Ramazan Kayan / Boynumuzun borcu

Åžu sıralar ülke ekonomisinde yaÅŸanan kaygılı süreçler, derin analizleri de beraberinde getirdi… Kriz, faiz, döviz, kur, borç, enflasyon derken gündemin birinci sırasına ekonomik gidiÅŸat oturdu… Herkes tedirgin, mikroekonomimize yansıması nasıl olacak? Alım gücü düÅŸen halk muhtemel borç yükü karşısında telaÅŸlı ve tedirgin…

Ä°ÅŸte tamda bu atmosferde farklı bir bakış açısıyla, farklı bir boyuta dikkat çekmek istiyorum… Din kavramına deÄŸinmek niyetindeyim… Oldukça geniÅŸ bir anlam zenginliÄŸine sahip olan din kavramının bir manası da ÅŸudur: Din Arapça deyn kökünden mastardır… Semantik bakımdan belirli bir zamanda ödenmesi gereken borç anlamını da içerir…

Dindarlık bir anlamda deyndarlık (borçluluk) demek oluyor…

Allah ile kul arasında önceden akitle söz alınmış bir borçtan bahsediyoruz… Ä°nsan ile Rabbi arasında bir uyum sözleÅŸmesi söz konusu… Din, Allah’a olan borcun ödenme kurallarını önümüze koyuyor…

Anlaşılan o ki her insan borçludur… Ona bu borcu nasıl ödeyeceÄŸini öÄŸreten okulun adı, Ä°slam’dır…

Borçluluk esaslı bir sorumluluk, ağır bir yükümlülüktür…

Yüce yaratıcıdan aldığımız ödünç hayatların, bedelini nasıl ödeyeceÄŸiz?

Ä°slam’ın bu öÄŸretisi; bu borcun bize yüklediÄŸi görevleri, borçlar hukukunu dünya ve ahirette oluÅŸacak sonuçları, muhtemel ceza ve mükafatlarını netleÅŸtirir…

Bu borçlanmanın esaslarını içinde barındıran yegâne kitap Kur’an’dır…

Borçlanmayı kayıt altına alma inkılabını yapan Kur’an, borcu din, dini borç bakışı ile deÄŸerlendirmiÅŸtir…

Ä°nsan borçludur ve sürekli borçlu olduÄŸu bilinciyle yaÅŸaması önemlidir…

Bu sayede bilançomuzu devamlı kontrol etmek zorunda kalacağız…

Allah’a, topluma, evrene, kendimize bile borçluyuz…

Dindarların borç yükü sürekli büyüyor… Neredeyse uçan kuÅŸa bile borçluyuz…

Neden mi?

Gökleri ve yeri emrimize amade kılan, hizmetimize sunan Allah’ın emanetini hor kullandığımız için borçluyuz… Emaneti teslim aldık fakat temiz tutamadık… Ekolojik denge bozuldu… Çevre kirlendi… Bitki örtüsünün genetiÄŸiyle oynandı… Toprak zehirlendi… Hava temiz deÄŸil… Denizlerdeki müsilaj bize hangi mesajları veriyor?

Belki de başımıza gelen birçok musibet, felaket ve afet borcunu güzelce ödemeyen biz kullara Allah’ın bir uyarısı olamaz mı?

YaÅŸamımızda ki bitmeyen kriz, kaos, kâbus, travma, buhran, bunalım, depresyon, kahr, fakr borcunu ciddiye almayan bizlere verilen birer ihtar deÄŸil midir?

ErtelediÄŸimiz borçlar zaman aşımına uÄŸramıyor…

Kredi kartlarına mahkûm olan toplumun torunları bile dünyaya borçlu gelecek gibi… Çek-senet çilesi bitmeyecek…

Taksitli hayatlar, taksirli hayatlara dönüÅŸüyor…

Åžimdi aklıselimle boynumuzun borcu olan tüm ödemelerimizi ve görevlerimizi netleÅŸtirmemiz gerekiyor…

Ä°slami, insani, vicdani, uhrevi, dünyevi tüm borçlarımızla ilgili yeni bir planlama yapmak zorundayız… Sadece mali, nakdi, ayni borçları kastetmiyorum…

“Diri diri topraÄŸa gömülen kız çocuÄŸuna hangi suçundan dolayı öldürüldüÄŸü sorulduÄŸu vakti” düÅŸünerek küresel borç yükümüzün nelere baliÄŸ olduÄŸunu ölçmüÅŸ olacağız…

“Ä°nsanlık için çıkarılmış hayırlı bir ümmet olma” sorumluluÄŸu ile beÅŸeriyete hidayet ve hakikati sunma gayreti ile Ä°slami davet görevini biran evvel yerine getirebilmek için çırpınacağız…

Allah’a bir can borcumuz var… Ölmeden önce ya ödemelerimizi yapalım ya da helalleÅŸmenin yollarını arayalım… Tevbeye tutunalım… Ä°stiÄŸfara yönelelim…

Okunan her ezana icabet borcumuz var…

Cehalete kurban giden tüm nesillere davet ve tebliÄŸ borcumuz var…

Mazlumların yanında olma, yetimin başını okÅŸama görevimiz var…

Yalnızlara, ötekilere selam borcumuz var…

Umudunu bize baÄŸlayanlara en azından dua borcumuz var…

Ahiretin müflisi olmamak için dünyanın muslihi olmamız gerekiyor…