Fatma Tuncer / Kapılar
Fatma Tuncer / Milli Gazete
Ä°nsanın hayatında önemli bir yere sahip olan kapılar ÅŸu iki ÅŸeyi temsil eder: Güç ve güvenlik. Ä°nsan yaÅŸadığı mekânda kendini güvende hissetmek ister ve dış dünyadan gelebilecek tehdit unsurlarına karşı önlemler alır. Tarihi mekânlara baktığınızda bu ihtiyacın öne çıktığını ve fertlerin kapıları ve duvarları titizlikle inÅŸa ettiklerini görürsünüz. VahÅŸi ormanlarda izole bir hayat süren yerlilerden tutun da geliÅŸmiÅŸ ÅŸehirlerde yaÅŸayan kentlilere kadar herkes güvenli bir alanda yaÅŸayabilmek için çare aramıştır ve tehlike arttıkça kapıların dayanıklılığı da güçlendirilmiÅŸtir.
Ä°nsanın yaÅŸam alanını güvenli kılabilmek için inÅŸa ettiÄŸi kapılar aynı zamanda mahremiyetin gerekliliÄŸini ve önemini de ortaya koyuyor. Bireyler bedenlerinin mahremiyetini koruyabilmek için nasıl ihtimam gösteriyorlarsa evlerin mahremiyetini koruyabilmek için de aynı hassasiyeti gösteriyor ve kapıları inÅŸa ediyorlar. Ev mahrem bir alandır kapı çalınmadan girilmez, kapının ardında konuÅŸulanlar dinlenmez, kapı özel alanı koruyan bir zırh, bir kale gibidir. Gündelik hayatta sık sık kullandığımız anahtar kavramlar arasında yer alır kapı ve ÅŸekli, rengi, mimari yapısı itibariyle bulunduÄŸu çağın kültürel dokusu hakkında ipuçları verir. Kapı tasavvuf kültüründe kiÅŸinin intisap ettiÄŸi yer, marifet kapısı olarak görülür ve bu kapıya ulaÅŸabilmek için uzun ve meÅŸakkatli bir yolun kat edilmesi gerektiÄŸi söylenir.
Kapılar gördüÄŸümüz, dokunduÄŸumuz ve tuttuÄŸumuz o somut yapının ötesinde özel anlamlar atfedilen bir deÄŸer olmuÅŸtur ve kiÅŸinin manevi dünyasına katkı saÄŸlayacak mekânlar marifet kapısı olarak isimlendirilmiÅŸtir. Türk kültüründe yönetim sistemi devlet kapısı olarak adlandırılmış ve bu kapıya gelenin eli boÅŸ gitmeyeceÄŸine itimat edilmiÅŸtir. Kapı çare arayanlar için bir çözüm noktası olmuÅŸ ve bir kapı kapandıysa Allah bir baÅŸka kapıyı açar ifadesi ile umuda dönüÅŸmüÅŸtür. Åžekli ve sanatsal özellikleri ile güzel sanatların alanında da deÄŸerlendirilen kapı muhteva itibariyle bir güç ve güvenlik mahalli olarak görülmüÅŸtür.
Hatırlayacağınız üzere Osmanlı kültüründe özenle yapılan kapı tokmakları kapıyı çalan kiÅŸinin cinsiyeti hakkında ipuçları verirdi ve evin sahibi kapıyı açarken muhatabının kim olduÄŸunu bilirdi. Kapıyı çalan komÅŸu evin sahibine ulaÅŸanmışsa elindeki hediyeyi kapının koluna bırakıp giderdi ev sahibi evine geldiÄŸinde ise kapıya asılan hediyenin kime ait olduÄŸunu anlar ve kabul ederdi. Kapı dış dünya ile ev arasında yer alan bir köprü, ailenin deÄŸerlerini koruyan bir kale gibiydi.
UMUDA AÇILAN KAPILAR DA VARDIR
Ä°nsanın tarihi kadar eski bir geçmiÅŸe sahip olan kapıların bugünkü durumuna bakıyor ve korku, kaygı ve tehlikenin izlerini görüyorum. Ne gariptir ki, derin bir tehlike çemberine açılıyor evlerimiz… Kapılara vurulan kilitler, güvenlik kameraları, alarmlar insan yaÅŸamını tehdit eden tehlikelerin hangi boyutlara ulaÅŸtığını gösteriyor. Donuk ve ruhsuz evlere bekçilik yapan kapılar, ÅŸehrin en kalabalık caddelerinde bulaÅŸan binlerce tehlikeyi bertaraf ediyor ve kurulmuÅŸ bir saat gibi öylece bekliyor. Ayak seslerine kulak veriyor, hain dokunuÅŸları geri tepiyor, katilin yüzünü resmediyor ve çağın en tehlikeli mesleÄŸini icra ediyor kapılar.
Yalnızlığımızda çaldığımız kapılar vardır bir de, önce umut verir ve dostla buluÅŸturur bizi sonra dillendirir sevgisizliÄŸimizi ve ağır ağır kapanır yüzümüze… Kapılar kimi zaman yoksulluÄŸa, kimi zaman zifiri karanlığa, kimi zaman teselliye, kimi zaman ise umuda açılır. Umuda koÅŸanlar, umuda sarılanlar ve umuda yolculuk yapanlar o kapıya hiç bırakmamacasına tutunur ve burada kendilerini güvende hissederler. Umudun kapısı bütün canlıları kucaklayacak kadar geniÅŸtir ve sonuna kadar açılır. Ve bütün kapılar kırılsa da umudun kapısı var olmaya devam eder…
Henüz yorum yapılmamış.