Güncel
Kazımi suikastında Şii parmağı
7 Kasım'da Irak Başbakanı Mustafa el-Kazımi’nin evine yönelik silahlı insansız hava aracı le saldırı düzenlendi. Saldırıda Kazımi ve aile mensupları yara almadan kurtulurken, Kazımi’nin evini koruyan güvenlik güçlerinden yaralananlar oldu ve evinde maddi hasar meydana geldi.
Irak Ä°çiÅŸleri Bakanlığı, saldırının üç SÄ°HA ile gerçekleÅŸtirildiÄŸini, ancak ikisinin güvenlik güçleri tarafından imha edildiÄŸini açıkladı. Olayın yapılış ÅŸekli ile bir suikast giriÅŸimi olduÄŸu belirtildi.
Saldırının doÄŸrudan Kazımi evdeyken evine yönelik yapılması, söz konusu saldırının üç SÄ°HA ile gerçekleÅŸtirilmeye çalışılması, Kazımi ve ailesinin doÄŸrudan hedef alındığının bir göstergesi olarak kayıtlara geçti.
ORSAM’dan Bilgay Duman’ın ‘’Kazımi’ye Yönelik Suikast GiriÅŸimi Nasıl Okunmalı?’’ analizinden satırbaÅŸları:
''Bununla birlikte söz konusu saldırı, sıradan bir suikast giriÅŸimi deÄŸil. Aynı zamanda da siyasi bir suikast giriÅŸimi. Zira 10 Ekim 2021 tarihinde gerçekleÅŸtirilen Irak Parlamento seçimlerinin ardından seçimlerde büyük bir güç kaybı yaÅŸayan ve Irak’ta Ä°ran’a yakın Åžii milis grupların siyasi organlarının yer aldığı bir ittifak olan Fetih Koalisyonu’nun seçimlerde hile yapıldığına dair iddiasının ardından yaÅŸanan protesto gösteri ardından söz konusu suikast giriÅŸiminin gerçekleÅŸtirilmiÅŸ olması dikkat çekici. Nitekim bir süredir Åžii milis gruplara baÄŸlı protestocular BaÄŸdat’ta seçim sonuçlarına itiraz ederek, protesto gösterisi düzenliyordu. Söz konusu eylemler kitlesel bir harekete dönüÅŸmemiÅŸ ve katılım sınırlı kalmış olsa da Irak güvenlik güçlerinin müdahalesi sonrası bazı göstericilerin çadırlarının yakılması ve dağıtılması, ayrıca 2 göstericinin hayatını kaybetmesi sonrası milis gruplar ve Irak güvenlik güçleri arasındaki gerginliÄŸi arttırdı.
Irak’taki en etkili Åžii milis gruplardan biri olan, Ä°ran’a yakınlığıyla bilinen ve ABD’nin terör listesinde bulunan Asaib Ehlil Hak’ın lideri Kays el-Hazali, hayatını kaybeden protestocuların cenaze törenini sonrasında yaptığı açıklamada Kazımi’yi hedef alarak, bunun hesabının sorulacağını, Kazımi’nin yargılanmasının boynunun borcunu olduÄŸunu ifade etti. Ayrıca Hazali, BaÄŸdat’taki YeÅŸil Bölge’yi hedef alacak istihbarat teÅŸkilatlarına baÄŸlı tarafların olası saldırı giriÅŸimine karşı uyarıda bulundu. Aynı ÅŸekilde Irak’taki en büyük Åžii milis gruplardan biri olan Bedir Örgütü’nün lideri ve Fetih Koalisyonu’nun baÅŸkanlığını yürüten Hadi el-Amiri de yaptığı açıklamada protestoculara yönelik güvenlik güçlerinin tavrının hesabının sorulacağını ifade ederek, Kazımi’yi tehdit eden ifadelerde bulundu.
Bu açıklamalar hükümet ile milis gruplar arasındaki tansiyonu yükseltirken, gerginliÄŸin Kazımi’ye yönelik suikastla baÅŸka bir boyuta taşındığı görülüyor. Her ne kadar Ä°ran yanlısı baÅŸka bir grup olan Ketaib Hizbullah’ın sözcüsü Ebu Ali el-Askeri sosyal medyada paylaÅŸtığı mesajında “hiç kimse eski bir baÅŸbakan için insansız hava aracı kaybetmez” açıklamasını yaparak söz konusu saldırıda ilk akla gelen ÅŸüpheli taraf olma sorumluluÄŸunu üzerinden atmaya çalışsa da Ä°ran yanlısı grupların telegram kanalı Sabereen News’de yayınlanan mesajda düÅŸmanların ortadan kaldırılacağının açıklanmasından sonra söz konusu saldırının yapılması olaÄŸan ÅŸüphelilere dair ipucu sunuyor.
Saldırının zamanlaması, yapılış yöntemi ve saldırı ile birlikte anılan isimler dikkate alındığında saldırı içerisinde birden fazla tarafa bir mesaj barındırdığını söylemek mümkün. Öncelikle doÄŸrudan Kazımi’ye bir mesaj. Nitekim Askeri’nin mesajında da saldırı ile ilgili olarak “eski baÅŸbakan” ifadesinin kullanılması Kazımi’ye karşı açık bir pozisyon alındığının göstergesi. Öte yandan Kazımi ile yapıcı bir diyalog içerisinde olan ve seçim sonuçlarına iliÅŸkin protestolara destek vermeyen neredeyse tek Åžii oluÅŸum olan, seçimlerin galibi olan Mukteda es-Sadr’a da bir mesaj veriliyor. Sadr’ın söz konusu milis gruplara ve siyasi uzantılarını sistemin dışında tutma çabaları dikkate alındığında, “dışarıda kalırsak sonuçları bu olur” mesajı iletiliyor. Nitekim bir süre önce Diyala’da Mukdadiye’de gerçekleÅŸen IŞİD saldırısı sonucu milis grupların mezhepsel gerginliÄŸe yol açacak eylemlerini de aynı mesajın bir parçası olarak okumak mümkün.
Saldırı aynı zamanda Kazımi’nin en büyük destekçisi olarak görülen ABD’ye de bir mesaj niteliÄŸinde. Zira hem Kazımi’nin, Adil Abdulmehdi’den sonra baÅŸbakan olmasında hem de baÅŸbakanlığı sürecinde ABD’nin açık destek vermesi ve Kazımi’nin ABD ile birlikte ortak bir tavırla Ä°ran’a yakın gruplara karşı pozisyon alması, safları net olarak belirlemiÅŸ durumda. Nitekim Kays el-Hazali’nin protestocuların cenazesinde yaptığı açıklamada, ABD’nin BaÄŸdat’ta gerçekleÅŸtirdiÄŸi suikast sonucu hayatını kaybeden Ä°ran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani ve HaÅŸdi Åžaabi Genel Sekreteri Ebu Mehdi Mühendis’in ölümünden Kazımi’yi sorumlu tutması ve hesabının sorulacağını ifade etmesi, söz konusu grupların Kazimi’yi ABD’nin yanında konumlandırdığının bir göstergesi.
Bununla birlikte saldırı ile birlikte Irak’taki yönetim erkinin en üst kademesindeki kiÅŸi olan baÅŸbakanın doÄŸrudan kendisinin deÄŸil, ailesi ile birlikte yaÅŸadığı evin hedef alınması, saldırıyı yapan grubun tehdidinin büyüklüÄŸünü ve yapabileceklerinin boyutunu gösteriyor. Zira söz konusu suikast giriÅŸimi 2003’ten bu yana Irak’taki bir baÅŸbakana açıktan yapılmış doÄŸrudan ilk saldırı olma özelliÄŸini taşıyor. Bu durum Irak’taki güvenliÄŸi son derece kırılgan olduÄŸunu ve kimsenin güvende olmadığı mesajını da taşıyor. Bu anlamıyla saldırının Kazımi’nin yanı sıra mevcut siyasi elite ve gelecekteki siyasi liderlere yönelik tehdit içeren bir yönü de mevcut.
Ancak saldırının hemen ardından Kazımi’nin bir video mesaj ile saldırıya yanıt vermesi geri adım atmadığının bir göstergesi olarak yorumlanabilir. Hatta Kazımi sosyal medya mesajında kendisinin bir kurtuluÅŸ projesi olduÄŸunu ve olmaya devam ettiÄŸini ifade etmesi bir meydan okuma. Saldırının hemen ardından ABD’nin “terörist saldırı” olarak bir mesaj yayınlaması da Kazımi’ye verilen desteÄŸin net bir göstergesi. Ayrıca ABD saldırıyı terör saldırısı olarak nitelendirerek, saldırının olası failleri kim olursa olsun “terörist” damgası vuruyor ve Ä°ran’a yakın Åžii milis gruplara bir mesaj veriyor. Öte yandan, saldırıyı terör saldırısı olarak nitelendiren Türkiye de Irak’ın yanında olduÄŸunu açık bir biçimde gösterdi. Körfez bölgesinin amiral gemisi Suudi Arabistan hadiseyi terörist saldırı olarak tanımlarken, Ä°ran ise yeni bir fitne olarak deÄŸerlendirdi. Ä°ran’ın Åžii grupları tek çatı altında yönlendirmek istediÄŸini söylemek yanlış olmaz. Yine de Kazımi, Sadr ve diÄŸer Åžii gruplar arasındaki gerginlik Ä°ran’ın Irak’taki gücünü zayıflatıyor. Buna raÄŸmen Ä°ran yanlısı grupların Ä°ran’dan bağımsız Kazımi karşıtı pozisyon alamayacağı da aÅŸikar. Tüm bu sürecin hükümet kurma görüÅŸmelerinin yönünü net bir biçimde etkileyeceÄŸini söylemek mümkün. Kazımi saldırı sonrası yaptığı açıklamayla ikinci dönem baÅŸbakan olma isteÄŸini belli etti ve söz konusu saldırının maÄŸduriyetini kullanabilir.
Nitekim Ketaib Hizbullah ve Asaib Ehl’il Hak gibi silahlı milis gruplar, söz konusu saldırının Kazımi’nin siyasi çıkarları doÄŸrultusunda planlandığı ve gerçekleÅŸtirildiÄŸini öne sürüyor. ÖrneÄŸin, Ketaib Hizbullah sosyal medya aracılığı ile “Kazımi maÄŸdur rolü oynamak istiyor. Bu ABD istihbaratı tarafından yaratılmış bir tiyatrodur.” sözleriyle saldırının gerçekliÄŸini sorguladı. Aynı ÅŸekilde Asaib Ehl’ül Hak lideri Kays Gazali ise “EÄŸer saldırı gerçekse açıkça kınıyor ve sorumluların adalet karşısına gelmesi gerektiÄŸini düÅŸünüyoruz.” sözlerini kullandı. Öte yandan saldırı yapılan ve ABD BüyükelçiliÄŸinin de bulunduğı YeÅŸil Bölgenin hava sahasının kontrolünün ABD’de olduÄŸu ve ABD’ye ait radarların söz konusu drone saldırılarını tespit etme yeteneÄŸinin olduÄŸu konuÅŸuluyor. Ayrıca düÅŸürüldüÄŸü söylenen 2 SÄ°HA’ya ve Kazımi’nin evine saldırı yapan SÄ°HA’ya iliÅŸkin görüntülerin de olmadığı iddia ediliyor. Bu nedenle Kazımi’nin ABD ile ittifak içerisinde böyle bir “saldırı oyunu” yaptığına yönelik iddialar da var. Bu noktada Åžii milis grupların da hem maÄŸdur rolünü oynayarak hem de sert güç göstererek masada varlık gösterme konusunda ısrarcı olacağı söylenebilir. Nitekim Ä°ran’ın bu konuda Åžii grupları konsolide etmeye çalıştığı görülüyor. Ä°ran’ın saldırıyı kesin bir dille kınaması ve saldırıdan 24 saat geçmeden Ä°ran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı Ä°smail Kaani’nin BaÄŸdat’ta Kazımi ile bir araya gelmesinin ardından, Åžii milis gruplarla da görüÅŸmesi dikkat çekici. Bu noktada Ä°ran’ın Irak’taki gücünü korumaya çalıştığını söylemek mümkün. Buradan hareketle Åžii gruplar arasındaki dengenin Irak’ın geleceÄŸinin belirleyicisi olacağını söylemek yanlış olmayacak.''
kaynak: ortadoÄŸuhaber
Henüz yorum yapılmamış.