Sosyal Medya

Elias Cenetti'den bir başyapıt: Körleşme

Elias Canetti, henüz 26 yaşındayken yazmış ‘Körleşme’ adlı romanını. Kitap insanlara öyle bir tokat savuruyor ki; aydın, dahi profesör, cahil ev kadını, sokaktaki dilenci, mağazadaki satıcı, apartmandaki kapıcı, karakoldaki polis vb. toplumun büyük kesimi bu sert tokattan nasibini alıyor.



Yazar Ä°smet Beceriklican'ın "Elias Cenetti'den bir baÅŸyapıt: KörleÅŸme" baÅŸlıklı yazısı ÅŸöyle:

‘Körlük, zamanı ve mekânı alt etmeye yarayan bir silahtır; varlığımız tek dayanağını duyularımızla, gerek yapıları gerek kapsamları bakımından yetersiz olan duyularımızla kavradığımız birkaç kırıntının dışında, sonsuzluÄŸa dek uzanıp giden bir körlükte bulur. Evrende egemen olan kuram, körlüktür. Körlük birbirlerini görmeleri halinde beraberlikleri düÅŸünülemeyecek nesnelerin ve yaratıkların yan yana bulunmalarına olanak tanır. Zamanın çekilmez olduÄŸu, taşınması olanaksız bir yüke dönüÅŸtüÄŸü noktada koparılabilmesi ancak körlüÄŸün yardımıyla düÅŸünülebilir.' (s. 94-95)

***

 
 

Elias Canetti, henüz 26 yaşındayken yazmış ‘KörleÅŸme' adlı romanını. Bu eseri 1981 yılında Nobel ödülü almasında da etkili olmuÅŸ.
OÄŸuz Atay'ın tavsiyesiyle Ahmet Cemal tarafından Türkçeye kazandırılmış. ‘Tutunamayanlar'a ilham kaynağı olduÄŸu söylencesi nedeniyle, OÄŸuz Atay okurları tarafından raÄŸbet gören, son zamanların popüler kitaplarından biri.

 

***

Kitap, güzel tasarlanmış üç bölümden oluÅŸuyor.
‘Dünyasız Bir Kafa' bölümünde kitaptan baÅŸka bir ÅŸeye önem vermeyen, hayatı 25 bin kitap arasında geçen, insan sevgisinden uzak, iletiÅŸimsiz, bencil, ünlü Sinolog Prof. Kien'i tanıyoruz.
Kien, kendilerini hapsettikleri ‘fildiÅŸi kulesi'nde toplumdan ve gerçek hayattan uzak yaÅŸayan kibirli aydınların bir temsilcisi.
Özünde açgözlü, cahil ve bencil; tek amacı kendi geleceÄŸini güvence altına almak olan hizmetçisi ile sadece kitaplarını koruyacağına inandığı için evleniyor.
Kadın zamanla, cehalete has ayak oyunlarıyla evde egemenlik kuruyor. Kien odalarını, parasını kaybediyor; hatta dayak yiyor. Sonunda hesap cüzdanı cebinde kadından, evinden ve kitaplarından kaçıyor.

 
 

***

‘Kafasız Bir Dünya' bölümünde Kien'in dışarıdaki hayatını izliyoruz. Tek amacı dünya satranç ÅŸampiyonu olmak olan, zeki ama ahlaksız, üçkâğıtçı, kambur cüce Fisherle'nin, Kien'i çeÅŸitli yöntemlerle dolandırmasına tanık oluyoruz.
Fisherle'yle birlikte birbirine kötülük yapmak, küçük düÅŸürmek için fırsat kollayan, küfrü, ÅŸiddeti, dolandırıcılığı simge edinmiÅŸ, cahil ve çıkarcı insanlardan oluÅŸan sokaktaki yaÅŸamı tanıyoruz.
Bazı imkânsız olguların yer aldığı bu bölümde, Fisherle'nin bilinç akışlarının uzunluÄŸu, gereksiz uzatmalar zaman zaman usanç verse de, aslında Kien'in aptallık ve körlük derecesindeki tavrı rahatsız ediyor okuru.

***
‘Kafadaki Dünya' bölümünde tek iyi karakter denebilecek psikiyatr kardeÅŸ devreye giriyor. KardeÅŸinin yanına geliyor, her ÅŸeyi hallediyor ve eski haline döndürüyor.
Bu bölümde iki kardeÅŸin mizojini ağırlıklı felsefi hesaplaÅŸması oldukça etkileyici doÄŸrusu.
Yazara ve yayıncılara ayıp olmasın; izin verirseniz olayların sonunu yazmayayım.

***

 
 

Kitap insanlara öyle bir tokat savuruyor ki; aydın, dahi profesör, cahil ev kadını, sokaktaki dilenci, maÄŸazadaki satıcı, apartmandaki kapıcı, karakoldaki polis vb. toplumun büyük kesimi bu sert tokattan nasibini alıyor.
Ortaya insanın sonsuz hırsının, aç gözlülüÄŸünün, cehaletinin alacakaranlık fotoÄŸrafı konuyor.
‘KörleÅŸme'ye deliliÄŸin sınırlarında dolananların kitabı da diyebiliriz.
Metafor ve ironilerle çeÅŸnilenen uzun anlatımlarla, kör edercesine küçük basılmış harfleriyle, 565 sayfalık kalınlığıyla sıkıcı gelebilir. Okuru sıkan yazarın yarattığı karakterler aslında…
Yoksa oldukça rahat okunacak bir anlatıma sahip.

***

Bitirince bir tatmin olma, tamamlanma duygusu veriyor okura; edebiyatın tadını hissettiriyor.
Zor okunan ama kesinlikle okunması gereken bir kitap ‘KörleÅŸme.'
Bana inanmayabilirsiniz.
Oğuz Atay'a da mı inanamayacaksınız?

***

 
 

‘Ä°nsanı kendi düÅŸüncelerinin doÄŸruluÄŸuna en iyi inandıran araç, yine kendi alkışlarıdır.'

Kaynak: sonhaber.com.tr

Elias Canetti kimdir

132208238-1ae5546e-cf1d-4627-9fe8-92cbe3fc5158

Elias Canetti, 25 Temmuz 1905‘de Bulgaristan'ın Rusçuk kentinde doÄŸdu. Yahudi bir ailenin çocuÄŸu olan Elias, 1911 yılına kadar burada yaÅŸadı. Daha sonra aile önce Ä°ngiltere‘ye, babasının ölümüyle de Viyana‘ya taşındı. Böylece Elias, Ladino, Bulgarca, Ä°ngilizce ve Fransızcanın yanında Almanca da öÄŸrendi. Gelecekte de eserlerini hep Almanca yazacaktı.

 
 

1916‘da Viyana'da kimya öÄŸrenimi gördüÄŸü sıralarda edebiyata da merak salmaya baÅŸladı. Buradaki edebiyat çevrelerine yavaÅŸ yavaÅŸ girmeye baÅŸlayan Canetti, 1929 yılında Viyana Üniversitesi‘nden mezun oldu. Bsı ”Dahi Brutus”u yazdı.

1927 yılında Viyana Adalet Sarayı'nın öfkeli bir kalabalık tarafından yakılmasından çok etkilenen yazar, bu tarihten sonra toplumdaki davranış bozuklukları üzerine yazmaya ve araÅŸtırmaya baÅŸladı.

1928 yılındaki Berlin seyahatinde Bertolt Brecht, Isaak Babel ve George Grosz ile tanıştı. Onlardan da etkilenerek insanın çılgınlıkları üzerine bir çok roman yazdı. 30 yaşında tamamlayacağı ”KörleÅŸme” adlı baÅŸyapıtında da yine bundan ilham aldı. 1930'lu yılların başında Amerikalı yazar Upton Sinclair‘in eserlerini çeviren Canetti, 1934 yılında kendisi gibi yazar olan Veza Taubner-Calderon'la evlendi. Bu sırada ”DüÄŸün” ve ”Kibir Komedisi” isimli iki tiyatro oyunu yazdı. ”Kibir Komedisi”, absürd tiyatronun ilk örneklerinden biri olarak görüldü.

Nazilerin Viyana'yı iÅŸgal etmelerinden kısa bir süre önce Paris‘e taşınan yazarın 1935 yılında basılan büyük eseri ”KörleÅŸme” Nazi yönetimi tarafından yasaklanan kitaplar arasına girdi. Ama bu eserin baÅŸarısını gölgeleyemedi, ”KörleÅŸme” Avrupa ve Amerika'da bir çok edebiyat otoritesinin dikkati çekti ve yoÄŸun ilgi gördü.

 
 

Paris'ten Londra‘ya taşınan yazar, 1952 yılında vatandaÅŸlık hakkı kazanarak hayatının büyük bölümünü burda geçirdi. 1960 ylda kafasında olgunlaÅŸtırdığı düÅŸüncelerini bir diÄŸer baÅŸyapıta dönüÅŸtürdü ve ”Kitle ve Ä°ktidar” yayınlandı. 1971'de Hera Buschor adında bir restoratörle ikinci kez evlendi. Böylece Ä°sviçre'ye taşınan yazar son yirmi yılını Zürih‘te geçirdi ve 14 AÄŸustos 1994 yılında burada topraÄŸa verildi. Canetti, vasiyeti üzerine ünlü yazar James Joyce‘un yanına gömüldü.

Nobel Ödülü dahil bir çok ödülün de sahibi olan usta yazar 20. yüzyılın toplum ve insan psikolojisine ışık tutan bir çok deÄŸerli eser bırakmıştır.

Başlıca Eserleri

KörleÅŸme (Die Blendung)1935
DüÄŸün (Die Hochzeit) 1932
Kibir Komedisi (Komodie der Eitelkeit) 1934
Sayılı Gün (Die Befristeten) 1956
Kitle ve Ä°ktidar (Masse und Macht) 1960
Kurtarılmış Dil (Die Gerettete Zunge) 1977
Kulaktaki MeÅŸale (Die Fackel im Ohr) 1980
İnsanın Sılası (Die Provinz des Menschen) 1973
Sözcüklerin Bilinci (Das Gewissen der Worte) 1975

Ödülleri

Nobel Ödülü,Franz Nabl Ödülü, Nelly Sachs Ödülü, Europa Prato Ödülü, Johann Peter Hebel Ödülü ve Kafka Ödülü.

kaynak: timeturk.com

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.