Sosyal Medya

Güncel

''Türk ve Kürt’lerin önemli bir kısmı Batılı tezlerin gönüllü figüranı olmuşlar''

Doğrurhaber.com yazarı Mehmet Gülsever bugünkü yazısında 28 Şubat mağduru kimi memurların bugün, o günün dosyaları üzerinden cezalandırılmasına tepki gösterdi.



“Dos(t)doÄŸru Söylemeli- BaÅŸa mı Dönüyoruz?” baÅŸlıklı bir yazı kaleme alan Gülsever, yazısında, “DüÅŸünebiliyor musunuz o günün ceberut anlayışının bile cezalandıramayıp beraat ettiÄŸi ve sicilleri takdir ve taltiflerle dolup taÅŸan 28 Åžubat maÄŸduru kimi memurlar bugün, o günün dosyaları üzerinden cezalandırılıyorlar.” ifadelerini kullandı.

İşte yazının tamamı:

DüÅŸüÅŸ, yukarılara çıkılmamış olmaktan çok daha acı vericidir. 28 Åžubat'tan sonra hak ve hürriyetler alanında, geçmiÅŸe kıyasla ve 30 yaÅŸ altı gençlerin belki de anlamakta zorluk çekeceÄŸi baÅŸ döndürücü ve devrimsel nitelikte geliÅŸmeler yaÅŸandı.

 
 

Åžiddet ve terör hariç her türlü fikrin ve düÅŸüncenin kendini rahatça ifade edebileceÄŸi bir anlayış ve pratik yakalanmıştı. Hiçbir düÅŸünce sesini duyurmada rengini göstermede imtina etmiyordu. Gizli ajandası olan FETÖ hariç herkesin safı da belli idi.

Ancak ne olduysa 15 Temmuz'dan sonra oldu. FETÖ'nün kısıtladığı özgürlük alanlarının da önünün açılacağı; sınav, yerleÅŸme ve atamalarda adaletin saÄŸlanacağı bekleniyordu.

Ancak hiç de öyle olmadı. EÄŸer çıkılan yer zirve kabul edilecek ise oradan tepetaklak aÅŸağı yuvarlanıyoruz ve bu kütle “kartopu” olmaktan çıktı. Gittikçe hızlanıp çoÄŸalıyor. Yamaç bitti bitecek. Ucunda da uçurum var. Oradan düÅŸüÅŸün hazin sonunu varın siz düÅŸünün.

Devlet aklı ve refleksi “baÅŸa” dönüyor. Üstelik ta en baÅŸa… 15 Temmuz'un faturası “düÅŸünce ve ifade özgürlüÄŸüne” kesiliyor. “Beka” kaygısı bir paranoyaya dönüÅŸmek üzere. Bu “kaygıyla” “bekayı” takacak adam bırakmazlar. Ya ulusalcı, milliyetçi, ırkçı, laik bir söyleme sahip olmalı; ya da susmalısınız. Zaten böyle düÅŸünen bilumum muhalefet ve iktidarın bir kanadının canına minnet. Geriye ÅŸiddet ve tahrip içermeksizin hak ve özgürlükleri savunanlar kalıyor ki bu çoÄŸunluk bugün sus pustur.

 
 

Herkes Külliye'ye çöreklenen ve çevresini saran bir aÄŸ olduÄŸu ve gidiÅŸattan yeterince haberdar olmadığı/edilmediÄŸi teziyle avunuyor ki bu kuvvetle muhtemel bir tezdir. Tamam da; bu tez yanlış ise durum vahim, doÄŸru ise daha da vahim. O zaman susmak yerine sesinizi duyurmak için bağırıp çağırmak gerekmez mi? Olur ki sesiniz “bariyerleri” aÅŸar. AÅŸmazsa bile elinizden geleni yapmış olmanın huzurunu yaÅŸarsınız. Bu “susmak” neye? En fazla bir CHP iktidarında veya 28 Åžubat'ta ödeyeceÄŸimiz kadar bedel öderiz. Var mı ötesi?

DiÅŸinizle, tırnağınızla besleyip büyüttüÄŸünüz, bir evlat gibi büyük umutlar baÄŸladığınız ve kavgasını verdiÄŸiniz “özgürlüÄŸünüz” gözünüzün önünde eriyip gidiyor. DüÅŸünebiliyor musunuz o günün ceberut anlayışının bile cezalandıramayıp beraat ettiÄŸi ve sicilleri takdir ve taltiflerle dolup taÅŸan 28 Åžubat maÄŸduru kimi memurlar bugün, o günün dosyaları üzerinden cezalandırılıyorlar. 28 Åžubat aklı ve söylemleriyle baskılanıyor “sakıncalı piyade” muamelesine tabi tutuluyorlar. YetmezmiÅŸ gibi çocukları ve akrabaları “iltisak” suçundan mülakatlarda eleniyor. Ya da memur iseler bir üst kapının kapıları kapanıyor kendilerine. Birinin çocuÄŸu ya da akrabası olmanın cezasını çekiyorlar.

“Salla başını al maaşını” formatına geri dönüldü ki yalakalık ve ÅŸakÅŸakçılık en geçer akçe oldu.

Elbette devletler güçlü olur ve isterlerse herkesi hizaya getirirler. Ancak yüz yıl “esas duruÅŸta” tutulan mutsuz “itaatkar” vatandaşın ilk fırsatta elin peÅŸine düÅŸtüÄŸü bilinen bir gerçeÄŸimiz. Ä°ÅŸte bu yüzden bugün Türk ve Kürt'lerin önemli bir kısmı Batılı tezlerin gönüllü figüranı olmuÅŸlar. Bir beka sorunu varsa bu, vatandaşı hizaya ve sigaya çeken anlayışın ürettiÄŸi bir sonuç olsa gerek.

 
 

Küstürdüklerinizle yol alabilirsiniz ama asla zafer kazanamazsınız.

DüÅŸüÅŸ acı geliyor dostlar. GençliÄŸimde “isyanı” ve “tuÄŸyanı” savunan ve kavgalı olduÄŸum mahallemizin gençlerini bugün bıyık altında kıs kıs güldürenler utansın. Aslında yazacak çok daha fazla ÅŸey var ama “korku”, yazımın içeriÄŸini de kalitesini de güdükleÅŸtirdi. Özür dilerim.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.