HZ. Hüseyin ve yol arkadaşları (1)
Hz. Hüseyin’in zamanın süper güçlerinin karşısına dava aşkı ve cesareti ile çıkıp ağır bedeller ödemesi ve her şeyi Allah için terk edip şehadete ulaşması neler hissettiriyor size?
Fatma Tuncer / Milli Gazete
Ä°slam’ın deÄŸerlerini ayaklar altına alan zalim ve diktatörler Hz. Hüseyin’i kirli icraatlarının önünde bir engel olarak görüyorlardı o yüzden biat olma noktasında ısrarcı oldular. Dedesinin manevi mirasını başının üzerinde taşıyan imam Hüseyin, Ä°slam’ın deÄŸerlerini ayaklar altına alan zalimlere biati reddedip, Mekke’ye hicret etmiÅŸti. Fakat çok geçmeden Emevi zihniyetinin baskı ve dayatmalarından rahatsızlık duyan Kufeliler, Hüseyin’e mektup yazarak kendisine biat ettiklerini, Kufe’ye geldiÄŸi takdirde koruyacaklarını vaat ettiler ve yaÅŸadıkları zulüm ve baskılara vurgu yaptılar. Hz. Hüseyin aldığı mektuplar karşısında davanın sorumluluÄŸunu omuzlarında hissetti ve bedeli ne olursa olsun ayaklar altına alınan manevi mirası korumak için harekete geçti, sonu ÅŸehadete çıkan çileli yolculuÄŸuna adım attı.
Hz. Hüseyin hilafetin ağır kiÅŸilik bozukluÄŸuna müptela bir kiÅŸinin inisiyatifine terk edilmesini ve saltanata, kibre, israfa ve harama dönüÅŸtürülmesini kabul edemiyor ve kıyamına dâhil olacak kiÅŸilerle birlikte hakkın safında olduÄŸunu bütün dünyaya haykırmak istiyordu. Sorumluluk bilincine sahip olan hiçbir kiÅŸinin buna sessiz kalması mümkün olamazdı… Niçin yaÅŸardı ki insan? Ä°nsan niçin nefes alıp verirdi ÅŸu hayatta? Ä°slam’ın ilkeleri ayaklar altına alınmışsa ne anlamı vardı ki yaÅŸamanın? Ä°mam Hüseyin kararını verdi, yakınları ve dava arkadaÅŸları ile birlikte çıktı yola. Fakat ne ilginçtir ki daha o yoldayken Kufeliler kendilerine vaat edilen para ve mülkün büyüsüne kapılıp ahitlerini bozdular ve Emevilerin safına geçiverdiler, bu durumdan haberdar olan Hz. Hüseyin dönmekle gitmek arasında tercih yaptı ve tek kiÅŸi kalmış olsa dahi davanın yolundan dönmemek üzere karar aldı.
Hz. Hüseyin karşı tarafla mukayese edilince sayıca çok az olduklarının, ellerindeki teçhizatların ise yetersiz olduÄŸunun farkındaydı ve devletin bütün imkânlarını ellerine geçiren Emevilerle çatışmanın somut olarak nelere mal olabileceÄŸini görebilecek basirete sahipti. Fakat buna raÄŸmen geri dönmedi, karşımda süper bir güç var, susmaktan baÅŸka seçeneÄŸim yok deyip, kıyıya çekilmedi, dedem Hz. Muhammet (S.A.V.) nasıl ki cehalete batmış bir toplumun karşısına çıkıp tek başına hakkın tebliÄŸini yapmışsa ben de zalimlerin safında olmadığımı ve hakkın safında olduÄŸumu ifade eder ve mesajımı iletirim dedi, dua ile Allah’tan yardım istedi.
Hz. Hüseyin’in zamanın süper güçlerinin karşısına dava aÅŸkı ve cesareti ile çıkıp ağır bedeller ödemesi ve her ÅŸeyi Allah için terk edip ÅŸehadete ulaÅŸması neler hissettiriyor size? Hz. Hüseyin’in bu duruÅŸunu nasıl okuyorsunuz? Yeryüzünün ilahlığına soyunan ABD zihniyetinin ektiÄŸi zulme, yaptığı iÅŸgallere, katliamlara, çıkardığı fitne ve fesada karşı tepkilerini yitiren, “dünyanın süper gücüne karşı ne yapabiliriz” deyip mutlak itaat sergileyen Müslüman halklar ve onların yöneticileri Hz. Hüseyin’in bu tavrını nasıl okumaktalar acaba? Bugün Müslüman yöneticilerin, sözde âlim ve dava insanlarının ilahlığa soyunan Siyonist ideoloji, ABD zihniyeti ve kapitalist zümrelere karşı kanatlarını indirip sinmek yerine Hüseyni bir duruÅŸ sergileyip, hakkı savunmaları gerekmez mi? Bugün coÄŸrafyamızın imam Hüseyin’in kıyamını anlayabilmiÅŸ ve içselleÅŸtirmiÅŸ bir ÅŸahsiyete, öncü bir lidere acil ihtiyacı vardır ki, maruz kaldığımız sorunlar ancak bu ÅŸekilde çözüme ulaÅŸabilir. Fakat tecrübelerimiz gösterdi ki, hayatlarını sadece karın doyurmak üzerine kuran Müslüman halklar, ÅŸuurlu ve kendilerine yön gösterebilecek öncü ÅŸahsiyetleri asla desteklemeyecekler, akletmek yerine kendilerini uzaktan kumanla ile yönetenlere itibar edip yön deÄŸiÅŸtireceklerdir. O yüzden Ä°slam âleminde Kerbela olayı ağıtlarla yâd edilse de toplumun pek az kesimi Hz Hüseyin’in kıyamını ve duruÅŸunu anlayabilmiÅŸtir.
Ä°mam Hüseyin tek bir ümmetti ve onun çaÄŸlar ötesine uzanan kutlu bir mesajı vardı: Tek kiÅŸi kalsanız ve yolun sonunda çile, yoksulluk, ölüm de olsa zulmün tarafında yer almayacak, tarafınızı aÅŸikâr edecek ve mesajınızı bütün dünyaya duyurmak için çaba göstereceksiniz. Ä°mam Hüseyin’in derdi liderlik deÄŸildi onun derdi Ä°slam’ın deÄŸerlerini ayaklar altına alan zümrelerin karşısında yer almak ve kutlu mesajını tüm dünyaya iletmekti. Ve onun haklı direniÅŸi, bu uÄŸurda yaÅŸadığı çile ve meÅŸakkatler, yalnızlık ve ÅŸehadeti cesareti kırılan kitlelerin ruhunu canlandırmış ve onlara ÅŸahsiyet kazandırmıştı.
Ä°mam Hüseyin Emevi hükümetinin günahlarına ortak olmayı reddetti ve onların ektiÄŸi zulmü bütün dünyaya duyurarak savaşın gerçek kazananı oldu. Yola çıktığında sonucun nereye varacağını görebiliyordu elbette ancak onun hedefi dünyevi iktidar deÄŸildi, onun hedefi toplumun bilincini uyandırmak ve Ä°slam’ın deÄŸerlerine yönelen tehditleri bertaraf etmekti. Ve Hüseyin’in sesi çaÄŸlar ötesine ulaÅŸarak, kitlelerin bilincinin uyanmasına vesile oldu. Bir mektep, bir uyarıcı, etkin bir sesti Hz. Hüseyin’in kıyamı ve o ses zalimler karşısında nasıl bir tavır takınmamız gerektiÄŸi noktasında bizlere yön göstermekteydi.
Henüz yorum yapılmamış.