Sosyal Medya

Bosna'da yağan yağmurla İstanbul'da ıslanmak...

Sibel ERASLAN / STAR Gazetesi



Bosna'da yine yaÄŸmurlu bir günde, 'vecelle senayük'ler arasında omuzlarda taşınarak, ebedi istirahatgahına yatırılan bir yiÄŸidi selamladık... Genç Müslümanlar grubunun Ä°slam ilahiyatı ve fıkhı üzerine zihin yoran mensubu, alimi, mücahidi, Hasan Cengiç hayata gözlerini yumdu. Bilge lider Ali Ä°zzetbegoviç'in silah arkadaşı, Bosna Muharebesinin Savunma Bakanı, bilahare Ä°slam Meclis BaÅŸkanı olan bu güzel insan, güzellikleriyle ahirete karıştı...
 
CumhurbaÅŸkanımızın selamlarıyla Bosna'ya koÅŸan Türkler arasında Prof. Numan KurtulmuÅŸ'un Gazi Hüsrev Bey Camiinde yaptığı konuÅŸmayı televizyondan dinlerken, Ä°stanbul'da niçin her tarafın bana gri geldiÄŸini, dünyada erkeklerin gözyaşından daha ağır bir denizin olup olmadığını, niçin Numan beyin sesine eÅŸlik eden yaÄŸmurun aralıksız yaÄŸdığını, niçin tıpkı doÄŸumlar gibi ölümlerin de bizi birleÅŸtirdiÄŸini, düÅŸünüp durdum. YaÄŸmur, Cengiç'in cenazesinde son vaazı verir gibi, vakarlı, teskin edici, kederli, yeri göÄŸe baÄŸlayan bir edayla yaÄŸdı, yaÄŸdı... Allah, güzel Bosna'mızı korusun.
 
Gazi Hüsrev Bey Camii, 1531 yılında Bosna Sancak Beyi Gazi Hüsrev Bey tarafından Mimar Sinan'a yaptırılmıştır. Bu caminin aynısından bir Bozüyük'e, bir de Halep'e yaptırtan Gazi Hüsrev Bey, toprağı ve coÄŸrafyayı vatan eylen ÅŸeyin elbette ki imar olduÄŸunun bilincindeydi. Bosna ile Bilecik ve Halep arasındaki bu saÄŸlam baÄŸlantı, sadece mimari bir üslup olarak karşımıza çıkmakla kalmaz, insana, varoluÅŸa, kainattaki anlamımıza bakış açımız, dünya görüÅŸümüz hakkında da bilgi verir...
 
Cihan Devleti olmanın sonuçlarından birisi de ahaliyi, millet kılabilmek becerisi ve yeteneÄŸidir. Bugün hala, kalbimiz Bosna ile, Üsküp ile, Halep ile, Åžam ile, Filistin ile, Bakü ile, HindukuÅŸ daÄŸları ile çarpıyorsa, ecdadımız sadece han-hamam, mektep, camii, köprü, kale yaptırmamış, kalplerimizi de kalplerimize baÄŸlayacak, nabızlarımızı birlikte çarptıracak bir ruhani baÄŸlamı, millet aidiyetini inÅŸa edebilmiÅŸlerdir... Åžehirler inÅŸa olurken, kalpler de inÅŸa olmuÅŸtur.
 
Hasan Cengiç aile kabristanına taşınırken, Bosna ÅžehitliÄŸi'ni yaÄŸmur altında gösteren kamera kayıtları içimden binlerce güvercinin kalkmasına sebep oldu. Bu ÅŸehitlikte, birbirini dünyadayken çok sevmiÅŸ, deÄŸer vermiÅŸ arkadaÅŸlar yanyana yatıyor, sanki bembeyaz bir daÄŸ gibi yaÄŸmur altında parladıkça parlayan ÅŸehitlik, dünyada onurla yaÅŸamanın, boyun eÄŸmeden, dosdoÄŸru durabilmenin sırrını fısıldıyor gibi... Ama bizler, o sırrı bilmiyoruz, dünya bizi almış da yutmuÅŸ... Aliya'nın ÅŸu demirden ağır sözleri yankılanıyor kulaklarımızda: "Hayat, inanan ve salih ameller iÅŸleyenler dışında hiç kimsenin kazanamadığı bir oyundur.' Gel de ''cihad'' denildiÄŸinde asrımızın en mükemmel örneklerinden olan 'Genç Müslümanlar''a özenme... Hasan Cengiç, ne mutlu sana, arkadaÅŸların uÄŸurladı ve yine eski arkadaÅŸlarının yanına gidiyorsun iÅŸte...
 
Genç Müslümanlar- Mladi Müslümani hakkında genç kardeÅŸlerimizin bilgi sahibi olmasını isterim. Çağımızın deÄŸerli bir yoldaÅŸlık örneÄŸi olarak, DoÄŸu-Batı gelenekleri arasında Ä°slami yolu araÅŸtıran ve çağımızın sorunlarına Ä°slamca cevaplar arayan gençlerin tecrübesi, unutulmamalıdır. Bu konuda detaylı bilgileri bulabileceÄŸiniz bir çalışmayı not ediyorum: https://www.gzt.com/mecra/mladi-muslumani-3425237
 
Hatırlayalım: 1980 yılında Tito'nun ölümüyle birlikte Yugoslavya için kapkaranlık günler baÅŸlamıştı... Kızışan ırkçı rüzgarlar, aynı ülke çatısı altında yaÅŸayan Yugoslavları; Sırp, Hırvat ve Müslüman olarak bölüyor, özellikle dış desteÄŸi arkasına alarak silahlandırılmış Sırpların vahÅŸice meydan okumalarına maruz kalacakları kanlı bir zaman dilimine doÄŸru yol alıyorlardı... Genç Müslümanlar, Müslüman BoÅŸnak halkının, sahih inancının yanı sıra, entelektüel ve sanatsal birikimi için de uÄŸraÅŸan bir aydınlar topluluÄŸuydu. Bosna'da aslında Avrupa'da Ä°slami uyanışın lokomotifi rolünü üstlenmiÅŸlerdi... 23 Mart 1983 sabahı Aliya Ä°zzetbegoviç de tutuklular arasındaydı. Genç Müslümanlar, yargılama sonunda Ali Ä°zzetbegoviç de aralarında olmak üzere, ağır hapis cezalarına ve iÅŸkencelere mahkum edildiler. Hasan Cengic o günlerin mahkumiyetini yaÅŸamış mücahidlerdendi...
 
Ali Ä°zzetbegoviç; o gün, mahkumiyetlerinin ardından son söz olarak ÅŸunları söylemiÅŸti: ''Ben bir Müslüman'ım ve öyle de kalacağım. Kendimi dünyadaki Ä°slam davasının bir neferi olarak kabul ediyorum ve son günüme kadar da böyle hissedeceÄŸim. Çünkü Ä°slam, benim için güzel ve asil olan her ÅŸeyin diÄŸer adı; dünyadaki Müslüman halklar için daha iyi bir gelecek vaadinin ya da umudunun, onlar için onurlu ve özgür bir hayatın, kısacası benim inancıma göre uÄŸrunda yaÅŸanmaya deÄŸer olan her ÅŸeyin adıdır...'
 
Genç Müslümanların bir ferdini daha ebedi yurduna uÄŸurlarken, hayatın aslında ne kadar kısa olduÄŸunu ve bu kısa süreye anlam verecek ÅŸeyin duruÅŸ olduÄŸunu bir kere daha farkediyor insan... Ne mutlu dosdoÄŸru duranlara, ne mutlu göklerde birer yıldız gibi yol iÅŸareti olanlara...

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.