Sosyal Medya

Güncel

ABD'li siyaset bilimci Coffey: Türk etkisi Orta Asya, Kafkaslar ve Afganistan'da yükseliyor

Douglas ve Sarah Allison Dış Politika Merkezi Direktörü Coffey, son beş yılın bölgede Türk etkisi ve Türkiye'nin etkili bir aktör haline geldiğini gösterdiğini kaydetti.



CumhurbaÅŸkanlığı Ä°letiÅŸim BaÅŸkanlığı, alanında uzman kiÅŸilerle BirleÅŸmiÅŸ Milletler (BM) 76. Genel Kurulu kapsamında, BM reformunun da ele alındığı "Kovid-19 Sonrası Dönemde Güvenin Yeniden Ä°nÅŸası ve Umudun Tazelenmesi: Türkiye'nin Uluslararası Düzene Bakış Açısı" baÅŸlıklı bir dizi mülakat gerçekleÅŸtirdi.
Douglas ve Sarah Allison Dış Politika Merkezi Direktörü Luke Coffey, bu kapsamda, BirleÅŸmiÅŸ Milletler Genel Kurulu öncesinde Afganistan'daki durumu, Türkiye'nin bölgedeki önemini ve BM reformunu deÄŸerlendirdi.
 
Türkiye'nin etkisinin son beÅŸ altı yıldır Orta Asya, Kafkaslar ve Afganistan'da yükseldiÄŸini vurgulayan Coffey, iliÅŸkideki mevcut zorluklara raÄŸmen Türkiye'nin müttefikliÄŸinin ve NATO'daki yerinin ABD'ye çok büyük yarar saÄŸladığını dile getirdi.
 
"Türkiye ve Türk bayrağı tarafsızlığı simgeliyor"
Coffey, Türkiye ve ABD'yi birleÅŸtiren unsurların ayrıştıranlardan daha fazla olduÄŸunu belirterek, Türkiye'nin Afganistan'da oynayabileceÄŸi rol konusunda ÅŸunları kaydetti:
 
"Afganistan söz konusu olduÄŸunda Türkiye Afganistan'da ABD için asgari bir rol üstlenebilir. Taliban karşısında ABD'nin çıkarlarını destekleyebilir ya da bunların iletilmesi konusunda küçük bir rol üstlenebilir. Diyelim ki bir rehine durumu söz konusu olursa ya da insani yardım dağıtılması gerekirse Türkiye Taliban ile koordinasyonu saÄŸlayabilir çünkü bence tüm taraflar Türkiye'yi Afganistan'da tarafsız bir arabulucu olarak görüyor. Ä°ster Taliban'ı destekleyin ister direniÅŸ hareketini destekleyin ya da gerçekten sadece hayatına devam etmek isteyen biri olun, bence Türkiye ve Türk bayrağı tarafsızlığı simgeliyor. Yani Türkiye tarafsız bir arabulucu olarak görülüyor ve bu hem ABD'ye hem de Afganistan halkına fayda saÄŸlayabilir."
 
ABD'nin Afganistan'daki yenilgisinin gölgesinde gerçekleÅŸecek bu yılki BirleÅŸmiÅŸ Milletler Güvenlik Konseyi'nde (BMGK) ABD yönetimine Afganistan meselesiyle ilgili yapılacak çaÄŸrıların dikkate alınmayacağını deÄŸerlendiren Coffrey, "Biden yönetimi Afganistan'da herhangi bir ÅŸey yapmaya hiçbir istek veya arzusu olmadığını gösterdi. Sizin deyiminizle bir çöküÅŸ, hatta ulusal bir rezalet diyebileceÄŸim bir fiyasko gördük. Biden yönetimi ülkede küçük bir grup ABD askeri varlığını bile sürdürmek istemediÄŸi için son zamanlarda neler yaÅŸandığını gördük ve ÅŸu anda Biden yönetimi Afganistan'ı dikiz aynasından izlemek istiyor." diye konuÅŸtu.
 
"Afganistan nedeniyle Amerika'nın dünyadaki imajı ve prestiji lekelendi"
ABD'nin Afganistan'dan çekilme sürecindeki adımlarının uluslararası arenada müttefiklerince soru iÅŸaretleriyle karşılandığını kaydeden Coffey, Biden yönetiminin bu süreci iyi yönetemediÄŸini savundu.
 
Coffey, "Elbette sadece Biden yönetiminin itibarı zedelenmedi, aynı zamanda Biden yönetiminin Afganistan'da yaptıkları nedeniyle Amerika'nın dünyadaki imajı ve prestiji de lekelendi. Bu nedenle de Taliban 2001 yılında gerçekleÅŸen 11 Eylül saldırılarının meydana geldiÄŸi 20 yıl öncesine kıyasla bugün Afganistan'ın çok daha büyük bir kısmını kontrol ediyor. Biden yönetiminin bu hareketi, ortaklarımızın ve müttefiklerimizin birçoÄŸunun Amerikan kararlılığını sorgulamasına neden oldu." diye konuÅŸtu.
 
Luke Coffey, BM'nin uluslararası siyasetteki rolü ve kuruluÅŸun reform ihtiyacı konusunda da deÄŸerlendirmelerde bulundu.
 
BM'nin bugünkü önemli uluslararası meseleler karşısında üstlendiÄŸi rol konusunda pek iyimser olmadığını söyleyen Coffey, bunun baÅŸlıca nedeni olarak devletlerin ulusal çıkarlarına odaklı olması ve dünyadaki birçok önemli, çekiÅŸmeli mesele üzerinde fikir birliÄŸi olmamasını gösterdi.
 
"Yalnızca bir yıl önceki KarabaÄŸ savaşına bakabiliriz. Bu savaÅŸta Azerbaycan neredeyse 30 yıllık baÅŸarısız bir BM süreci ve baÅŸarısız bir AGÄ°T sürecinden sonra, doksanlı yıllarda alınan dört BM kararını kendi başına uygulamak zorunda kalmıştır. BM bu meseleyi çözme konusunda tam olarak bir isteksizlik veya gönülsüzlük sergiledi." ifadelerini kullanan Coffey, sorunun BM'nin yapısından kaynaklandığını ancak daha iyi bir seçenek öne sürmediÄŸini belirtti.
 
Coffey sözlerini ÅŸu ÅŸekilde tamamladı:
 
"BirleÅŸmiÅŸ Milletler Güvenlik Konseyi'nde veto yetkisini elinde bulunduran beÅŸ daimi üye varsa ve bu beÅŸ üyenin anlaÅŸamadığı zamanlarda, bazıları dünyayı bir ÅŸekilde, diÄŸerleri ise daha farklı ÅŸekilde görür ve bir çıkmaza girersiniz. BirleÅŸmiÅŸ Milletler Güvenlik Konseyi'nin daimi üyelerin veto haklarından vazgeçmesi gerektiÄŸini söylemiyorum. Bu haklarından asla vazgeçmeyeceklerini düÅŸünüyorum ancak biz de en azından bunun BM'nin karşı karşıya olduÄŸu sorunun özü olduÄŸunu kabul etmeliyiz."
 
AA

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.