Nahda’nın krizi
Taha Kılınç / Yeni Şafak
Tunus CumhurbaÅŸkanı Kays Saîd’in geçtiÄŸimiz temmuz ayında hükümeti görevden alarak parlamentoyu ilga etmesiyle patlak veren siyasî kriz, ülkenin en büyük partisi Nahda’yı da içeriden sarsmaya baÅŸladı. Aralarında eski bakanların ve milletvekillerinin de bulunduÄŸu önde gelen 113 Nahda mensubu, partiden istifa ettiklerini duyurdu. Yaptıkları açıklamada, Kays Saîd’in sahneye koyduÄŸu darbeye karşı güçlü bir inisiyatif almadığını belirttikleri parti yönetimini suçlayan grup, Nahda’nın kurucusu ve lideri RâÅŸid GannûÅŸî’yi -isim vermeden- eleÅŸtirilerinin odağına yerleÅŸtirdi. Açıklamada, Tunus içinde darbenin karşısına dikilecek güçlü ve tek parça bir cephenin oluÅŸturulamadığı, bunun da siyasî baÅŸarısızlık olduÄŸu vurgulandı.
Ä°stifalardan hemen önce, CumhurbaÅŸkanı Kays Saîd yeni bir duyuruda bulunarak, ülkeyi bundan sonra kararnamelerle yöneteceÄŸini ve gerekirse anayasayı da askıya alabileceÄŸini belirterek, Tunus’taki olaÄŸanüstü sürecin akıbetini tamamıyla belirsiz hale getirmiÅŸti. Saîd, özellikle Fransa ve BirleÅŸik Arap Emirlikleri gibi ülkelerin telkinleri çerçevesinde hareket etmekle suçlanıyor.
Ä°stifacılar arasında yer alan eski SaÄŸlık Bakanı Abdullatîf Mekkî, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Almak zorunda kaldığımız bu karardan dolayı son derece üzgünüm. Fakat istifa, artık kaçınılmaz hale gelmiÅŸti. BaÅŸka çarem yoktu. Tunus için, bu darbeye karşı koymaya mecburuz” dedi.
Parti yönetimini pasif ve aciz bularak istifalarını sunan Nahda üyeleri, özellikle RâÅŸid GannûÅŸî’nin sergilediÄŸi performansın tatmin edici olmadığını belirtiyor. Kays Saîd’in attığı adımları ilk günden itibaren “darbe” olarak niteleyen GannûÅŸî, partisindeki bazı isimlerin beklentisinin aksine, bilahare daha uzlaÅŸmacı bir tavır sergilemeyi tercih etmiÅŸti. Ä°lk akÅŸam Tunus halkına sokaklara dökülmeleri için çaÄŸrıda bulunan GannûÅŸî’nin, halkta beklenen düzeyde reaksiyon görülmeyince biraz geri adım atarak, “sistem içinde” kalmayı daha doÄŸru bulduÄŸu belirtiliyor.
113 ismin aynı anda istifa etmesi, Nahda Hareketi’nin, kuruluÅŸundan bu yana karşılaÅŸtığı en ciddi iç kriz. Ä°stifa listesinde bulunan bazı isimlerin, partinin Tunus devleti tarafından düÅŸman ilân edildiÄŸi 1990’lı yıllarda büyük siyasî bedeller ödemiÅŸ olması da ayrıca önemli. ÖrneÄŸin 1962 doÄŸumlu Abdullâtif Mekkî, Nahda’ya mensubiyeti sebebiyle 1991-2001 arasında tam 10 yıl hapis yattı. Nahda’nın üniversite yapılanmasının kurucularından olan Mekkî, 2011’de hareketin iktidara geliÅŸiyle birlikte SaÄŸlık Bakanlığı vazifesini üstlendi.
GeçtiÄŸimiz yılın eylül ayında, 100 Nahda üyesinin RâÅŸid GannûÅŸî’nin genel baÅŸkanlığa yeniden adaylığını koymaması için baÅŸlattığı kampanya hâlâ akıllarda. Nahda içinde GannûÅŸî’nin ÅŸahsına yönelik muhalefetin gittikçe örgütlü hale gelmeye baÅŸladığını, son toplu istifa hadisesinden de anlamak mümkün.
Nahda Hareketi, saflarından bir diÄŸer önemli kaybı, 10 Aralık 2014 günü yaÅŸamıştı. 1981-2013 arasında partinin genel sekreterliÄŸini yürüten, 2011’den 2013’e kadar da Nahda’nın Tunus’taki ilk iktidar tecrübesinde BaÅŸbakanlık yapan Hammâdî Cibâlî, partiden istifa ettiÄŸini açıklamıştı. 1980’lerde, aynı zamanda, Nahda’nın haftalık yayın organı olan Fecr’in yönetimini üstlenen Cibâlî, tıpkı Abdullâtif Mekkî gibi siyasî duruÅŸu yüzünden Tunus devletinin gazabına uÄŸramış, 1990’dan 2006’ya tam 16 yıl hapiste kalmıştı. Cibâlî’nin istifa gerekçesi de, aÅŸağı-yukarı son istifalarla aynıydı. Nahda’nın Tunus’un iç dinamiklerini doÄŸru okuyamadığını ve liderliÄŸe hâkim olan mantığın deÄŸiÅŸmesi gerektiÄŸini ifade ediyordu. Cibâlî’nin çıkışı ve partiden ayrılışı, o dönem hem Tunus içinde hem de dışında büyük makes bulmuÅŸtu.
Temelleri 1970’lerin başında atılan, 1981’de “Ä°slâmî YöneliÅŸ Hareketi” adıyla partileÅŸen, mevcut ismini de 1989’da alan Nahda Hareketi, ilk alenî kongresini ancak 2012’de yapabilmiÅŸti. Nahda, yaklaşık 50 yıllık tarihinde sayısız fırtına ve kasırgaların içinden geçti. Hareketin lideri RâÅŸid GannûÅŸî, kendine has siyaset üslubu ve bölgede yaÅŸananları dikkatle izlemesi sayesinde, Ä°slâm dünyasının tecrübe ettiÄŸi çok çeÅŸitli gerilimlere raÄŸmen gemiyi batırmadan yüzdürmeyi baÅŸardı. Ancak görünen o ki, mürettebatın memnuniyetsizliklerini ve ÅŸikâyetlerini yönetmek, yakın tarihteki krizleri yönetmekten daha zor olacak.
Henüz yorum yapılmamış.