Sosyal Medya

"Stratejik Aile": Türk Devletleri Teşkilatı…

Nedret Ersanel / Yeni Åžafak



 

 

Türk Konseyi Zirvesi’nin ‘tüm medyadan’ ilgi görmemesi, hele hele bir ‘stratejik teÅŸkilata’ evrilme emareleri önceden ‘sızdığı’ halde, perÅŸembe ve cuma günü yayınlanan ulusal gazetelerin neredeyse tamamının ‘konudan habersiz’ olması, ‘böyle bir toplantı olacak, ÅŸunlar katılacak’ kadar dahi ‘atlanması’ gerçekten garipti…

 

 

Yani.. Türk Konseyi ya da tam ismiyle, ‘Türk Dili KonuÅŸan Ülkeler Ä°ÅŸbirliÄŸi Konseyi’, açıklamaları yorumladığınızda, ‘stratejik teÅŸkilata’ yükseliyor, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkiye dışiÅŸleri bakanları perÅŸembe günü, devlet baÅŸkanları/liderleri cuma günü bir araya geliyor, ilaveten Macaristan BaÅŸbakanı katılıyor, hatta Türkmenistan kendi politik kabullerini esneterek ‘aile meclisi’ne yine devlet baÅŸkanı seviyesinde icabet ediyor.. Türk kamuoyunun her zaman hassas olduÄŸu ve ilgi gösterdiÄŸi, ‘Türk Cumhuriyetleri’, dünyanın kalpgâhına yönelik yeni bir adım atıyor.. Ve bu görülmüyor!..

Tabii bu satırları okuduÄŸunuz cumartesi günü medyanın rengi deÄŸiÅŸmiÅŸ olacak! Her gazetede bu zirveyi göreceksiniz. HoÅŸ, haberinin verilmesi, konuÅŸmaların aktarılması yine yeterli olmayacak. Çünkü bu kritik, stratejik, katmanlı, boyutlu, Türkiye’nin, ‘önemli bir dönüÅŸümün arifesindeyiz’ açıklaması yaptığı kadar hassas bir konu…

STRATEJÄ°K Ä°NÅžANIN HAVADÄ°SLERÄ°…

Ä°lk kalemde, bir uluslararası yapının adının deÄŸiÅŸtirilmesi, ‘Türk Devletleri TeÅŸkilatı’na-üstelik ‘gecikmiÅŸ olmakla beraber’ vurgusu yapılarak-geçilmesi, ‘yönlendirilmeyelim, yönlendirelim’ denmesi, hem ÅŸeklen hem siyaseten küresel vaziyet alma halidir…

Bir Genel Sekreterya’nın yapılandırılacak olması, ekonomik entegrasyon hedefi, milli paralarla ticaret çaÄŸrısı, hele hele ‘ortaklık ve gözlemci’ statülerinin belirlenecek olması, ‘stratejik teÅŸkilat’ inÅŸasının havadislerindendir, ‘geniÅŸleyeceÄŸiz’, ‘çekim gücü’ yaratacağız demektir. Nitekim geliÅŸmeleri izleyenlerin hemen bir seri ülkenin adını sıralayarak, ‘onlar da olmalı, bunlar da katılmalı’ teklif/temennilerini dillendirdiklerini duyduk…

Nihayet, bu uluslararası teÅŸkilatın bir-’stratejik belge’ demeyelim ama-vizyon belgesi, ‘2040 metni’ yayınlayacak olması, birliÄŸin bir ‘muradı’ olduÄŸunu gösteriyor. 4,5 milyon kilometrekarelik, 300 milyon nüfuslu ve trilyonlarca dolarlık ekonomik potansiyel barındıran hacmin dünyaya bir ÅŸey söyleyeceÄŸi herhalde izahtan varestedir. Son BaÅŸbakanınızı, Binali Yıldırım Bey’i görevlendirmeniz de herhalde altyapı çalışmalarından terör örgütleriyle mücadeleye kadar bir mesajdır.

KuÅŸkusuz, bu yeni yapılanma duyulur duyulmaz, insanların aklına, ‘ortak para birimi’ veya ‘askeri iÅŸbirliÄŸi’ gibi teÅŸkilatın niteliÄŸini bambaÅŸka zaviyelere çekecek fikirlerin gelmesi de doÄŸaldır. Olur-olmaz ayrı bahis, ‘uhuletle ve suhuletle’ diyelim…

Ancak Türk Cumhuriyetlerinin giyeceÄŸi yeni elbise, 1989’da yıkılan Berlin Duvarı, çöken SSCB’nin ardından dikilen en şık elbisedir…

‘FAZLA TOZ KALDIRMAYALIM’-‘TOZU HER YERDEN GÖRÜLÜR’…

Ä°nkâr edilecek veya görmezden gelinecek bir durum yok; elbette bir mefkûre de var ortada. Ancak bu ne bütün ağırlığıyla ÅŸimdi abanmamız gereken bir gerçekliktir ne de ‘çok reaksiyon çeker’ diyerek ayak sürüyeceÄŸimiz bir haldir…

‘Åžimdi’ olması önemlidir; Azerbaycan zaferinin Orta ve Batı Asya ile Kafkasya coÄŸrafyasında yarattığı yeni durum, Afganistan’da ABD’nin düÅŸmesi ve Çin’den Suriye’ye, DoÄŸu Akdeniz’e yeni bir hattın ortaya çıkması, Türkiye’nin, ‘Yeniden Asya’ politikası, ‘Altılı veya üç artı üç’ diye tarif edilen muhtemel jeopolitiÄŸin ortaya çıkması, havzanın, Karadeniz-Balkanlar-Ukrayna-Belarus-Polonya’ya kadar etki alanı yaratması, Ermenistan, Ä°ran, Ä°srail gerçekleri, hep bu zamana aittir…

Nihayet, bu bölge ile ilgili ciddi beklentileri bulunan üç süper gücün, ABD, Rusya ve Çin’in konuyu hangi pencereden izledikleri de bir arka plan, konjonktür yaratıyor. Temel amacı Yunanistan’ın ‘içine’ sesleniÅŸ olsa da, Türk Devletleri platformu zemininde, ‘Yunanistan artık bir ABD üssüdür’ açıklaması da anlamlıdır…

Yine Türk devletleri, aynı bölgesel-küresel ÅŸartları, örneÄŸin, Ankara-Bakü dinamiÄŸinin yarattığı güç alanının çıktılarını, kimi süper güçleri bu alana nasıl sürüklediÄŸini hatta (k)attığını da gördüler.

Bu çapta çok devletli yapılarda sorunlar olmaması elbette mümkün deÄŸil. Normaldir. Kaç yıllık AB ve NATO’da olanları birlikte izlemiyor muyuz. Hepsi aşılmalıdır.

‘Åžimdi’ bunlardır…

TARTILAR VE DENGELER…

Çin bu geliÅŸmeden en azından ÅŸimdilik mutlu olmayacaktır. ABD, zaten bu bölgeden ‘arındırılmış’ olmaktan ÅŸikayetçidir ama ‘kullanışlı’ bulabilir. Rusya en ilgincidir; anlayışlı davranır mı bilinmez ama ‘anladığı’ hissediliyor. Bir zamanlar kendi sınırları içindeki coÄŸrafyada yaÅŸanan geliÅŸmenin kendisine ‘izah’ edildiÄŸi gibi bir durum var. Ä°ran da huzursuzlanabilir. Pakistan olumlu bakacaktır. Ä°ngiltere ha keza. Ä°srail de tali faydalara göz dikebilir!

Bu yüzden.. Hep temkinli olmak lazımdır ama 1990’lı yıllardan zihinleri sinmiÅŸ ağır kanlılık, ayak sürüme daha yanlış olacaktır. Kaldı ki, böylesi iÅŸ gizli/saklı olabilir mi? Ä°stediÄŸiniz kadar üstünü örtseniz, adı geçen ülkelerin hepsi, ‘ne yapıyor bunlar’ diye bakacaktır!..

Yeni jeopolitik, tüm taraflara, ‘konunun bizimle ilgili olduÄŸu’, ‘aile içi’ mesele olduÄŸu çerçevesinde samimiyetle anlatılmalı, menfaatleri gösterilmeli.

Asya dünya siyasetinde ağırlık merkezi haline geliyor ve buna uyum saÄŸlayacak yeni yapı tarihîdir…

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.