Güncel
Katille el sıkışamayız
Follow @dusuncemektebi2
Fatma Tuncer / Milli Gazete
Hatırlarsınız geçtiÄŸimiz ay Türk Amerikan Ulusal Yönlendirme Komitesi ve Ortodoks Yahudi Ticaret Odası’nın ortaklaÅŸa yayınlandığı bir deklarasyon gündeme gelmiÅŸ, konu epey konuÅŸulmuÅŸ, tartışılmış ve hemen unutulmuÅŸtu. TASC tepkilerin artması üzerine söz konusu anlaÅŸmanın iptal edildiÄŸini açıklamış ve ortamı sakinleÅŸtirmeye çalışmıştı. Åžimdi küllenmiÅŸ bir olayı burada dile getirmenize gerek var mıydı diyebilirsiniz fakat kapılar ardında yapılan bu tür anlaÅŸmaların sonunun gelmeyeceÄŸini ve atılan her imzanın, yapılan her açıklamanın bir katliamın habercisi olduÄŸunu görebiliyor ve tehlikenin devam ettiÄŸini biliyoruz. Yani kapılar ardında alınan kararlar ve yapılan anlaÅŸmalar, küresel aktörlerin hazırladıkları tuzakların ve kirli niyetlerinin bir sonucudur ki, bunun ardı kesilmeyecektir.
Hayatlarını kan üzerine kuran bir zihniyetin hain planlarına siyasetçilerimizin de dâhil edilmesi doÄŸal olarak Filistin halkını ve hepimizi derinden yaraladı. Zira bir dayanışma çalışması olarak gösterilen o maddeler renkli ambalajlara sarılmış birer tuzaktı ve öfkemizi tetikledi. Ä°ptal edildiÄŸine dair açıklama yapılan anlaÅŸmanın maddeleri ÅŸöyle:
Advertisement
-Kültürel dini, eÄŸitimsel ve sosyal alışveriÅŸi geliÅŸtirmek için tasarlanmış programlarla ilgili miras topluluklarımız arasındaki iliÅŸkileri güçlendirmek.
-Önyargı ve nefretin her türlüsüne, antisemitizme, Ä°slamafobi ve Türk düÅŸmanlığına karşı çıkmak ve hoÅŸgörünün ötesinde karşılıklı takdir ve saygıya dayalı insandan insanca iliÅŸiler kurmak.
- ABD, Ä°srail ve Türkiye arasındaki ticareti ve iÅŸ iliÅŸkilerini teÅŸvik etmek.
-Ä°srail ve Türkiye’yi hedef alan çeÅŸitli yaptırımlara karşı çıkmak, çünkü BDS aşırılığı cesaretlendiriyor ve BDS temsil ettiÄŸini iddia ettiÄŸi insanlara zarar veriyor.
-Amerika’yı, Ä°srail’i ve Türkiye’yi hedef alan her türlü radikalizm, ÅŸiddet içeren aşırıcılık ve terörizmin her türlüsüne karşı çıkmak.
Hayatlarını ÅŸiddet üzerine temellendiren karanlık güçler sistemlerini o kadar sinsice kurmuÅŸlar ki, kan kokan ifadelerinin arasına Ä°slamafobi, kültürel iÅŸbirliÄŸi ve dayanışma ifadelerini serpiÅŸtirerek gözlerimizi boyamaya çalışıyorlar. Dayanışma, kültürel iÅŸbirliÄŸi, dostluk… Kulaklarımıza ne kadar hoÅŸ geliyor deÄŸil mi? Oysa biliyoruz ki, asil hedef iÅŸgallerinin önünde bir engel olarak gördükleri Müslüman gruplar ve onların yüreklerinde büyüttükleri cesaretleri, asıl hedef Filistin halkının istikrarlı ÅŸekilde sürdürdüÄŸü BDS hareketi… Asıl hedef Ä°srail ürünlerini boykot ederek Filistin halkının yanında olduklarını ifade eden halkların dayanışması. Ellerindeki tek güç para ve ÅŸiddet olan Ä°srail, Müslüman halkların sürdürdüÄŸü boykot sonucunda ciddi anlamda zarar görüyor ve bunun önüne bir türlü geçemiyor. Nitekim ölüm kusan silahların ulaÅŸamayacağı bir yer var ki, biz ona yürek diyoruz, iman diyoruz, cesaret diyoruz… Görüyorsunuz… Ä°ÅŸgalci Siyonistler dünyanın en geliÅŸmiÅŸ savaÅŸ araçlarına sahip oldukları halde Filistin halkının ve onlara destek veren grupların direncini kıramıyor ve bunu siyasi anlaÅŸmalarla bertaraf etmek istiyor.
Peki, nasıl oluyor da Müslüman halkların yönetici ve önderleri bu karanlık zihniyetle iÅŸ birliÄŸi anlaÅŸmaları yapabilmek için adeta yarışıyorlar? Sokaklara çıktıklarında Ä°srail’in zulmüne dikkat çeken ve kınama mesajları veren yöneticilerimiz, nasıl oluyor da Müslümanların aleyhine iÅŸleyen anlaÅŸmaları destekleyebiliyor ve çağın en büyük zalimleri ile pozlar verebiliyorlar? Åžuna inanıyorum ki, icraatlarındaki tutarsızlık ne olursa olsun Müslüman ülkelerin lider ve yöneticilerinin bu karanlık zihniyetlerle yapılan anlaÅŸmalarda istekli olduklarını hiç zannetmiyorum. Fakat yaslandıkları koltuklarda daha fazla kalabilmek için bunların desteklerine ihtiyaç olduÄŸunu düÅŸünüyor ve kaybetme, dışlanma, cezalandırılma endiÅŸesi ile hareket edip tasvip etmedikleri birçok toplantılara eÅŸlik ediyor, anlaÅŸmalara imza atıyorlar… Bu kabul edilir bir ÅŸey deÄŸil elbette… Ama hak davadan uzaklaÅŸan fertler için para ve mevkii birincil hedef haline gelir ve bu kiÅŸiler, bu imkânları koruyabilmek için taviz üstüne taviz verirler. Nitekim görüyoruz ki, siyasi liderler yaslandıkları koltuÄŸu korumak için toplumu uçuruma sürükleyecek eylemlere göz yumuyor ve farkında olarak ya da olmayarak zulme ortak oluyorlar.
Müslüman yöneticiler, âlim ve öncü ÅŸahsiyetler ve toplumlara yön veren kiÅŸiler ekonomik ve siyasi gücü ellerinde tutan taÄŸuti güçler karşısında baÅŸlarını kaldırıp, hayır diyecek bir iradeye sahip olmak zorundalar ve adaletin tesisi için bedel ödemeyi göze almalıdırlar.
Henüz yorum yapılmamış.