Sorunları Siyaset İle Savmak
Mehmet Beyhan / Milat
Türkiye bağımsız bir devlettir. 10 ülkenin büyükelçileri, son derece küstah bir tavırla yargı sürecinin devam ettiÄŸi bir dava hakkında talimat verir gibi açıklama yapması utanç verici bir durumdu. Bu açıklama hem uluslararası hukuka, hem de diplomatik teamüllere aykırı ciddi bir sorundu.
Bu soruna iliÅŸkin düÅŸüncelerimi paylaÅŸmadan önce dış politikaya iliÅŸkin temel bir hatırlatmada bulunmak istiyorum: Bir devletin dış politikası, rekabet ettiÄŸi diÄŸer devletlere karşı hedeflerini gerçekleÅŸtirme sürecidir. Ancak bu sürecin oluÅŸma aÅŸamasında iç ve dış sebepler belirleyici olur.
Dolaysıyla büyükelçilerin açıklamasını, belli bir bütünsellik içerisinde iç ve dış faktörleri göz önünde bulundurarak deÄŸerlendirmek gerekir. Ancak o zaman açıklamanın amacını, etki eden somut faktörlerin yerini, sınırlarını daha net görebiliriz.
Tam bu noktada ÅŸöyle bir soru soralım: Türkiye, bu 10 ülkeye raÄŸmen hangi temel hedeflerini gerçekleÅŸtirmeye çalışıyor ki, bu açıklamayla hedef alındı? Bu sorunun net cevabı: Türkiye, kendi potansiyeline eriÅŸmeyi hedeflediÄŸi için hedef alındı. Cevap kısa ama kapsamı geniÅŸtir.
O hâlde biraz açalım…..
DoÄŸu Akdeniz’deki haklarını savunmaktan tutun, Mavi Vatan’a sahip çıkmasına kadar, savunma sanayisine yapılan yatırımlardan tutun, milli sanayinin geliÅŸtirilmesine kadar; barış ve adalet temelinde çok yönlü dış politikadan tutun, terör örgütlerine karşı verilen baÅŸarılı mücadeleye kadar daha pek çok alan bulunmaktadır. Onlar açısından bu ve benzeri hususlar dış faktörlerdir.
Bir de iç faktörler var elbette. Batı ülkeleri kendilerini ‘’öteki’’ üzerinden konumlandırır. Eskiden onlar için ‘’öteki’’ Sovyetler BirliÄŸi’ydi. Ä°ktidar-muhalefet ayrımı yapmadan söylüyorum: Batı’nın ÅŸimdiki ‘’ötekisi’’ Türkiye’dir. Bu çok nettir. Bunu artık görmemiz gerekiyor. Batı’nın çıkarlarına hizmet etmeyen ister bireysel, ister kurumsal düzeyde olsun onların ‘’ötekisidir.’’
Büyükelçilerin bu açıklamasının ardındaki strateji, muhalefete alan açmaktı. Ne yazık ki muhalefet partilerimiz de milli bir duruÅŸ ortaya koyamadı. ‘’Siz kimsiniz?’’ diyemedi. Tam aksine onların açıklaması üzerinden hükümeti eleÅŸtirdi. Türkiye’nin kararlı ve haklı tutumu karşısında büyükelçiler geri adım attı ve muhalefetti de ortada bıraktı.
Dış politika takip eden biri olarak görebildiÄŸim kadarıyla iki türlü siyaset vardır. Birincisi, vatandaşın günlük yaÅŸamı ve ekonomisi için yapılan siyasettir. Bu amacı gerçekleÅŸtirmek için söz ve eylemle yapılan giriÅŸimlerin toplamına ‘’günlük siyaset’’ diyebiliriz.
Ä°kinci tür siyaset, devletin geleceÄŸi ve güvenliÄŸi için yapılan siyasettir. Devlet için yapılan siyaset, milli güç unsurların geliÅŸtirilmesi, milli hedef ve menfaatlerin temini istikametinde yapılan siyasettir. DeÄŸerlerinizi, ancak devletinizle koruyabilirsiniz. Bu maksatla uygulanabilecek hareket tarzlarının tespiti ve tatbikinin toplamı bu kapsama girer. Buna da ‘’deÄŸerler siyaseti’’ diyebiliriz.
Sonuç
10 ülkenin büyükelçisi utanç verici açıklamayla hadlerini aÅŸmıştır. CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’ın kararlı duruÅŸu ‘’deÄŸerler siyasetini’’ ortaya koymuÅŸtur. Dış Ä°ÅŸleri Bakanı ise, diplomasinin bütün olanaklarını kullanarak sorunu siyaset ile savmıştır. Böylece ‘’günlük siyasettin’’ önünü açmıştır. Bir vatandaÅŸ olarak hem CumhurbaÅŸkanımızla hem de DışiÅŸleri Bakanımızla gurur duyduk.
Türkiye’nin bu duruÅŸu çok kutuplu dünya güçlerinin arasındaki dengelerde etkili bir rol oynayacak bir kapasiteye sahip olduÄŸunu tüm dünyaya göstermiÅŸtir. Türkiye, ‘’deÄŸerler siyasetinin’’ üzerinde özenle durmalıdır. Batı sermayesine ihtiyaç duymayacak bağımsız iktisat politikaları geliÅŸtirmek için daha fazla kafa yormalıdır.
Ä°letiÅŸim: [email protected] Twiter: @MehmetB78849685
Henüz yorum yapılmamış.