Güncel
Çerkeslerden DW'nin haberindeki iddialara ilişkin açıklama
Çerkes Dernekleri Federasyonu Başkanı Baş, 'Farklılıklarımızı tehlike olarak değil zenginlik olarak göreceğimiz bir Türkiye'yi nasıl yaratacağımızı konuşmamızın daha doğru olacağını düşünüyoruz.' dedi.
Çerkes Dernekleri Federasyonu BaÅŸkanı Nusret BaÅŸ, farklılıkların tehlike olarak deÄŸil zenginlik olarak görüleceÄŸi, demokratik bir Türkiye'de asimilasyonu deÄŸil, daha geliÅŸmiÅŸ, daha müreffeh bir Türkiye'nin nasıl oluÅŸturulacağının konuÅŸulmasını daha doÄŸru bulduklarını bildirdi.
​​​​​​​BaÅŸ, yaptığı yazılı açıklamada, Çerkezlerin Rusya'dan 21 Mayıs 1864'ten itibaren baÅŸta Osmanlı Ä°mparatorluÄŸu olmak üzere dünyanın çeÅŸitli bölgelerine sürgün edildiÄŸini anımsattı.
Osmanlı Ä°mparatorluÄŸu'nun yıkılmasının ardından kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin imzaladığı Lozan AnlaÅŸması ile sadece Ermeni, Yahudi ve Rumların azınlık olarak kabul edildiÄŸini anlatan BaÅŸ, "Bu azınlıklara kendi dillerinde okul açma, eÄŸitim ve yayın hakkı verildi. Anadili Türkçe olmayan Müslüman unsurlara ise bu hak tanınmadı, onlar Türk unsurunun parçası olarak kabul edildi. Bu süreç 2005'e kadar 80 sene sürdü. Bu üç nesil demektir." deÄŸerlendirmesini yaptı.
AK Parti hükümetlerinin Avrupa BirliÄŸi sürecinde baÅŸlattığı demokratik açılımı büyük bir sevinçle karşılandıklarını vurgulayan BaÅŸ, ÅŸunları kaydetti:
"TRT'nin açtığı Kürtçe televizyona biz de çok sevindik. Çünkü Çerkesler de Çerkes televizyonunun devlet desteÄŸinde açılmasını istiyor. Ayrıca devletimizin Düzce ve Erciyes üniversitelerinde açtığı Çerkes Dili ve Edebiyatı bölümü ve Çerkesçe'nin seçmeli ders olarak okullarda okutuluyor olmasından son derece memnunuz ve bunun için devletimize teÅŸekkür ediyoruz. Bizler Almanya'daki Türklerin, Bulgaristan'daki Türklerin, Uygur Türklerinin asimilasyona tabi tutulmasına karşıyız ama Çerkesçe'nin de Türkiye'nin bir zenginliÄŸi olarak yaÅŸatılmasını istiyoruz. Farklılıklarımızı tehlike olarak deÄŸil zenginlik olarak göreceÄŸimiz demokratik bir Türkiye'de asimilasyonu deÄŸil, daha geliÅŸmiÅŸ, daha müreffeh bir Türkiye'yi nasıl yaratacağımızı konuÅŸmamızın daha doÄŸru olacağını düÅŸünüyoruz."
"Çerkesçe isimler kullanabilmekteyiz"
Çerkes Kadınları Teavün Cemiyeti DerneÄŸi BaÅŸkanı Emine Arslandok Sezgin de Türkiye'de son yıllarda halkların demokratik yolla kimlik ve taleplerini dile getirebilmelerinde iyileÅŸme olduÄŸuna iÅŸaret ederek, ÅŸunları kaydetti:
"Kimlik, hak talebinin önündeki birçok engeller kaldırılmıştır. STK'larımızda kültürümüzü korumak için birçok faaliyeti rahat yürütebilmekteyiz ve Çerkesçe isimler kullanabilmekteyiz, orta öÄŸretimde dilimiz seçmeli olarak okutulabiliyor, iki üniversite de Çerkes Dili ve Edebiyatı bölümü açıldı. Ancak çok uzunca bir zamandan beri STK'lar ve federasyonlar Çerkesçe TV, Çerkesçe ana okulları talep etmekte ancak sesimizi yeterince duyuramamaktayız. Türkiye' de son 20-30 yılda özellikle uygulanan bir asimilasyon politikasından söz edilemez. DW'nin, bugüne yönelik attığı baÅŸlık ve habere doÄŸru demek mümkün deÄŸildir."
"Çerkeslere yönelik bir asimilasyon yoktur"
Çerkes Forumu BaÅŸkanı Muammer Akgül ise Çerkes Forumu ve Türkiye'deki Çerkesler olarak Alman DW kanalının iddialarını kabul etmediklerini belirterek, Türkiye Cumhuriyeti devletinin milli birlik ve beraberliÄŸi aleyhine tüm oluÅŸumların karşısında olduklarını aktardı.
Akgül, Çerkezlerden hain çıkmayacağını vurgulayarak, "Türkiye'de üniversitelerde Çerkesçe bölümleri açılmış, ilköÄŸretimde seçmeli Çerkesçe dersleri konulmuÅŸtur. Türkiye Cumhuriyeti'nde Çerkeslere yönelik bir asimilasyon yoktur. Türkiye'deki Çerkesler Türkiye Cumhuriyetinin bölünmez bütünlüÄŸünün teminatıdır." AA
Henüz yorum yapılmamış.