Güncel
Düşünmenin ağır yükü
Follow @dusuncemektebi2
Ali Haydar Haksal / Milli Gazete
Gündelik hayatın hayhuyundan uzak, farklı bir alandır düÅŸünmek. Bir eylemde bulunmanın baÅŸlangıcı. Varolma bilincinin oluÅŸumu.
Ä°nsan seçkin ve özel bir varlık. Yaratılmış olan her ÅŸey insanın için ve insanın emrinde. Ä°nsanın bu sonsuz varlık içindeki konumu düÅŸünebilme yetisine sahip oluÅŸu. Bunu bir bilince dönüÅŸtürünce yeryüzünde, altında ve üstünde hemen her ÅŸey onun düÅŸünme alanında. Ä°nsan için en sıradan olan her durum, her nesne bu olguyu içerir. Ä°nsan olma bilinci. Bu, yeterli midir? Ä°nsan bir kâinatın içinde. Öteler var insanın hissederek, sezerek ya da peygamberler aracılığıyla bilgilenerek edindikleri. Kendi çabasıyla araÅŸtırdıkları, akılla buldukları.
Akıl insan için bir araç, diÄŸer unsurları gibi. El, göz, ayak, mide, kalp göz, kulak gibi. Gibileri çoÄŸaltabiliriz. Ä°nsanın kendini anlama, kendinden ötelere ulaÅŸma ve büyük bir varlığın keÅŸfini saÄŸalama. Akıl ötesi. Ä°nsan organlarının hemen hepsi birbirini tamamlayan ve birbiriyle baÄŸlantılı. Birinin eksikliÄŸinde aksamaları olan bir bütün. Bir güzellikler ve mükemmellikler bütünü.
DüÅŸüncesiz hiçbir eylem gerçekleÅŸmez. Her eylemin kendine göre bir sınırı var ya da bir ölçüsü.
Ä°nsanın kendini koyverdiÄŸi, düÅŸünmeye pek yanaÅŸmadığı ya da zaman ayırmadığı bir dönem yaÅŸanıyor. Ä°nsanı kendisinden alıkoyan, kendinden uzaklaÅŸtıran durumlar söz konusu. Kimi zaman kendi kendisine düÅŸtüÄŸü bir tuzak, kimi zaman onu sürükleyen dalgalar, kimi zaman yoldan çıkma hâlleri.
DüÅŸünme de Ä°lâhî bir buyruk. Ä°nsanın mutlaka yapması gereken. Bir ibadet gibi.
DüÅŸünme, anlama, bilme, tanıma eylemidir. Önce kendinden baÅŸlaması, sonra da etrafını, iç ve dış dünyasını bilme anlama.
Yeryüzünde zulüm kaynıyor. Ä°nsanlık acılar içinde. Ä°nsanın bunlara kayıtsız kalması kendine kayıtsız kalma anlamına geliyor. Bu da kendi kendisine yapacağı en büyük yanlışlık ve hatta bir zulüm. Eylemsizlik hâli insanın önce kendine, sonra çevresine, sonra insanlığa zarar verir.
DüÅŸünen varlığını eylemi arttıkça sorumluluk alanı geniÅŸliyor.
Ä°nsanın acı çekmesi, acısına acılar katması, insanları ortak etmesi de bir sorumluluk. Bir başına bir insan tekinin çok fazla bir ağırlığı olmaz. Ä°nsan tekleri bir arada olunca güç kazanır. Birlikte aynı ruhu soluma, aynı yöne bakma, aynı ideali yaÅŸama sorumluluÄŸu.
Sorumluluk üstelenenlerin yükü ağırdır, sorumluluk arttıkça yük ağırlaşır. Bu, somut bir yük olmaktan öte manevîdir. Fiziki olanların yorgunluÄŸu bedensel dinlenme ile geçer. Manevî olan insan ruhunda derin acılar oluÅŸturur, adeta ruh iÄŸnelenir, çimdiklenir ve hatta buram buram burulur.
Ä°nsanın kendi kendine dert edinmesi bunu bir acıya dönüÅŸtürmesi ardından da onun çilesini yoÄŸun yaÅŸaması ve hamlelerde bulunması. Eylem hâli.
DüÅŸünme bir cihattır, eylem ise onun sürekliliÄŸi. Ä°nsanı kurtarma, hayata kazandırma, birlikte olabilmeyi saÄŸlama edimi. Asıl cihat budur. Kötülükleri ortadan kaldırmaya baÅŸlama düÅŸünesi. Zor bir alan. Sanki kendisini ilgilendirmiyormuÅŸ gibi bir bahtsızlığı olmaz bunun. Peygamberlerin, onların vekilleri olan düÅŸünenlerin ağır sorumluluÄŸu ve yükü. Kimi zaman bunun ağır bedelini ödeyecek kadar bir gözü karalık. Aslında hoÅŸ bir deyim olmadı, gözü karalık, atılım, ceht, çaba yani cihat etme. Åžeytanlarla olan bir savaÅŸ.
Ä°nsanın kalbine yol alabilme tarzı, üslubu, dili, ÅŸarkısı gibi. insanı çekme, onu anlama, dinleme ve birlikte olabilme.
DüÅŸünme olmadan hiçbir eylem gerçekleÅŸtirilemez. Atılan her adım düÅŸünme ediminin bir sonucudur. Okuma, düÅŸünme, yazma, eylemde bulunma ve yol alma. Bunlar hayatın olmazsa olmazları. Bu bir de aÅŸk dilli sevgi bakışlı olunca hayat öylesine güzelleÅŸir ki, ondan geçilmez.
Henüz yorum yapılmamış.