Sosyal Medya

Kovid-19’un şerrinde hayır aramak

Faruk BeÅŸer / Yeni Åžafak



Küçücük bir virüs dünyayı sarsmaya yetti. Ekonomiden siyasete, komplo teorilerinden bilime kadar her ÅŸeyi etkiledi, hepsi yeniden gözden geçirilmeye ve yeniden yapılandırılmaya baÅŸlandı. Dünya hayatının esası bunlar olduÄŸuna göre demek ki, bu küçücük virüs bütün dünyayı sarstı. Bilim, verdiÄŸi zararının defedilmesine, ekonomi bir yönden ayakta durmaya, bir yönden de onu kâra çevirmeye, eÄŸitim kendisine yeni yöntemler ve imkânlar aramaya çalışır oldu.

Mesela yaygın eÄŸitimde internet dersleri muazzam bir imkân oluÅŸturdu ama hala çoÄŸumuz bunun farkında deÄŸiliz.

BaÅŸlangıçta evlere kapanma bazıları için iyi, bazıları için kötü oldu. Ailesi ve çoluk çocuÄŸu ile ilgilenemeye zaman bulamayanlar bunun fırsatını yakaladılar. Bazıları da aksine, eve kapanmayı hapis gibi bir tecrit görüp aile fertleriyle sürtüÅŸme yaÅŸadı, huzuru kaçtı, sinir bozukluÄŸu ve stres arttı.

“Göklerin ve yerin orduları Allah’ındır”, O isterse bu kadar küçük neferlerden oluÅŸan ordularıyla bile nice yıkılmaz sanılan güçleri devirir. Küçücük mikroplar, çekirgeler, sinekler, böcekler ve daha bilmediÄŸimiz nice varlıklar hep O’nun ordularıdır. Bu sebeple “Allah herhangi bir ÅŸeyi; sivrisineÄŸi ya da daha âlâsını örnek vermekten çekinmez. Ä°man edenler bunun rablerinden bir hakikat olduÄŸunu anlar. Ä°nkâr edenler ise, Allah bu örneÄŸi vermekle neyi kastetti ki, derler. Oysa Allah, onunla pek çok kimseyi dalalete düÅŸürür, pek çoÄŸunu da hidayete erdirir. Ama fâsıklardan baÅŸkasını dalalete düÅŸürmez” (2/Bakara 26). ‘Daha âlâsı’ diye çevirdiÄŸimiz kelime ‘fevk’ kelimesidir, ‘fevkalade’ de buradandır. Bir ÅŸeyin daha âlâsı, daha büyüÄŸü de daha küçüÄŸü de olabilir. Çünkü harika maharetler ne kadar küçük bir ÅŸeyin içine sığdırılabilirse o kadar daha harika olur. Bunun içindir ki, dün atomu parçalamakla hayrete düÅŸen insan, bugün onun çok daha küçüÄŸü olan kuant’ların ve nöronların dünyasını keÅŸfetmekle daha büyük hayretlere düÅŸüyor.

Burada akla ÅŸöyle bir soru gelebilir: Ä°yi de biz hep Allah’ın ordularını mı bekleyeceÄŸiz. Tabii ki, hayır. Aksine biz kendimize düÅŸeni yapacağız. O, ordularını ancak kendi görevini yapanların emrine verir. Bedir’de, Huneyn’de olduÄŸu gibi. Bunları sadece O’nun kudretini anlamak ve O’nun desteÄŸine layık olmaya çalışmak için söylüyoruz. Yukarıda verdiÄŸimiz “O fâsıklardan baÅŸkasını dalalete düÅŸürmez” sözünün simetriÄŸi, “desteÄŸini de ancak istikamet üzere olanlara verir” demektir. Ä°stikamet, olması gereken yolda dosdoÄŸru ilerlemenin adıdır.

Söylemek istediÄŸimiz bunlar deÄŸildi. Kovid’le ilgili bir kahve sohbeti yapacaktık. Geçenlerde ÅŸöyle bir haber gözüme iliÅŸti:

“Kovid-19 geçirenlerin incelendiÄŸi geniÅŸ ölçekli bir araÅŸtırma, sinirbilim camiasında büyük ilgi uyandırdı. AraÅŸtırmada, hafif geçirilen Kovid-19’un bile beyinde küçülmeye neden olduÄŸu saptandı”. Sanki Allah’ın verdiÄŸi bu harika beyni boÅŸ ÅŸeyler için kullanıyorsunuz, o halde onun bir kısmını geri alalım denir gibi.

En çok anlamımız gereken ölümü ve sonrasını hiç düÅŸünmez olduk, hep dünyada kalacağımızı sanıyoruz, Kovid-19 sayesinde tekrar hatırlama imkânı bulanlarımız oldu.

SaÄŸlığın ne büyük nimet olduÄŸunu bir nebze olsun anladık. DeÄŸil hasta olmak, hasta olabiliriz endiÅŸesi bile aÄŸzımızın tadını bozmaya yetti. Bir yönden de korkumuzdan da olsa, dua edebilmeyi hatırladık.

 

DüÄŸünlerde, niÅŸanlarda, davetlerde, ÅŸatafatlı iftarlarda sınırsız israf edenler, cenazeleri bile gösteriÅŸe çevirenler. Åžimdi bu israflar olmadan da bunların yapılabileceÄŸini anlamış olmalıdırlar. Bunlar aslında Allah’ın ‘tekâsür’ diye takbih ettiÄŸi kötü ahlaktı. “Benimki seninkinden daha çok yarışı sizi oyalıyor, ta kabirleri ziyaret edinceye dek” (102/Tekasür 1, 2). Bunun bir adı da gösteriÅŸ istihlakidir. Bunu camilerde bile sürdürdük, bizim cami sizin camiden daha süslü demeye getirdik. Abdullah bin Abbas, “insanlar camileri süslemeye baÅŸlarlarsa kıyametin yaklaÅŸtığını anlayın” demiÅŸti. Camilerin süsü/imarı cemaattir.

Cami adabına riayet etmediniz, saflarınızı sık tutmadınız, farzların ve sünnetlerin yerini iyi kavramadınız. Sonra madem öyle, açılın bakalım birbirinizden, saflarda omuz omuza veremediniz dendi bize. Oysa bu temas Müslümanlar arası sevginin bir oluÅŸma sebebi idi. Camilerin meÅŸru fonksiyonlarını unuttunuz, hepsi birden elinizden alındı. Artık cami adabını yeniden düÅŸünüp iÅŸe yeniden baÅŸlamalısınız.

Camilerde ona buna tespih fırlatmayı sünnet sanıyordunuz, ÅŸimdi biriniz tuttu diye öbürünüz artık o tespihlere dokunamaz oldu. Kovid-19 bu yanlışı da düzeltmenize yaradır. Daha ne yapsın?

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.