Sosyal Medya

Dönüşenlerin Yolculuğu

Ali Haydar Haksal / Milli Gazete



Hızlı bir akış. Sömürge modernizminin tuzağına kapılanların gidiÅŸi. Bir çarkın içinde dönüÅŸüm ve benzeÅŸim tuhaf ve çarpık. DeÄŸiÅŸimlerinin farkına varmadan onun savunur hâle gelinmesi ise asıl ironiyi oluÅŸturuyor.
 
Bu gidiÅŸ nereye ve ne için?
 
Her geçen gün insanlar, farkında olanlar birbirlerine bakıp duruyorlar, neler oluyor diye? Sadece soruyorlar. Çünkü bu ağır çarkın etkisinin kuÅŸatıcılığı ve sarsıcılığı insanları umutsuzluÄŸa ve karamsarlığa itiyor. Bu sorunun soruluÅŸ nedeni de bu. Çözümsüzlük ve karamsarlık, bedbinlik ve yılgınlık.
 
DeÄŸiÅŸenler içinde bulundukları durumu ileri bir aÅŸama gibi görüyorlar. Ya da artık onun sözcüleri ve yaÅŸayanları konumundadırlar. Bir çarpılmışlık söz konusu.
 
Edebiyatın ve ÅŸiirin gücü burada ortaya çıkıyor. Åžair ve düÅŸünen yazarların farkında olduÄŸu, sezdiÄŸi bu uzaklaşış bir yıkılmışlığa neden oluyor. Yıkıntı üzerindekilerin coÅŸkusu mu diyelim, ÅŸaÅŸkınlıkları mı diyelim hem saçma, hem de uçurumu oluÅŸturmaya neden oluyor.
 
Advertisement
Bir milletin varlığı deÄŸerleri üzerine olur. Yüz yıllardır kiÅŸilik sahibi yapan ve erdemli kılan yapı. Ä°nsanlığın yüz akı, huzuru olan bir medeniyetin kimi sıradanlıklara ötelenmesi kabul edilemez. Çünkü sömürge zihniyetinin insanlara sindirdiÄŸi kölelik ruhu, nesne olma konumu ve aracılıkları kendilerine bir yarar saÄŸlamıyor. Sadece sıradanlaÅŸtırıyor.
 
Bunalımlar çok yönlü. Ä°nsanların huzursuzlukları ve tedirginlikleri giderek artıyor. Güven duygusu azalıyor. Ä°yi yapılan iÅŸler, eylemler bile görünmez oluyor. Çünkü olumsuzluklar üzerine kurgulu olanlar saÄŸlıklı bakmayı engelliyor.
 
Hızlı gidiÅŸin baÅŸ döndürücülüÄŸünde nelerin olup bittiÄŸinin doÄŸaldır ki farkına varılamıyor. Çünkü odaklanılan ve meÅŸgul olunan sadece bir gidiÅŸ. Bir milletin bu kadar sürede kendinden uzaklaÅŸtığı, geliÅŸme adına hiçbir ÅŸey yapamadığı bir gerçek. Sadece görünümdür deÄŸiÅŸim. Bu hem zihnidir hem de görünümdür. Büyük çarkın diÅŸlilerine kapılınınca onun sıradan bir nesnesi olunuyor.
 
Ä°nsanların tüketimdeki ölçüleri baÅŸarı olarak görülüyor. Tüketilen ve çöpe atılan. Ya da tüketilerek yeme ve içmenin sınırsızlığındaki durumlar gibi. Bir yandan rol gereÄŸi üstlenilen kimi durumlar sadece söz olarak kalıyor, hiçbir zaman eyleme dönüÅŸmüyor.
 
Tüketim sıradanlıkları bile dikkat alanına çekiyor. ÖrneÄŸin çalı çırpı günü bile ilân edilebilir. Günlerden geçilemiyor. Bunlar sadece bu iÅŸleyiÅŸin mantığını göstermesi bakımından dikkate deÄŸer veya üzerinde durulmaya.
 
Ä°nsanlığın huzuru ve geliÅŸim genel bir tablo gerektirir. Kimi kesimlerin huzuru insanlığın huzur anlamına gelmiyor. Burjuvazi kendi dünyasının temsilinde yakaladıklarından vazgeçmek istemiyor. Ödünsüzdür. Batı ruhunun oluÅŸturduÄŸu anlayışla onlar bir katmana mensupturlar. Alttakilerin kendi düzeylerine varmalarına razı olmadıkları gibi, oralarda olmalarından memnuniyet duyuyorlar.
 
Toplum çatışmalarının bir nedeni de budur. GeçmiÅŸte Batıcı ideolojilerin sözcülüklerine yapanların sığınakları ve dayanaklarıdır bunlar. Keskin ideolojik saldırılar olunca ister istemez kimi taraflar kabuklarına çekiliyor ve siniyorlardı. Bugün için ideolojilerin keskinliÄŸinden söz edilemez. Ama artık ipin ucu çoktan kaçmıştır, o ÅŸeye dönüÅŸülmüÅŸtür.
 
Ä°çinde bulundukları yolun ve yolculuÄŸun durumudur kendilerini ilgilendiren. Gittikleri uçurumun yürüyüÅŸünün sürekliliÄŸidir. Sonu nereye varırsa varsın düÅŸüncesindedirler.
 
Bu yolu tutturanlar yanlışlarının farkında olmadıkları gibi diÄŸerlerinin de aynı yolda olmalarını isterler. Dilemenin ötesinde baskı kurarlar.
 
Millet olma bilincini yitirdiklerinden daraltılmış bir çekirdek içinde kalmaya razı olurlar. BirlikteliÄŸin gücünü önemsemezler. Kendi dünyalarının merkezinde baÅŸkalarına yaÅŸama hakkı tanımazlar. Kendilerine uyanlar ya köleliÄŸe razı olurlar ya da o hayatın dışında kalırlar.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.