Güncel
İran’ın ‘’Ruhani’’ dönemi: Süleymani suikastı ve nükleer anlaşma
Cumhurbaşkanlığı görevini tamamlayan Hasan Ruhani dönemi boyunca İran, Nükleer Anlaşma Süleymani suikastı gibi oldukça önemli ve kritik gelişmelerle karşı karşıya kaldı.
CumhurbaÅŸkanlığı görevini tamamlayan Hasan Ruhani, AÄŸustos 2021’de koltuÄŸunu Ä°brahim Reisi’ye devretti. Ruhani’nin icraat dönemi boyunca Ä°ran, oldukça önemli ve kritik geliÅŸmelerle karşı karşıya kaldı. Kapsamlı Ortak Eylem Planı’nın (KOEP, Nükleer AnlaÅŸma) imzalanması, ABD ambargoları ve Kasım Süleymani’nin öldürülmesi gibi geliÅŸmeler, bu dönem açısından oldukça önemli dönüm noktalarıdır.
Ancak bu dönemin siyasi baÄŸlamdan daha çok ekonomik olarak öne çıktığını, 2013 yılından bugüne kadarki süreç içerisinde geliÅŸen olaylarda görebiliriz. Ruhani, göreve geldikten hemen sonra ekonomide risk ve istikrarsızlığa neden olan bazı konulara odaklandı. Kısa süre içerisinde elindeki politik araçlarla ekonomide istikrarı saÄŸladı. Ekonomideki bu istikrar, büyüme ve enflasyon gibi diÄŸer makroekonomik deÄŸiÅŸkenlerde de kendini gösterdi.
Ä°RAM'ın yaptığı ''Ruhani dönemi Ä°ran'ın sosyoekonomisi'' analizine göre
2015 yılında KOEP görüÅŸmelerinin olumlu sonuçlanmasıyla Ruhani’nin ekonomik baÅŸarısı, dış politika baÅŸarısı ile pekiÅŸti. Böylece Ä°ran ekonomisinin sırtındaki dış politika risklerinin getirdiÄŸi yük de kalkmış oldu. Ancak 2016 yılında Donald Trump’ın ABD baÅŸkanı seçilmesiyle Ä°ran için tehlike çanları çalmaya baÅŸladı. Trump’ın KOEP’e olumsuz bakması, Ä°ran’ın ekonomik risklerini artırdı. Mayıs 2018’de ABD BaÅŸkanı Trump’ın KOEP’ten tek taraflı olarak ayrılarak Ä°ran’a yönelik ambargoları yürürlüÄŸe koyması, Ruhani’nin icraat döneminin ekonomik kazanımlarını tek seferde sildi. Söz konusu ambargolardan sonra da ortaya çıkan olumsuz ekonomik etkiler, Ä°ran’ın hem makroekonomik hem de mikroekonomik deÄŸiÅŸkenlerine ağır zararlar verdi. Buna ilave olarak Ä°ran halkı da bu denli ekonomik olumsuzluktan sert bir ÅŸekilde etkilendi.
Analizin önemli noktaları;
Büyüme ve Millî Gelir Sosyoekonomik göstergeleri daha iyi kavramak adına Ruhani Dönemi’ndeki büyüme ve millî gelirle ilgili göstergeler ve genel ekonomik tablo özetinin incelenmesi gerekmektedir. Ruhani Dönemi’ndeki büyüme ve millî gelir verileri, Ä°ran’ın hem en iyi hem de en kötü verileridir. Buna ilave olarak eski ABD BaÅŸkanı Trump’ın Ä°ran’a uyguladığı yaptırım kararı, birbirinden farklı iki veri dönemini sert bir ÅŸekilde birbirinden ayırmaktadır. Bu söz konusu ayrımlar, sosyoekonomik göstergeleri de benzer ÅŸekilde etkilemiÅŸtir. 2017 yılında jeopolitik risklerin minimize edilmesiyle Ä°ran’ın millî geliri, 2010 yılı dolar kuru baz alınarak yapılan gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH) hesaplamasıyla 560 milyar dolara ulaÅŸmış ve büyüme oranı bu yılda doÄŸal büyüme oranına yaklaÅŸarak %3,8 olarak gerçekleÅŸmiÅŸtir. Ancak 2018 yılından itibaren ABD yaptırımlarının devreye girmesiyle millî gelir, 2018 yılında 526 milyar dolar ve 2019 yılında 491 milyar dolar olmuÅŸtur. Yani Ä°ran ekonomisi, 2018 yılında %6,02 ve 2019 yılında %6,78 küçülmüÅŸtür (Dünya Bankası, 2021a; Dünya Bankası, 2021b). Toparlanma 2020 yılıyla saÄŸlansa da koronavirüsün etkisiyle millî gelirin ve istihdamın neredeyse %50’sini oluÅŸturan hizmet sektörünün, çalışma kısıtlamaları ve yasakları ile daralması; genel ekonomik tabloyu daha da bozmuÅŸtur.
Ä°ran Halkının Ağır Yükü: Enflasyon Herhangi bir döneme has olmaksızın enflasyon, çeÅŸitli siyasi ve ekonomik ÅŸoklar nedeniyle Ä°ran’da ağır bir ÅŸekilde hissedilmekte ve hiç ÅŸüphesiz bundan en çok etkilenen Ä°ran halkı olmaktadır. Yüksek enflasyon oranı, Ä°ran halkının gelirlerini âdeta eritmekte ve sosyoekonomik problemleri derinleÅŸtirmektir. AÄŸustos 2013’te göreve baÅŸlayan Ruhani, Ä°ran’ın kronik çift haneli enflasyon oranı sorununu çözmeye yönelik çalışmalarıyla Ä°ran ekonomisindeki ilk önemli hamlesine giriÅŸmiÅŸ oldu. Mahmud Ahmedinejad Dönemi’nde bozulan maliye ve para politikaları araçlarını etkin ve sıkı bir ÅŸekilde kullanan Ruhani, enflasyonu kontrol altına alarak tek haneye indirmeyi baÅŸardı. Ruhani’nin göreve baÅŸladığı yıl olan 2013’te enflasyon oranı %36,60 iken 2014’te %16,61, 2015’te %12,48, 2016’da %7,25, 2017’de ise %8,04 olarak gerçekleÅŸti. Ancak enflasyondaki tek haneli deÄŸerler, ABD’de Trump’ın baÅŸkan seçilmesiyle beraber çift haneye dönüÅŸ riski ile karşı karşıya kaldı. ABD’nin Mayıs 2018’de KOEP’ten ayrılması ve ambargoları devreye sokmasıyla enflasyon oranı Ä°ran-Irak Savaşı dâhil önceki dönemlere göre daha hızlı bir ÅŸekilde arttı. Buna ilave olarak bazı dönemlerde enflasyon oranları %52’ye kadar çıkarak rekor kırdı. 2017’de %8,04 olarak gerçekleÅŸen yıllık enflasyon oranı, 2018 yılında %18,01, 2019 yılında ise %39,91 olarak gerçekleÅŸti (Dünya Bankası, 2021c). 2013 yılı hariç ABD’nin KOEP’ten ayrılmadan önceki yıllarda enflasyon oranı ortalama %11,10 iken KOEP’ten ayrılmasıyla bu ortalama %28,96’ya çıktı.
Enflasyonun bu denli yükselmesinin en büyük nedeni dolar/tümen kurunun hızlı bir ÅŸekilde tümen aleyhine artmasıdır. ABD ambargolarıyla döviz kaynakları kısıtlanan Ä°ran’da döviz ÅŸokları yaÅŸanmış ve tümen hızla deÄŸer kaybetmiÅŸtir. Böylece bazı ara mal ve ham maddelerin fiyatları da artmış ve bu durum, enflasyon oranına da yansımıştır. Dolar/tümen kuru, ABD ambargolarından önce 3.000 ila 4.000 tümen arasında dalgalanırken ambargolardan sonra ortalama dolar/tümen kuru 14.100 tümen olarak gerçekleÅŸmiÅŸtir2 ki 2020 yılında günlük kur 30.000 tümenleri geçmiÅŸtir. Son dönemlerde Ä°ran Ä°statistik Merkezinin yayımladığı aylık enflasyon sepeti raporlarında, enflasyona en çok maruz kalan malların halkın temel tüketiminin bir parçasını oluÅŸturan giyim, gıda ve barınmaya tabi mallardan oluÅŸtuÄŸu iÅŸaret edilmektedir. Bu mallardaki enflasyon oranı %60’a kadar çıkabilmektedir. Ancak Ä°ran’daki resmî istatistik açıklamaları ile enflasyonun gerçekleÅŸen/hissedilen etkisinin arasındaki uçurumu ele aldığımızda, Ä°ran halkının geçim kabiliyetinin enflasyon karşısında eridiÄŸi açık bir ÅŸekilde gözlemlenmektedir. Kısa süre içerisinde önemli ihtiyaç mallarında çıkan bazı krizler de bunun en büyük örneÄŸi olarak gösterilebilir. ÖrneÄŸin 2018 sonrası uygulanan yaptırımların da etkisi ile bazı malların fiyatları çok yüksek oranda artmıştır: kırmızı et %300, beyaz et %200 ila %250, konut %150, otomobil ve otomobil parçaları %150 ila %200. Artan enflasyon oranı ve yerli paranın deÄŸersizleÅŸmesi, Ä°ran halkının refahında da bir düÅŸüÅŸü beraberinde getirmiÅŸtir. Refah göstergelerinden biri olan yerli para cinsinden aylık ortalama harcama tutarı, Ä°ran’da 2011 yılından itibaren düÅŸmeye baÅŸlamıştır. Åžehirde yaÅŸayan halkın 2011 yılında yaklaşık ortalama harcama tutarı 4,7 milyon tümen iken 2019 yılında 4 milyon tümenin altına düÅŸmüÅŸtür. Kırsalda yaÅŸayan halkın da 2011 yılında ortalama harcama tutarı 3 milyon tümen iken 2019 yılında 2,5 milyon tümenin altına inmiÅŸtir (BBC Farsi, 2020). Ruhani hükûmetinin son yıllarında Ä°ran halkı sadece tüketim düzeyini ve refahını deÄŸil gelirlerinin reel deÄŸerini de kaybetmiÅŸtir. Ruhani hükûmetinin ilk yıllarında hem yerli para hem de dolar cinsinden asgari ücrette iyileÅŸmeler saÄŸlansa da son 2 yıl içerisinde Ä°ran halkının geliri enflasyona yenik düÅŸmüÅŸtür. 2013 yılında asgari ücret 164 dolar iken 2017 yılında 232 dolara kadar yükselmiÅŸtir. Ancak ambargoların etkisiyle dolar cinsinden asgari ücret 2018 yılında 130, 2019’da 141 dolar iken 2020 yılında 112 dolar düzeyine gerilemiÅŸtir.
Ä°Åž GÜCÜ PÄ°YASASI
Ruhani’nin ilk döneminde, Ahmedinejad Dönemi’nden kalan iÅŸ gücü ve nüfus ile ilgili problemler devam etmekteydi. Ruhani’nin gelmesiyle Batı ile anlaÅŸma ihtimalleri iÅŸ gücü piyasasını canlandırmış ve ülkenin toplam iÅŸ gücünü artırmıştır. Ancak 2018’den sonra iÅŸ gücü göstergeleri bozulmaya baÅŸlamış ve zor koÅŸullar altındaki iÅŸ gücü piyasalarında iÅŸ aramak, meÅŸakkatli hâle gelmiÅŸtir.
Ä°lk dönem iyileÅŸmeleriyle uyumlu olarak aktif nüfusun iÅŸ gücüne katılım oranı sürekli bir artış göstermiÅŸtir. 2013 yılında aktif nüfusun iÅŸ gücüne katılım oranı %43,9 iken 2019 yılında %48 olmuÅŸtur. Ancak yaptırım risklerinin artması nedeniyle aktif nüfusun, iÅŸ gücüne katılım oranındaki yükselme yavaÅŸlamıştır. Buna ilave olarak Ruhani Dönemi’nde kadınların iÅŸ gücüne katılım oranları uygulanan reformcu istihdam politikaları ve gitgide zorlaÅŸan hayat ÅŸartları nedeniyle hızla yükselmiÅŸtir. 2013’te aktif kadın nüfusun iÅŸ gücüne katılım oranı %14,8 iken 2019’da %18,9 olmuÅŸtur. Ancak genç nüfusun iÅŸ gücüne katılımında artış olmasına raÄŸmen buradaki dalgalanmalar diÄŸer verilere göre daha fazladır. Genç nüfusun iÅŸ gücüne katılım oranı da 2013 ve 2019 yılları arasında sürekli yükselmemiÅŸ sadece 2,1 puan artabilmiÅŸtir (Dünya Bankası, 2021d). Bu veri de Ruhani’nin reformcu bir siyasetçi olmasına raÄŸmen gençlerin iÅŸ gücüne katılımında baÅŸarısız olduÄŸunu göstermektedir. Ruhani Dönemi’ndeki iÅŸsizlik verileri geçmiÅŸ dönemlere nazaran pek farklı deÄŸildir. Kronik bir ekonomik sorun hâline gelmiÅŸ olan iÅŸsizlik, Ä°slam Devrimi’nden bu yana sürekli olarak iki hanede kalmıştır. KOEP’le beraber iÅŸsizlik, iÅŸ gücünün istihdam piyasasına yükselen giriÅŸiyle artış göstermiÅŸtir. Ancak son dönemlerde iÅŸsizlik, koronavirüs ve yaptırımlara raÄŸmen azalmıştır. ÖrneÄŸin 2017 yılında genel iÅŸsizlik %12,4, kadın iÅŸsizlik %20,8 ve genç iÅŸsizlik oranı %28,8 iken yaptırımlar devreye girdikten sonra 2019 yılında genel iÅŸsizlik %11,1, kadın iÅŸsizlik %18,1 ve genç iÅŸsizlik oranı %25,5 seviyelerini görmüÅŸtür (Dünya Bankası, 2021d). Ancak bu azalmanın sebebi; son dönemlerde uzun süre iÅŸsiz kalan kiÅŸilerin iÅŸ aramaktan vazgeçmesi ve bunun sonucunda iÅŸ gücüne katılım oranı hızının düÅŸmesiyle alakalıdır. Buna ilave olarak henüz yıllık olarak sunulmamış dönemsel 2021 verilerine göre iÅŸ gücüne katılım oranı azalmıştır.
HALK NE DÄ°YOR?
Ekonomik bozulma Ä°ran’da; esnaf, emekliler, yeni evlenenler ve gençler gibi birçok kesimi etkisi altına almış durumdadır. Satın alma gücünü ve refahını yıllar geçtikçe kaybeden Ä°ran halkı, yaÅŸananlara kayıtsız deÄŸildir. Anadolu Ajansı Farsça, baÅŸkent Tahran’daki pazar ve çarşılarda gerçekleÅŸtirdiÄŸi röportajlarda halkın, mevcut ekonomik durum ile ilgili görüÅŸlerini sormuÅŸtur. Yeni evlenen Åživa Nazeri, mevcut ekonomik durum ile ilgili verdiÄŸi röportajda “Ä°nsanlarımızın her duruma uyum saÄŸlayabileceÄŸi evet doÄŸru; alışveriÅŸ için daha az paramız var ve her ÅŸeyi hesaplamak zorundayız. Ama baÅŸka bir çaremiz yok. KoÅŸullara ayak uydurmak zorundayız.” dedi. Yeni evlenenlerin yaÅŸadığı zorluklara da vurgu yapan Nazeri “Evlenmeyi düÅŸünen ve ev kurmak isteyen insanlar birçok maddi sorun ile karşı karşıya kalıyor.” ifadelerini kullandı. Dört çocuk babası Muhammed Hüseyin Hedidi, hükûmetin ekonomik durumu düzeltmeye yönelik politikalarını eleÅŸtirerek “Her ÅŸeyin fiyatı 10 kat arttı. Geçim zorlaÅŸtı. Aileler için geriye bir ÅŸey kalmadı. Yüksek maaÅŸ alan bir milletvekili bunu nasıl anlayabilir? Bu durumda hükûmetin piyasaları düzenleyen politikalarının hiçbir etkisi yok.” yorumunu yaptı (AA Farsi, 2018). Emekli hemÅŸire Mercan Pervane, emeklilerin yaÅŸadığı zorluklara vurgu yaparak “Birikimlerimle emeklilikte rahat yaÅŸayabilmek umuduyla hastanede yıllarca çalıştım. Artık emekli aylıklarım geçimimi saÄŸlamıyor. ÇocuÄŸuma bakamıyorum ve temel yaÅŸam ihtiyaçlarını satın almakta güçlük çekiyorum. Bir gün düzelir ümidiyle zorluklara katlanıyoruz.” dedi. Tahran’da eÅŸarp satan 22 yaşındaki Kazım Nakevi, mallarını Türkiye’den satın alıyor. Ancak ambargolar nedeniyle çeÅŸitli sorunlarla karşı karşıya kalan Nakevi “Dolardaki dalgalanmalardan dolayı Türkiye’den ithalat yapamıyoruz. Para transferinde ve borçları ödemede de sorun yaşıyoruz. Durum bizim için de Türk tarafı için de zorlaÅŸtı. Ä°yi bir gelecek düÅŸünemiyorum. Durum çok zor. Bazı günler boÅŸ duruyoruz. KumaÅŸ ve boya gibi ham maddelerimiz yurt dışından geliyor ve bu ÅŸartlarda ödemeleri yapamıyoruz.” dedi
Tahran’da pazar esnafı olan Haydar Serhengi, siyasilerin “direniÅŸ” ve “sabır” telkinlerini eleÅŸtirerek “Ä°nsanlar yeni bir mücadeleye girme konusunda isteksizler ancak bazı aşırılık yanlıları rahat bir ÅŸekilde oturup savaÅŸ ve mücadele diye bağırıyorlar. Beyefendiler rahatça oturup insanlara 'direniÅŸ' diyorlar. 1.500 metrekarelik evlerinde oturan ve ev sahibi tarafından atılmaktan korkmayan yetkililer, insanlara sürekli direnmelerini söylüyor. Hangi direniÅŸ? DireniÅŸ gücü hâlâ halkın elinde mi?” yorumunda bulundu (AA Farsi, 2019). Ä°RAM olarak Ocak 2021’de Tahran Üniversitesinde biyoloji üzerine yüksek lisans yapan 30 yaşındaki bir öÄŸrenciyle telekonferans aracığıyla bir röportaj gerçekleÅŸtirdik. Röportajı yaptığımız kiÅŸi ÅŸu yorumları paylaÅŸtı: Eski ile yeniyi karşılaÅŸtırdığımda eskinin nispeten daha iyi olduÄŸunu söyleyebilirim. Döviz kuru bu denli yüksek deÄŸildi. Bir ÅŸeylere ulaÅŸabiliyorduk. Ruhani geldiÄŸinde daha iyi olacağını düÅŸünüyorduk. KOEP’e girince zaten ekonomik olarak Ä°ran’da toparlanma olmuÅŸtu. Ben de arabamı o dönem alabilmiÅŸtim. Hem okuyor hem de takside çalışıyordum ama kazandığım parayı düÅŸündüÄŸümde ÅŸimdiki dönemlere göre nispeten daha iyiydim. Ancak ne zaman Trump geldi büyü bozuldu. Her ÅŸey 4-5 kat fiyatıyla satılmaya baÅŸladı. Aldığım Avrupa malları bir anda pahalandı. Bunun yanında iÅŸ piyasası da çok bozuldu. Okulumu birincilikle bitirdim ancak uzun süre uygun ücrette bir iÅŸ bulamadım. Yüksek lisansa baÅŸladım onu da dereceyle bitirdim. Bir laboratuvarda çalışıyorum. Ancak tüm Ä°ranlıların durumu böyle deÄŸil. ÇoÄŸu arkadaşım iÅŸsiz ve geceleri babalarının arabalarıyla taksiye çıkıyorlar. Elimizde; diploma, derece, sertifika vb. ne varsa hepsi mevcut. Ancak iÅŸ ve ekmek yok. Manchester Üniversitesi doktora programına baÅŸvuracağım. Artık Ä°ran’da iÅŸlerin düzeleceÄŸini zannetmiyorum. Ä°ngiltere’ye gitmeyi düÅŸünüyorum. Ruhani, tarihinin en büyük ambargolarına maruz kalan Ä°ran’ın, ABD ambargoları sebebiyle kaybının 200 milyar dolar olduÄŸunu söylemiÅŸti (BBC Farsi, 2019). Ancak Ä°ran halkının ve ülkenin ekonomik durumu oldukça kötüyken Ruhani 3 Ekim 2020’de yaptığı açıklamada, Ä°ran ekonomisinin Alman ekonomisinden daha iyi olduÄŸunu ima ederek “Ekonomisi küçülen Almanya’nın ekonomik büyümesi negatif %5,2’dir. Almanya yaptırım uygulanmamış geliÅŸmiÅŸ bir ülkedir. Elbette ekonomimiz bu orandan daha iyi durumda ve büyümemiz ne olursa olsun durumumuz Almanya’dan daha iyi.” demiÅŸtir.
Ruhani’nin bu yorumu, sosyal medyada Ä°ranlılar tarafından oldukça eleÅŸtirilmiÅŸti.
TAHRAN BORSA MAÄžDURLARI
2019 yılının sonu ve 2020 yılının başında dünyadaki birçok borsa, koronavirüs ile ilgili riskleri negatif fiyatlarken Tahran Borsası endeksi, Ruhani hükûmetinin desteÄŸi ile hızla yükselmeye baÅŸladı. Hem ambargolar hem de koronavirüs ile ilgili ekonomik endiÅŸeler sebebiyle Ä°ranlılar, borsanın ÅŸahlanışını ve hükûmetin de desteÄŸini görünce yatırımlarını mevduatlardan borsadaki ÅŸirketlerin hisselerine yatırdı. Buna ilave olarak Adalet Hisselerinin borsada serbestçe iÅŸlem görmesiyle borsaya giriÅŸ daha da hızlandı (Ertan, 2020). Ancak borsaya yatırım yapan birçok Ä°ranlı’nın finansal okur yazarlık seviyesinin düÅŸük olması ve yükseliÅŸin devam edecek gibi düÅŸünülmesi, 2020’nin sonunda borsa endeksinin hızlı düÅŸüÅŸü; ekonomik problemlerle mücadele eden Ä°ran halkının maÄŸdur olmasına neden oldu.
Tahran Borsası maÄŸdurları, 2021 Ocak ayında borsa binasının önüne giderek eylem yapmışlar ve borsadaki düÅŸüÅŸten dolayı sermayelerini kaybeden Ä°ranlılar, çeÅŸitli sloganlarla maÄŸduriyetlerini dile getirmiÅŸlerdir.
Bu gösteriler sadece Tahran’da deÄŸil, Isfahan, MeÅŸhed, KirmanÅŸah ve Ä°lam gibi ÅŸehirlerde de düzenlenmiÅŸtir. Gösterilerin artmasıyla Ruhani hükûmeti yetkilileri borsayla ilgili olarak yatırımcıyı koruyan yasa ve tüzüklerin yürürlüÄŸe konulacağını belirtmiÅŸ ancak bunun için geç kalınmıştır. Buna ilave olarak borsadan hızlı sermaye çıkışlarının gerçekleÅŸmesi, yatırımcıların borsaya güveninin azaldığı yönünde yorumlanmıştır.
ISPA’nın (Iranian Students Polling Agency) 2021 yılında yaptığı ankete göre Tahran Borsasına yatırım yapan Ä°ranlıların %77,1’i zarar etmiÅŸ, %14,8’inin kâr veya zarar durumu oluÅŸmamış ve sadece %8,1’lik bir kesim kâr elde edebilmiÅŸtir.
Yatırımcılar arasındaki yüksek zarar oranı, Ruhani hükûmetinin Tahran Borsası teÅŸvikinin ne kadar hüsranla sonuçlandığının bir göstergesidir.
PROTESTOLAR
Ruhani’nin ikinci dönemi, Ä°ran sathında geniÅŸ veya küçük çaplı halk katılımıyla gerçekleÅŸen protestolara sık sık ÅŸahitlik etmiÅŸtir. 2009’daki YeÅŸil Hareketi’nden sonra en ÅŸiddetli protestolar bu dönemde yapılmış ve protestoların muhtevası deÄŸiÅŸmiÅŸtir. Daha önce gerçekleÅŸtirilen büyük çaplı protestolar siyasi nedenlerden dolayı ortaya çıkarken Ruhani Dönemi’ndeki protestolara direkt olarak kötü ekonomik ÅŸartlar neden olmuÅŸtur.
Ancak yapılan protestoların neredeyse hepsi, gün geçtikçe Ä°slam Cumhuriyeti karşıtı protestolara evrilmiÅŸtir. Tahran yönetimi, protestocular arasındaki iletiÅŸimi kesmek için sık sık sosyal aÄŸ uygulamalarını kısıtlama, VPN aÄŸlarının etkisizleÅŸtirilmesi ve genel internet kısıtlamaları gibi önlemler almıştır. Bu dönem içerisinde iki önemli protesto hareketi gerçekleÅŸmiÅŸtir.
2017-2018 Protestoları
Ruhani Dönemi’nin geniÅŸ çaplı ilk protestosu 2017-2018 Protestoları’dır. 28 Aralık 2017’de Ä°ran’ın Tahran’dan sonra en büyük ÅŸehri olan MeÅŸhed’de bir finans kurumunun müÅŸterilerine karşı yükümlülüklerini yerine getirememesi nedeniyle küçük çaplı protestolar baÅŸlamıştı. Ancak o dönemde temel ham madde fiyatlarının sert artışı MeÅŸhed’deki protestoların ÅŸiddetini daha da artırdı ve protestolar, diÄŸer ÅŸehirlere de yayıldı.
BaÅŸlangıçta ekonomik sorunlar dile getirilse de gün geçtikçe protestolar yönetim karşıtı yürüyüÅŸlere dönüÅŸtü. Protestolar Ä°ran güvenlik güçleri tarafından sert ÅŸekilde bastırıldı ve protesto sırasında en az 22 kiÅŸi öldü, 3.700 kiÅŸi de tutuklandı.
Kasım 2019 (Benzin) Protestoları
Ruhani Dönemi’nde gerçekleÅŸen diÄŸer bir protesto Kasım 2019 Protestoları’dır. 2017-2018 Protestoları’na göre daha geniÅŸ çaplıdır. 14 Kasım 2019 gecesinde hükûmetin benzin fiyatlarına %300 zam yapmasıyla ertesi gün Ä°ran halkı ÅŸehirlerin meydanlarına akın etti.
Protestolar ilk olarak petrol açısından zengin olan Huzistan ilinde baÅŸladı ve Tahran, Horasan-i Rezevi ve Isfahan gibi büyük illere sıçradı.
BaÅŸlangıçta önceki protestolarda da olduÄŸu gibi benzin zammı eleÅŸtirilirken daha sonra protesto, Ä°slam Cumhuriyeti karşı yürüyüÅŸlere dönüÅŸtü. Protestocular; ÅŸehirlerdeki benzin istasyonu, banka ve bazı kamu kurumlarını ateÅŸe verdi.
Hükûmet, protestocuları kontrol altına almak için sert müdahalelerin yanında ülke sathında internet kısıtlaması uygulamasını yürürlüÄŸe koydu. Protestolar sırasında en az 304 kiÅŸi öldü, 7.000 kiÅŸi de tutuklandı.
KORONAVÄ°RÜS EKONOMÄ°K PROBLEMLERÄ° DEĞİŞTÄ°RDÄ°
2020 yılında tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgını, ülke ekonomilerinde büyük problemlere yol açmış; bunun sonucunda bazı insanlar iÅŸinden olurken bazıları ise düÅŸük ücretlerle çalışmak zorunda kalmıştır.
Buna ilave olarak koronavirüs sebebiyle uygulanan sokaÄŸa çıkma yasakları nedeniyle birçok esnaf zarar görmüÅŸtür. Ä°ran’da artan ekonomik olumsuzlukları düÅŸündüÄŸümüzde bu salgın, ekonomik problemlerin daha da derinleÅŸmesine neden olmuÅŸtur. Dolayısıyla Ä°ran halkı bu dönemde salgından çok ekonomik koÅŸulların kötüleÅŸmesinden endiÅŸe duymuÅŸtur.
ISPA’nın Kasım 2020’de yaptığı bir ankete göre Ä°ranlıların %52’si koronavirüs salgınından ziyade ekonomik sorunlardan dolayı endiÅŸelenmiÅŸ ve bu oran, 18- 29 yaÅŸ grubunda %63,7 olarak gerçeklemiÅŸtir.
ISPA’nın Nisan 2020’de yaptığı ankette, katılımcıların %50,7’si koronavirüs sebebiyle gelirlerinin azaldığını ifade etmiÅŸtir. Katılımcılara koronavirüs sürecindeki iÅŸ durumları sorulduÄŸunda %41,7’si iÅŸine ara verildiÄŸini, %13,5’i ise iÅŸini kaybettiÄŸini söylemiÅŸtir.
ISPA’nın Tahran Belediyesi ile düzenlediÄŸi baÅŸka bir ankette kiÅŸilerin %34’ü koronavirüs sürecinde ekonomik problemlerle karşı karşıya kaldığını; %35’i 1 ila 2 ay; %9’u 3 ila 5 ay; %22’si ise 5 aydan daha fazla bu süreçte ekonomik olarak idare edebileceÄŸini ifade etmiÅŸtir.
SONUÇ
Ruhani’nin cumhurbaÅŸkanı olmasıyla Ä°ran’ın gerek ekonomik gerekse de siyasi olarak ilk dönemde büyük kazanımlar elde ettiÄŸi hiç ÅŸüphesiz ortadadır. KOEP’le beraber sürdürülmek istenen ekonomik istikrar ve refah ortamı, Mayıs 2018’den sonra tamamen ortadan kaybolmuÅŸtur. Birçok Ä°ranlı ekonomist ortaya çıkan tablonun, Ä°ran Ä°slam Cumhuriyeti’nin en kötü dönemlerinden biri olan 8 yıllık Ä°ran-Irak Savaşı ile aynı olduÄŸunu ileri sürmektedir.
Bunun yanında bazı ekonomistler ise bu dönemin savaÅŸtan daha kötü olduÄŸunu iddia etmektedir. Ancak tarihsel ekonomik veriler, 8 yıllık fiziki bir savaÅŸ ortamı kadar olmasa da en az savaÅŸ dönemindeki kadar bu dönemin de ekonomik anlamda kötü olduÄŸuna iÅŸaret etmektedir. Eski CumhurbaÅŸkanı Ruhani’nin hikâyesi, iyi baÅŸlayan ancak sonu kötü bitmiÅŸ bir serüvenden ibarettir.
Ancak bir cumhurbaÅŸkanı olarak Ruhani’nin süreç içerisinde pek bir rolü olduÄŸu söylenemez. Müesses nizamın ağır statükosu ve elde olmayan dış etkenler, Ruhani’nin kaderini deÄŸiÅŸtirmiÅŸtir. Aksi takdirde KOEP’le beraber Ä°ran ekonomisindeki iyileÅŸmeler ÅŸüphesiz devam edecekti. Yeni CumhurbaÅŸkanı Reisi, Ruhani Dönemi’nde bozulan ekonomik tabloyu düzeltmek için iÅŸe koyulup halk gözünde kahraman olmaya çalışacaktır.
Ancak Reisi’nin ekonomi ekibinin direniÅŸ ekonomisi destekçisi olup KOEP ve FATF muhalifi olması, kriz içinde boÄŸuÅŸan Ä°ran ekonomisini kurtarmaya yetmeyebilir. Tarihsel ekonomik süreç ve göstergelerin de iÅŸaret ettiÄŸi üzere Ä°ran ekonomisinin iyileÅŸmesi, küresel sistemle barışık bir dış siyaset ve ekonomik riskleri minimize eden sürdürebilir olası bir nükleer anlaÅŸmaya baÄŸladır. Aksi takdirde Ä°ran’da sürdürebilir bir iyileÅŸme saÄŸlanamayacak ve baÅŸarısızlık hikâyeleri tekrar tekrar yazılacaktır.
Henüz yorum yapılmamış.