Sosyal Medya

Güncel

Türkiye Tel Rıfat’ta kendi göbeğini kendi kesebilir mi?

Unutmayalım ki, Türkiye hem Fırat Kalkanı hem de Zeytin Dalı harekâtlarını hava sahasının kullanımında Rusya ile eşgüdüm içinde hareket ederek icra etmiştir. Buna karşılık Rusya, Fırat Kalkanı’nda DEAŞ hedefleri söz konusu olduğunda yardımcı bir tutum almakla birlikte, TSK YPG hedeflerine yöneldiğinde hava sahasının kullanımında birden sorunlar baş göstermiş, Rus askerlerin de görev yaptığı Suriye hava savunma sistemleri birden Türk savaş uçaklarına kilitlenmiştir. Türkiye, Zeytin Dalı Harekâtı’nda da havada geniş bir hareket serbestisine sahip olmuştur. En önemli nokta, bu harekâtın 18 Mart 2018 tarihinde dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ın MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile birlikte Moskova’ya yaptığı ve Rus muhatabı Orgeneral Valeri Gerasimov ile görüştüğü ziyaretten iki gün sonra başlamış olmasıdır.



Sedat Ergin

CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan’ın PKK/YPG’nin Suriye’nin batısındaki son terör eylemlerinden sonra geçen pazartesi akÅŸamı yaptığı “Artık tahammülümüz kalmadı. Buralardan kaynaklanan tehditleri ya oralarda etkin olan güçlerle birlikte ya da kendi imkânlarımızla bertaraf etmekte kararlıyız” açıklamasıyla baÅŸlayan Tel Rıfat’a askeri harekât tartışması bütün yoÄŸunluÄŸuyla sürüyor.

DışiÅŸleri Bakanı Mevlüt ÇavuÅŸoÄŸlu’nun çarÅŸamba günü “Bizim de yapmamız gereken kendi göbeÄŸimizi kendimiz kesmektir” ÅŸeklindeki çıkışını, önceki gün Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın “Yapılması gereken ne varsa bugüne kadar yapıldığı gibi, yeri ve zamanı geldiÄŸinde aynı ÅŸekilde yapılacak” yolundaki beyanı izledi.

ErdoÄŸan’ın iÅŸbirliÄŸi için adres gösterdiÄŸi “Oralarda etkin olan güçler” ifadesiyle kastettiÄŸi kuÅŸkusuz öncelikle Rusya. Peki Rusya, Tel Rıfat’ta YPG’ye karşı Türkiye ile iÅŸbirliÄŸine girer mi? GirmediÄŸi takdirde Türkiye’ye tek başına yürüteceÄŸi bir operasyon için yeÅŸil ışık yakabilir mi? Yakmadığı takdirde, Türkiye Rusya’ya raÄŸmen kendi başına bu harekâta kalkışabilir mi? Yani ÇavuÅŸoÄŸlu’nun benzetmesinden hareketle sorarsak, Türkiye Tel Rıfat’ta kendi göbeÄŸini kendisi kesebilir mi? Böyle bir adımın riskleri ne olur?

kirmizilar.com

 

TARTIÅžMA 2018’DE ‘ZEYTÄ°N DALI’ HAREKÂTI Ä°LE BAÅžLADI

Bu sorulara yanıt vermek için biraz gerilere gitmek ve yakın geçmiÅŸte Tel Rıfat’ta yaÅŸanan geliÅŸmeleri, bu bölgeyle ilgili yapılan tartışmaları ve yürütülen müzakereleri kısaca hatırlamak, bugünü anlamamız bakımından yol gösterici olabilir.

Bugünküne benzer bir tartışmanın ilk olarak 2018 yılında patlak verdiÄŸini hatırlayarak baÅŸlayalım. Daha doÄŸrusu, Türkiye’nin 2018 yılı başında Afrin bölgesinde icra ettiÄŸi “Zeytin Dalı Harekâtı” ile birlikte gündeme giren bu meselenin aslında hiç kapanmadığını, ucu açık bir ÅŸekilde bugüne dek uzandığını belirtmeliyiz.

PKK’nın Suriye’deki uzantısı olan YPG/PYD yapılanmasının 2014 yılında ilan ettiÄŸi “Özerk Yönetim” çerçevesindeki üç kantondan biri (diÄŸer ikisi Cezire ve Kobani) Esad rejiminin içsavaÅŸ baÅŸlayınca 2012 yılında kuzeyden çekilmesi sonucu aynı yıl YPG denetimine geçen Afrin’di.

Türkiye, 2016 AÄŸustos-2017 Mart döneminde Fırat’ın batısında Cerablus’tan baÅŸlayarak batıda Azez’e, güneyde El Bab’a kadar uzanan “Fırat Kalkanı” harekâtını gerçekleÅŸtirdi. Ardından PKK/YPG’nin kontrolündeki Afrin kantonuna son vermek üzere 20 Ocak 2018 tarihinde “Zeytin Dalı Harekâtı” baÅŸlatıldı. Bu sırada Tel Rıfat bölgesi Afrin kantonunun bir parçasıydı.

 

Ä°KÄ°NCÄ° HEDEF TEL RÄ°FAT’TI, ANCAK...

TSK, yaklaşık iki aya yayılan bir harekâttan sonra 24 Mart 2018 tarihinde ÖSO birlikleriyle birlikte Afrin ÅŸehir merkezine girdi. Afrin’in doÄŸusunda kalan Tel Rıfat’a henüz girilmemiÅŸti. Tel Rıfat kasabasının hemen kuzeyinde Rus ordusunun 2016’da yerleÅŸmiÅŸ olduÄŸu Minnak Havaalanı kritik bir durum arz ediyordu.

Burada önemli olan nokta, bu sırada Ankara’da harekâtın devam edeceÄŸi ve Tel Rıfat’ı da içine alacağı ÅŸeklinde açıklamaların yapılmasıydı.

ÖrneÄŸin, CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, ertesi gün 25 Mart 2018 tarihinde Trabzon’da yaptığı bir konuÅŸmada “Fırat Kalkanı Harekâtı ile terör koridoru projesine ilk darbeyi vurduklarını, ardından Zeytin Dalı Harekâtı ile bu koridoru Akdeniz’e baÄŸlama çabasının önünün kesildiÄŸini belirterek, “Ä°nÅŸallah kısa sürede Tel Rıfat’ı da kontrol altına alarak, bu harekâtı hedefine ulaÅŸtıracağız” diye konuÅŸtu. ErdoÄŸan, kısa bir süre sonra 30 Mart’ta Ankara’da “Åžimdi Tel Rıfat baÅŸta olmak üzere çevredeki diÄŸer bölgelerin kontrolünü saÄŸlamak üzere harekâta devam ediyoruz” açıklamasını yaptı.

Tel Rıfat’a dönük bu beyanlara raÄŸmen, Rusya’nın ağırlığını koyması sonucu Zeytin Dalı Harekâtı doÄŸuya doÄŸru daha fazla ilerlemedi ve Tel Rıfat merkezinin bitiÅŸiÄŸinde Rus askerlerin bayrak gösterdiÄŸi Minnak Hava Üssü’ne yakın bir noktada durdu.

Bu sırada Afrin ÅŸehir merkezi TSK’nın denetimi altına girerken, buradaki YPG unsurlarının hatırı sayılır bir bölümünün muhtemelen Rusların da devrede olduÄŸu bir düzenlemeyle Tel Rıfat’a geçtikleri ortaya çıktı. Sonuçta YPG Tel Rıfat’ta kalmaya devam etti. Bu arada, Tel Rıfat’ın YPG ve Rusların yanı sıra, Esad rejimi ile Ä°ran yanlısı Åžii milislerin de varlık gösterdiÄŸi son derece karışık bir saha olduÄŸunu da hesaba katmamız gerekiyor.

 

SIKINTI BÄ°R TÜRLÜ AÅžILAMADI

YPG’nin Tel Rıfat’da varlığını sürdürmesi, sonraki dönemde Türkiye ile Rusya arasında ucu açık bir mesele olarak kaldı. Tel Rıfat dosyası, ErdoÄŸan’ın Rusya lideri Vladimir Putin ile aynı yıl 27 Temmuz tarihinde Johannesburg’daki bir uluslararası toplantı sırasında yaptıkları görüÅŸmede gündeme gelecek, ancak sorun aşılamayacaktı. ErdoÄŸan, görüÅŸmeden sonra gazetecilere “Burada Tel Rıfat olayı var. O ayrı bir sıkıntı. Bunların aşılmasını, bu konuyu da görüÅŸme imkânı oldu” diye konuÅŸtu.

Keza CumhurbaÅŸkanlığı Sözcüsü Ä°brahim Kalın da o günlerde “arada kalan bir konu” olarak nitelediÄŸi Tel Rıfat meselesinin Rusların yanı sıra Ä°ranlılarla da görüÅŸüldüÄŸünü açıkladı.

Özetle, Tel Rıfat sıkıntısı bir türlü aşılamadı. Hatta, Fırat’ın doÄŸusundaki Barış Pınarı Harekâtı ertesinde 22 Ekim 2019 tarihindeki Soçi zirvesinde varılan ErdoÄŸan-Putin mutabakatında, Rus tarafı Tel Rıfat’ı Münbiç’le birlikte YPG unsurlarından arındırma taahhüdünde bulunduysa da bu taahhüdünü yerine getirmedi.

 

HAVA SAHASINI RUSLAR KONTROL EDÄ°YOR

Bu arka planı aktardıktan sonra baÅŸtaki sorulara dönelim. Rusya’nın geçen Mart 2018’den bu yana geçen üç buçuk yılı aÅŸkın süre içinde Tel Rıfat’taki harekât tarzı -taahhütlerine raÄŸmen- katı bir çizgide durduÄŸunu, YPG’yi de kapsayan statükonun deÄŸiÅŸmesine yanaÅŸmadığını gösteriyor.

Rusya’nın bundan sonra Ankara’nın Tel Rıfat’taki beklentilerini karşılama yönünde bir hamle yapması halinde, bunu, karşılığında Suriye’de muhtemelen baÅŸka alanlarda (mesela Ä°dlib) Türkiye’den atmasını isteyeceÄŸi adımlarla birlikte deÄŸerlendirmek istemesi ihtimal dışı deÄŸildir. Rusya lideri Putin, meseleyi bir ver-al müzakeresine çevirmek isteyebilir.

Bir baÅŸka ihtimal olarak Rusya’nın katı tutumunu deÄŸiÅŸtirmediÄŸi ve iÅŸbirliÄŸine girmediÄŸini varsayalım. Bu durumda Türkiye Rusya’yı karşısına alma pahasına Tel Rıfat’a girebilir mi? Tek taraflı bir harekâtın hem sahadaki sonuçları itibarıyla hem de politik alanda önemli riskler yaratacağı tartışma götürmez.

Sahada yalnızca YPG unsurlarının bulunmadığı da göz önünde bulundurulmalıdır. ÖrneÄŸin, Rus askerlerinin sahadaki varlığı ne olacaktır? Türkiye’nin ABD ile iliÅŸkilerinin zaten ciddi bir türbülans içinde seyrettiÄŸi bir dönemde, buna ek olarak yeni iÅŸbirliÄŸi açılımları yapılan Rusya ile de ciddi bir kriz patlak verebilecektir.

Buradaki en kritik konulardan biri, muhtemel bir kara harekâtının hava desteÄŸinin nasıl saÄŸlanacağı sorusudur. Türkiye kendi başına hareket ettiÄŸi takdirde, Fırat’ın batısında hava sahasının Rusya’nın kontrolü altında olduÄŸu gerçeÄŸini dikkate almak durumundadır. Rusya hava sahasını Türk savaÅŸ uçaklarına kapatırsa ne olacaktır?

 

RUSLAR DAHA ÖNCE YARDIMCI OLMUÅžTU

Unutmayalım ki, Türkiye hem Fırat Kalkanı hem de Zeytin Dalı harekâtlarını hava sahasının kullanımında Rusya ile eÅŸgüdüm içinde hareket ederek icra etmiÅŸtir. Buna karşılık Rusya, Fırat Kalkanı’nda DEAÅž hedefleri söz konusu olduÄŸunda yardımcı bir tutum almakla birlikte, TSK YPG hedeflerine yöneldiÄŸinde hava sahasının kullanımında birden sorunlar baÅŸ göstermiÅŸ, Rus askerlerin de görev yaptığı Suriye hava savunma sistemleri birden Türk savaÅŸ uçaklarına kilitlenmiÅŸtir.

Türkiye, Zeytin Dalı Harekâtı’nda da havada geniÅŸ bir hareket serbestisine sahip olmuÅŸtur. En önemli nokta, bu harekâtın 18 Mart 2018 tarihinde dönemin Genelkurmay BaÅŸkanı Orgeneral Hulusi Akar’ın MÄ°T MüsteÅŸarı Hakan Fidan ile birlikte Moskova’ya yaptığı ve Rus muhatabı Orgeneral Valeri Gerasimov ile görüÅŸtüÄŸü ziyaretten iki gün sonra baÅŸlamış olmasıdır.

Gelgelelim yürütülen yakın iÅŸbirliÄŸine raÄŸmen, bu harekâtta bile Rus tarafının kritik bazı anlarda kısa süreli de olsa hava sahasını Türk uçaklarına kapattığını da hatırlamak gerekiyor.

 

RÄ°SKLERÄ°N Ä°YÄ° TARTILMASI GEREKÄ°YOR

Sonuçta kabul edelim ki, Tel Rıfat’ta hava desteÄŸi saÄŸlanmadan kapsamlı bir kara harekâtının yürütülmesi ciddi riskler yaratacaktır.

Ayrıca, Rusya ile mutabakata varılmadan böyle bir operasyon yapıldığı takdirde, TSK’nın Ä°dlib’de 10 bine yaklaÅŸan askerinin kuvvetli bir hava koruması olmadan sahaya yayılmış olduÄŸu gerçeÄŸi  de muhakkak hesaba katılması gereken ciddi bir risk faktörüdür.

Ve nihayet, Ankara’dan verilen uyarıcı mesajların Rusya üzerinde belli bir baskı oluÅŸturacağını da kabul etmek gerekir. Rus tarafının YPG’nin baskılanması yönünde atacağı bazı adımlarla konunun daha fazla tırmanmadan çözümü de pekâlâ mümkündür. Bu yönde bir çözüm, Türkiye-Rusya iliÅŸkilerinin son yıllardaki genel yöneliÅŸine de uygun olacaktır.

Ancak bu ihtimalin karşılıklı olarak birçok dosyanın masaya konacağı bir müzakere sürecini davet etmesi ÅŸaşırtıcı olmaz.

---------------------------------------------------------

Kaynak:

https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/sedat-ergin/turkiye-tel-rifatta-kendi-gobegini-kendi-kesebilir-mi-41918221

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.