Yol ve yoldaÅŸ hikayesi: Evvel refik, badel tarik
Gideceğimiz yol da seçeceğimiz arkadaş da niyetimizin bir parçasıdır. "Allah yoldaşımızı kalbimize göre versin." diye dua ederiz.
Bizi yoldan eden, yolumuzu gözümüzde büyüten ya da yol alışlarımızı küçümseyen bir mihmandarlığın kime çalıştığını tahmin etmek zor deÄŸildir. Varlığıyla külfetimizi azaltanların sadakati rahmet mesabesindedir. Hayatı zehir etmeyi marifet sayan bir yoldaÅŸlık kötü ve verimsiz bir iddia olarak kalmaya devam eder.
Yol arkadaşı bize verilmiÅŸ bir nimettir. Yola yalnız çıkılmaz. Yol çoÄŸu kereler uzun, çileli ve karanlıktır. Buradan ilerisi hakkında bir kestirimden ötesi yoktur; görmediÄŸimiz yaÅŸamadığımız ÅŸeyler hakkında biz ancak bir tahminde bulunabiliriz. Bizden önce baÅŸkalarının gidip durduÄŸu yolların ahvalinden bir ÅŸekilde haberdar olsak da yine de bu yollar sıra bize gelince baÅŸka bir hâle dönüÅŸürler. Öyle ki sanki her sefer kendi yolunu inÅŸa etmektedir. Hemen ÅŸimdi, birazdan ÅŸu karşımızdaki virajı döndükten sonra yolun bize açılıp açılmayacağı belli deÄŸildir; bizi neler karşılayacak muÄŸlaktır, hele hangi hikâyenin içine düÅŸüp onun parçası olacağımızı kestirmek için kâhin olmak bile yetmez. Kaldı ki onlar da her seferinde bizi tumturaklı yalanlarıyla kandırmaktan baÅŸka bir ÅŸey bilmezler. Ondandır yolun bilindik bilinmedik hâllerine karşı, onun beklenir beklenmez sürprizlerine karşı yanımızda her daim bir arkadaÅŸ tutmamız gerekir.
Evvel refik badel tarik
Yola çıkmaktan, yol tutmaktan ve yolda olmaktan belki de daha önemlisi bize refakat edecek bir yoldaşımızın olmasıdır. Yol arkadaşı olmadan yola koyulmak kör bir cesaretten daha fazlası deÄŸildir. Deli deÄŸilsek, kaçıp gitmeye, uçup helak olmaya niyetlenmemiÅŸsek yolu dert ettiÄŸimiz kadar yol arkadaşımızı da dert etmeli, bize mihmandarlık edecek refikimizi bir güzel seçmeliyiz. ÜÅŸenmeden, çekinmeden, caymadan arayıp bulmakta ısrarcı olmalıyız. "Evvel refîk ba'del tarîk" denmesi boÅŸuna deÄŸildir. Önce yoldaÅŸ sonra yol. Öncelikle bir yol arkadaşına ihtiyaç duyarız, onu bulmak öncelikli derdimizdir. Ardından yol nasıl olsa gelecektir; biz onu evvel Allah her durumda hallederiz.
Yol arkadaşı sizin her ÅŸeyinizdir. Yükünüze ortak olur ama asla hamalınız deÄŸildir, dediklerinize kulak verse bile o hiç mi hiç uÅŸağınız deÄŸildir. Aranızdaki sözüm ona anlaÅŸmanın ne kaydı ne de kuydu vardır. Çünkü yazılmamıştır, çizilmemiÅŸtir ve ama siz ikiniz de aynı hedefe kilitlenmiÅŸ, aynı menzile yönelmiÅŸsinizdir. Daha ilk etapta ipe un sermek yoktur; yolu birlikte tamamlamak, hikâyeyi bir güzel bitirmek ve hedefe saÄŸ salim ulaÅŸmak esastır.
Oysa yol imtihanlarla doludur. "Yolcunun iÅŸini sadece Allah bilir." sözü asla yabana atılmaz. Zihnimizde biriktirdiklerimiz, aklımızla çoÄŸalttıklarımız, bize ulaÅŸan deneyim zenginlikleri pekâlâ önemlidir, yabana atılmaz ama yol sadece yoldur ve bazen bunların hiçbiri iÅŸe yaramayabilir. Tecrübe iyidir, hazırlık içinde olmak kötü deÄŸildir, amenna ama iÅŸte yol tutmak her durumda bir gönül ferahlığı ister. Size bu minvalde bir dost bir arkadaÅŸ bir refik lazımdır; yoldaÅŸsız olmaz.
YoldaÅŸ kim olmalıdır? "Yol nereden nereye gider?", "Hangi yola uyarsak gideceÄŸimiz yere daha kolay ulaşırız?" soruları tabii ki yerindedir, kafa yormadan olmaz. Bunlar ve belki de daha fazlası mutlaka düÅŸünülmeli, hepsinin üzerinde adam akıllı bir ÅŸekilde durmadan, onlardan her birini apaçık bir karara baÄŸlamadan asla yola revan olunmamalıdır. Ne var ki bütün bunlar kadar belki de bunlardan daha da ağır bir ÅŸekilde dert edinilmesi gereken esas mesele yola kiminle çıkılacağıdır. Yol tamam az çok bellidir, peki ya yoldaÅŸ? Yoldaşımız saÄŸdan mı olacaktır soldan mı, akraba-ı taallukattan mı olacaktır yoksa kendi muhitimizden mi? Nereden, nasıl, kimden, kimlerden? Birbirini tetikleyen bu soruların peÅŸini bir an bile bırakmadan, bıkmadan usanmadan yol arkadaşımızı seçmek ve belirlemek gerekir.
Åžaka yok, yola dayanmak hadi neyse ama bir de birbirimize dayanmak sözkonusudur. Onun size tahammülü basit bir ÅŸey deÄŸildir, arada doÄŸacak bir ihtilaf koca bir yolu berbat eder. Allah muhafaza artık ne önünüzdeki yol biter ne de içinizdeki enerji kendini yenilemeye fırsat bulur. Canınız sıkılır, kendinizi daÄŸlardan tepelerden atasınız gelir. PiÅŸmanlık sizi yarı yolda bırakır, nereden buldum sorusu size yolu kaybettirir. Gerçi bütün bu yaÅŸadıklarımız dünyanın sonu deÄŸildir ama tadımız tuzumuz kaçmıştır. Artık çıkınımızdaki envaı çeÅŸit yol erzakı bile sırtımıza, yük olmaya ve batmaya baÅŸlar; öyle ki artık ne tattığımız bal baldır ne de dokunduÄŸumuz ekmek ekmektir. Sofraya serdiÄŸimiz nevaleyle zıkkımın kökü arasında çok az bir farkı kalmıştır.
Yolun dertleri saymakla bitmez. Korkularımız olur, kiminle aÅŸacağızdır? Belalar bir yolunu bulup bizi bulsa sahi onları başımızdan nasıl savacağızdır? Hem yol dediÄŸimizin gecesi vardır gündüzü vardır, yaÄŸmuru vardır çamuru vardır, iti vardır çakalı vardır. Arlısı da vardır onlardan arsızı da ve ileride sanki bizi beklemektedir. Bütün bu gailelere karşı kim nasıl dayanacak bütün bu sıkıntıları kiminle bertaraf edeceÄŸizdir?
Yol arkadaşına müthiÅŸ ihtiyaç duyarız. Oysaki kör olası nefsimiz bize cahil cesaretimizi harekete geçirerek aslında yanımızda hiç kimseye gerek olmadığını fısıldar, resmen kandırılırız. Kalbimiz kararmadıysa, aklımız tutulmamışsa, ferasetimiz an be an hükümferma ise kaygılanacak bir ÅŸey yoktur, biz bu yola kendi başımıza atılıp seferin hâllerine teslim olamayız. Bir arkadaÅŸ bulmak kaçınılmazdır, çünkü eriÅŸeceÄŸimiz menzil deÄŸerlidir ve biz o hedefe ulaÅŸmak zorundayız.
Yol arkadaşının alnında iyi bir yoldaÅŸ olduÄŸu yazmaz. AkÅŸamdan sabaha bir keÅŸfimiz de olmaz. ArkadaÅŸ yolda kazanılır, tecrübeyle sabitlenir, hayat onu bize armaÄŸan eder. Onu nasıl seçeceÄŸimiz nerede bulacağımızın ayrı bir hikâyesi vardır ve uzundur. Bize bu uzun ve çetin yolda kim refakat edecek, yaÅŸayacağımız onlarca sıkıntıyı kiminle aÅŸacağız, girdiÄŸimiz badirelerden nasıl çıkacağızdır.
Bizi yolda yapayalnız bırakmayacaklara, birlikte çıktığımız seferden yarı yolda geri dönmeyeceklere nasıl ulaÅŸabiliriz? Yolun çekici iÄŸvalarına, korkutucu imgelerine, bunaltan ve tedirgin eden seslerine, ürküten ve sarsan tehditlerine karşı kim bizimle aynı hizada durabilir, kim bize sonuna kadar eÅŸlik eder, istikametten bir milim kaymaz. Büyük yol hikâyeleri hep bu türden hayal kırıklıklarıyla doludur. Birlikte kararlı bir ÅŸekilde yola koyulmuÅŸlukların çoÄŸu neden sıklıkla hüsranla nihayet bulmuÅŸtur, bakmak lazım.
ArkadaÅŸlık tahammüldür
Yolun sonunda ah tüh etmek her ÅŸeye raÄŸmen kolaydır, insan bir suçlu bulmakta zorlanmaz. Ne var ki söylenecek hiçbir ÅŸeyin anlamı yoktur Yolculuk bitmiÅŸ ama biz de bitmiÅŸizdir. Oysa tedarik listemize baÅŸka her ÅŸey kadar, istihkak kadar, nevale kadar, urba kadar lazım olan ÅŸu arkadaÅŸlığı da eklemek lazımdır. YoldaÅŸ bizi biz de onu tutarız. Yolu doÄŸrultup doÄŸrultmadığımızı beraberce ölçer, kayıplarımızı ve kazançlarımızı birlikte hesaplarız. ArkadaÅŸlık en çok da sabır ve tahammüldür. Nazımızı kim çeker, biz kimlere teslim oluruz?
Yola çıkmadan yol arkadaşımızı seçmek aklın kârıdır. Her sefer ona dayanıp katlanacak bir tahammülü zorunlu kılar. Bizi yoldan eden yeis de tereddüt de içimize sinen kasvet de bir arkadaÅŸ yoluyla ancak başımızdan savılabilir. Bize her durumda iyiliÄŸi ve güzelliÄŸi salık veren bir dosttan daha iyisi ne olabilir ki? Onunla hangi daÄŸlar aşılmaz, hangi dereler geçilmez, hangi yarlardan atlanmaz. SaÄŸlam ve sıkı bir yoldaşın varlığı enerjimizi kanatlandırır, ruhumuza inÅŸirah verir, yaralarımızı kurutur, acılarımızı teskin eder.
GideceÄŸimiz yol da seçeceÄŸimiz arkadaÅŸ da niyetimizin bir parçasıdır. "Allah yoldaşımızı kalbimize göre versin." diye dua ederiz. Yol bizi adam eder, birlikte daha bir ehlileÅŸir, birlikte daha bir mesafe alırız. Bizi yoldan eden, yolumuzu gözümüzde büyüten ya da yol alışlarımızı küçümseyen bir mihmandarlığın kime çalıştığını tahmin etmek zor deÄŸildir. Varlığıyla külfetimizi azaltanların sadakati rahmet mesabesindedir. Hayatı zehir etmeyi marifet sayan bir yoldaÅŸlık kötü ve verimsiz bir iddia olarak kalmaya devam eder.
O hâlde önce yoldaÅŸ, sonra yol, yani evvel refîk ba'del tarîk.
Müellif: Dr. Necdet Subaşı / Kaynak: Açık GörüÅŸ
Henüz yorum yapılmamış.