İsmet Özel: İslâmcılığın eleştirisi
Ben İslâmcılığı yeniden keşfetmektense İslâmcılığın eleştirisinin öne alınmasından yanayım.
Osmanlı Devleti''nin yıkılışını geciktirmek ve mümkünse önlemek gayesiyle ortaya atılan görüÅŸlerden sadece biri olan ve Türkiye''de cumhuriyet ilân edildikten sonra yegâne "dissident" (Ä°ngiliz dilindeki bu kelimeyi Türkçeye tercüme etmek gerektiÄŸinde "muhalif" kelimesini kullanmaktan baÅŸka çaremiz yok.) unsura izafeten zikredilen Ä°slâmcılık dibe vurmaktan sıkça söz edildiÄŸi bu günlerde ne durumdadır? Ä°slâmcılık havada asılı kalmış bir isimse, acaba ona bir gövde temin edilebilir mi? Tam tersine ortaya bir biçimde varlığı inkâr edilemeyen bir gövde, bir gerçeklik ortaya çıkmış ve kendisine hâlâ bir ad yakıştırılamamışsa, buna Ä°slâmcılık demek ne bakımdan uygun olur? Hangi gerçekliktir ki biz ona Ä°slâmcılık dediÄŸimiz zaman baÅŸkaları da onu ismiyle müsemma diye karşılaya?
Ben Ä°slâmcılığı yeniden keÅŸfetmektense Ä°slâmcılığın eleÅŸtirisinin öne alınmasından yanayım. Bunu hem Osmanlı Devleti yaÅŸarken kendilerine Ä°slâmcı gözüyle bakılanların tenkide tâbi tutulması ve hem de cumhuriyetin ilânından sonra Ä°slâmcılık pâyesine eriÅŸenlerin bu yeri hak edip etmediklerinin sorgulanması suretiyle yapmak lâzım. EÄŸer Ä°slâmcılığa gayri müslimlerin ulaÅŸamayacakları düzeyde bir eleÅŸtiri getirebilecek bir gücü kazanırsak bu Türkler olarak bizim bir vatan ve bir millet kazandığımızın da delili olacaktır. Türk olmayanlar ne mi yapsın? Bunun cevabını vermeye mezun deÄŸilim.
Türkler olarak bizim felâketimizi Ä°slâmcılığın Türk kafasında bir civar ve cidar meselesi olarak yer iÅŸgal etmesi doÄŸurmuÅŸtur. UÄŸradığımız her felâketi bir yeni felâketin takip etmesinin sebebi her uÄŸrakta Ä°slâmcılıkla ilgili ne varsa onu ketumiyetle karşılamış olmamızdır. Ä°slâmcılık konu dışı tutulduÄŸu taktirde Türkiye''nin niçin bir vatan olduÄŸu ve kimlerin vatanı olduÄŸu sorusunu hiçbir çaÄŸ ve hiçbir dönem bakımından cevaplandırmak mümkün olmaz. Ä°slâmcılık anılmadığı zaman Türkiye''de toplumsal sınıf ve tabakalar itibariyle isabetli tespitlerin yapılması mümkün deÄŸildir. Türk toplum hayatının neresinde Ä°slâmcılık âyan beyan hesaba katılmıyorsa orada katakulli vardır. Türklerin karşısına geçip "ben müslümanım; ama Ä°slâmcı deÄŸilim" diyenlerin ya bir katakulli çevirdikleri veya çevirmek istedikleri katakulliye hazırlandıklarını fark etmek tedbirli olmanın bir parçasıdır.
Ä°slâmcılık Türkler için bir civar ve bir cidar meselesi deÄŸilse, mutlaka merkezi ve cevherî bir meseledir. Meseleyi kavrayabilmek için Ä°slâmcılığın miyar alındığı bir ortama kavuÅŸmak elzemdir. Bu ortam öncelikle bir iÅŸlem ortamı deÄŸildir. Zihinle ve zihinde oluÅŸan bir nitelikli ortama kavuÅŸmadıkta Ä°slâmcılığı merkeze çekmek hiçbir yiÄŸidin harcı deÄŸil. Çünkü yiÄŸitlik iÅŸlemi baÅŸarıyla sona erdirmede deÄŸil; hangi iÅŸleme giriÅŸmenin doÄŸru olduÄŸuna karar vermededir. Ä°slâmcılığı ÅŸimdiye kadar civarda ve cidarda bırakanlar kararsızlardır. Onların kararsızlığına sebep ararsanız gayri müslimler karşısında duydukları aÅŸağılık duygusundan baÅŸka bir ÅŸey bulamazsınız.
Kaynak: YeniÅŸafak / ArÅŸiv (28 Nis 2001, Cumartesi)
Henüz yorum yapılmamış.