Güncel
Ramazan Kayan / Ä°man izhar ister
Ramazan Kayan / Milat Gazetesi
Ä°manın müminlere yüklediÄŸi ilk görev; izhar etmektir. Ä°manın ispatı izhar ve ilandan geçer. Hiçbir mümin imanını kendine özel saklı tutamaz, gizleme yoluna gidemez. Ä°man ketmetmeye, kem kümle geçiÅŸtirmeye gelmez. Zaten iman kalbe oturunca, harekete geçer, durdurulamaz fışkırır, çaÄŸlar, coÅŸar, bendini aÅŸar… Tükenmez bir güç kaynağı olarak gürler… Aksiyon ve eylem olarak tecelli eder…
Kerim Kitabımızın sunduÄŸu tevhid mücadelesindeki tüm karelerde imanın izharını görüyoruz…
Hz. Ä°brahim (as) tek başına bir ümmet olarak Nemrud’a karşı, bedeli ne olursa olsun imanını izhar etmekten imtina etmiyordu…
Hz. Musa (as) ile müsabakaya giren sihirbazlar, hakikatle yüzleÅŸince bir saniye bile tereddüt göstermeden secdeye kapandılar… Ä°manlarını izhar ettiler, baÅŸlarına nelerin geleceÄŸini bile bile…
Ashâb-ı Uhdud’un o korkunç zulmüne maruz kalan müminler, ateÅŸ dolu hendeklerde cayır cayır yanmak pahasına imanlarını izhar etmekten çekinmediler…
“Åžehrin en uzak yerinden koÅŸarak gelen delikanlı” elçilere destek vermekten geri durmadı, uzakta olmayı mazeret olarak ileri sürmedi… Ä°manının bedelini ödedi…
Ashâb-ı Kehf bir avuç yiÄŸit canlarının derdine düÅŸmediler, önce davalarını dillendirdiler, kıyamlarını sürdürdüler…
Sonrasında Allah onları maÄŸara ve uyku ile ödüllendirdi. Çünkü imanlarından ödün vermediler…
Hz. Muhammed (sav) kendisine vahiy meleÄŸi geldikten sonra bir daha yüzünü Hira’ya dönmedi, imanını izhar, inzar ve irÅŸad için Mekke’ye yürüdü…
Onun izini sürdüren ilk muvahhidler aynı duruÅŸu sergilediler. Ebuzer… Ä°bni Mesud… Bilal… Yasir… Sümeyye… Tek suçları imanları izhar etmeleriydi… Onlar kimseyi Ä°slam'a icbar etmediler, sadece akidelerini alenileÅŸtirdiler… Bu kadarı bile küfrün kahrolmasına ve kudurmasına yetiyordu…
Åžahitlikleri bunu gerektiriyordu….
Ä°man alenileÅŸtirmek esastı. Ahali ne der kaygısına düÅŸmeden… Dünyalık bazı kapılar yüzlerine kapansa bile imanlarını açığa vurmaktan geri durmadılar…
Akideyi görünür, yaÅŸanır kılmak imanın olmazsa olmazıydı. Vahye ÅŸahitlik bunu gerektiriyor… Ahd-ü misakın icabı buydu… Bu izhar aynı zamanda Ä°slami aidiyetin tescili, Ä°slami kimliÄŸin tespitiydi… Her an ve her alanda bu gerekliydi… Sadece vicdanlarda, mabetlerde deÄŸil yaÅŸamın tüm ünitelerinde imani duruÅŸ tezahür etmeliydi… Kamusalda, kamuoyunda, kentte, köyde, kampüste, kafede, kırsalda, kitlesel ve kiÅŸisel ortamlarda iman kendini göstermeliydi…
Fincancı katırlarını ürkütmek pahasına, egemenlerin ve kitlelerin tepkisini almak pahasına bu böyle olmalıydı…
Ä°slami kimliÄŸi görünür, yaÅŸanır kılmak itikadi bir zorunluluktur… Çekinmeden, inancınla çeliÅŸmeden, baÅŸa gelebilecek çileleri göze alarak…
Ä°manın iktidarı, ihtiÅŸamı, itirazı, intikamı baÅŸka türlü nasıl belirginleÅŸebilir?
Ä°man bir ışıksa karanlığı delmesi lazım…
Ä°man bir enerji ise harekete geçmesi gerekir…
Ä°man bir kıvılcımsa çakması icap eder…
Ä°manınızı izhar ettiÄŸiniz vakit her ÅŸeyiniz size özgü, nev-i ÅŸahsına münhasır olur. Davranışlarınız taklit, düÅŸünceleriniz satılık, kimliÄŸiniz sahte, deÄŸerleriniz emanet olmaz…
Ä°manınızı izhar ediniz ki, bir tavrınız olsun… DuruÅŸunuz, çizginiz, renginiz, farkınız, tarzınız, hedefiniz, ilkeleriniz, sınırlarınız olsun…
Ete-kemiÄŸe bürünmeyen, dile gelmeyen, gürül gürül çaÄŸlamayan, hayata renk vermeyen iman sorunludur…
Tavrınız yoksa taviziniz var demektir…
“Ä°badette gizli, kabahatte gizli” tuzağına düÅŸmeden, inancımıza hayata hâkim kılmanın mücadelesini vermeliyiz. Çünkü müminler ezik, silik, sönük, donuk duramazlar… Atıl ve pasif kalmayı sindiremezler…
Aşırı tedbirci, temkinci, takiyyeci tedirginliklerle tanınmaz hale gelemezler…
Maslahat, menfaat adına meÅŸruiyetlerini tartışmalı hale getiremezler…
Ä°manla acziyet ve zillet aynı cümlede bir araya gelemez.
Defolu, demode ve dumura uÄŸramış bir imanla dava ne teslim ne de tebliÄŸ edilebilir…
Üretilen korkular, öÄŸretilmiÅŸ çaresizlik kaderimiz deÄŸildir…
Ä°man, kararlılık ve kalite demektir… Tüm ÅŸerlere karşı durmaktır…
Henüz yorum yapılmamış.