi; görme kabiliyetini, kavrama inceliÄŸini, güzellik hassasiyetini her geçen gün biraz daha kaybetmekte olan ÅŸu bedbin kalabalığa cömertçe sunmaktan hiç vazgeçmiyor, imtina etmiyor. Tefekkürünü tamamen yitirmemiÅŸler için ne muazzam dersler var burada, ne büyük incelikler var.

“Bir kuÅŸ cıvıltısı duysam kanım donuyor, yüreÄŸim atmıyor. Halbuki sonbahar kocayemiÅŸleri, beyaz esmer bulutları, yakmayan güneÅŸi, durgun maviliÄŸi, bol yeÅŸiliyle kuÅŸlarla beraber olunca insana sulh, ÅŸiir, ÅŸair, edebiyat, resim, musiki, mesut insanlarla dola anlaÅŸmış, seviÅŸmiÅŸ, açsız, hırssız bir dünya düÅŸündürüyor” diyor Sait Faik Abasıyanık, ‘Son KuÅŸlar’ kitabında.

Tabiatta ne olup bittiÄŸinin, nelerin günbegün deÄŸiÅŸtiÄŸinin, nelerin ÅŸaÅŸmaz deveranı içinde olduÄŸunun farkında olan insanın, kendi tabiatının seyrinden bihaber olmasına imkan yok. Dikkatin canlı ve berrak halde olması, insanı kendisinin de içinde olduÄŸu alemi bir bütün olarak seyrine imkan verir. Oradan bulup çıkardığı, farkına ve idrakine vardığı her ayrıntı, göze ne kadar küçük görünürse görünsün hikayenin hakikatine dair çok büyük incelikler taşır. Ä°nsanı incelten ve inceliklerle donatarak güzelleÅŸtiren bilgi, duru dikkatinin alemden devÅŸirdiÄŸi bütün bu ayrıntılarda saklıdır.

ReÅŸat Nuri Gütekin ‘Gökyüzü’ kitabında insanın mevsimlerine dikkatimizi çekiyor: “Tabiatta hiçbir ÅŸeyin sonbaharı insanınki kadar zengin ve parlak olmuyor. Sonbahar meraklısı ÅŸairler bilmem neden onu ‘Kuytu ormanlar, ıssız dereler na’ÅŸ-i evrak ile dolu’ laflarda aramaya giderler de insanların yüzünde seyretmeyi akıl etmezler”

Kuru bir yaprağın dalından nazlı nazlı yere doÄŸru süzülüÅŸündeki pürahenk besteyi iÅŸitebiliyor muyuz? Hay Allah, demek kulağımızda yine kulaklık var!

Sararan yapraklar dallardan telaÅŸsızca düÅŸerek toprağın üstünü boydan boya kendi renklerine boyuyor. Yaprakların arasından, yine telaÅŸsızca baÅŸlarını güz güneÅŸine doÄŸru uzatan eflatuni çiÄŸdemler varlığın ilahi döngüsü içinde hayat ve ölümün nasıl iç içe olduÄŸunu ve aslında böyle bakınca her ÅŸeyin ne kadar güzel göründüÄŸünü gösteriyor. Tabiat kitabı nasıl da hikmetlerle dolu... Gözümüzü kör dijital kuyulardan çevirip görebilirsek...

“Dijital ekranlar görme bozukluklarına yol açıyormuÅŸ” dedi elindeki gazeteyi katarken beyaz saçlı adam, “elhak öyledir!”

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.