Ali Haydar Haksal / Yürek acısı
Follow @dusuncemektebi2
Ali Haydar Haksal / Milli Gazete
Dert ehli olan acı çeker. Acı, insanda ağır bir hüzün oluÅŸturur. Dert ehli aÅŸk ehlidir. Gönlünü kaptıran, kapıldığı sevdaya baÄŸlanır. Tutkusu giderek derinleÅŸir. Ondan baÅŸka gözü bir baÅŸka ÅŸeyi görmez. Kara gözlü bile denir dert veya aÅŸk ehline.
Dertsizlik insanı sıradanlaÅŸtırır, vurdumduymaz kılar. Dünyayı saran bir hastalıktır dertsizlik. Ä°nsanlığın duygusuzluÄŸudur.
Her insanın elbette kendine göre acıları olur. Kiminin hafif. kiminin ağır olur. Kimi bu ağır yükü kaldırır kimi umursamaz ya da dert edinip çözüm üretemeyince yenik düÅŸer. Dert ehli olanların yüzü gülmez ya da belli etmese de hüznünü içinde taşır.
Ä°nsanız, etrafımızda veya içinde bulunduÄŸumuz dünya dönüyor. Dönemleri var. Ä°nsanın dönemlerinin olduÄŸu gibi. Her insanın bir amacı ve hedefi var. Kimi rızık kaygısı ile çabalar, sorumlu olduklarının rızkını temine çalışır. Kimi âşık olur, sevdiÄŸine kavuÅŸmanın çabasında olur. Kiminin inancı davası olur, aÅŸkı ve hedefi olur. Onun içinde özgür yaÅŸamayı arzu eder, onun için çırpınır. Huzursuz olduÄŸunda acı çeker.
Bu, sadece kendisiyle sınırlı olmaz, etrafındakilerin derdini de kendine dert edinir.
Dünya kahrı zordur, yükünü taşımak ağır gelebilir. Gücü yettiÄŸince direnir ve çabalar. Kendine göre bir yol tutturursa iyi kötü huzur bulur ve belki de mutlu olur.
Ä°nsanlığın sorumluluÄŸunu duyan acı çeken peygamberlerdir. Onlar hiçbir zaman dünyevî bir saltanat oluÅŸturma çabasında olmadılar. Yükümlülüklerini yerine getirmek için çırpındılar. Onlar kendilerine düÅŸeni hakkıyla yaptılar. Ä°nsanlar anladı ya da anlamadı. Önemli olan sorumluluÄŸun yerine getirilmesiydi.
Her inanan insan peygamberlerin vârisidir. Onların taşıdığı sorumluluÄŸu taşıyorlar. Onların manevî yüceliÄŸini taşımıyor olabilirler, onlar kadar etkili de olamayabilirler. Kendilerine yükümlenmiÅŸ oldukları ya da sorumlu bildikleri kadarıyla mücadele ve mücahede ederler. Acıları ve hüzünleri dolu yaÅŸarlar. AÅŸk dillerinden vazgeçmezler. AÅŸk ve vecd hâliyle yaÅŸama bir baÅŸkadır. Bu inandırıcıdır. Kendini ortaya koyarlar. Onlar hesabî deÄŸildirler. Çıkar duyguları dava bilincidir. Tıpkı peygamberlerde olduÄŸu gibi. Çünkü onlar dünya saltanatı için görevlendirilmemiÅŸlerdir. Geride dünya mülkü de bırakmamışlardır.
Dünyayı saran dünyevi duyguların ağırlığı insanlarda inanç duygusunu azalttı ve zayıflattı. Dünya tamahı ağır basıyor. O zaman onların dert ve aÅŸkları mal ya da meta oluyor. Bu da insanı kendisi olmanın dışına çıkardığı için zalimleÅŸtiriyor.
Zulüm, baÅŸkalarının haklarına göz dikmedir. Zulüm, Hakk olanın dışına çıkmadır. KiÅŸinin çevresine zararı ve zulmü olabileceÄŸi gibi asıl zulüm kendisinedir. O insanda aÅŸk ve gönül dili olmaz.
Günü günübirlik yaÅŸananların sorumlulukları yoktur, benleri ağır basar, kendilerinden baÅŸka bir ÅŸey düÅŸünmezler. Etraflarında ne olup bittiÄŸinin farkında olmazlar. Çünkü onların görme yetileri körelmiÅŸtir. Görüyorlar ama görmüyorlar.
Hayat hızlı akıyor. Gençlik delikanlılık, bir ÅŸeyi görmeme biraz doÄŸasında vardır insanın. Başında buÄŸulu bir dünya var ve hızlı dönüyordur. Onları ilk uyaran aÅŸklarıdır, sevdikleridir. O zaman da ondan baÅŸka bir ÅŸeyi görmezler.
Kimi zaman insan hızının kurbanı olur. Bu, denetlenemeyince tehlikeli olur. Her ÅŸeyin bir ortası var. Uçlar, uçurumlara sürükler. Uçlarda gezinme biraz da özel kiÅŸilere mahsus. Onlar bulunulan toplumun kanıksanmış olan, duyarsızlıklarına karşı var oluÅŸlarını ortaya koyan, onlar için de dert sahibi olan kimselerdir. Onlar biraz da aykırı düÅŸerler bulundukları ortamlara. Bunu göze alanlar özel kimselerdirler.
Yürek acısı ve dertleri olmayanlardan uzak durulmalı. Onların varlıkları kimi zaman olumsuz olarak bulaşıcıdır. Bu hem kendisine hem de yapacaklarına zarar verir.
Dert ehli olanların dertleriyle hâllenilmeli ve onunla birlikte yaÅŸanmalı ve aÅŸk ehli olunmalı.
Henüz yorum yapılmamış.