Son okçular tepesi: Evimiz

Ümmet olarak Kur’an ve sünnetin asla terk etmeyin dediÄŸi görev yerlerimizi terk ettiÄŸimiz için askeri, siyasi ve ekonomik açıdan büyük bir bozguna uÄŸradık. Bu bozgunla birlikte baÅŸlayan geri çekilme, elimizde kalan son okçular tepesi olan evlerimizin sınırlarına kadar dayandı.

Bu geri çekilme esnasında evlerimizi müdafaa ile görevli anne ve babalar olarak maalesef iyi bir sınav veremedik. Bu müdafaanın baÅŸkomutanlarından olan analarımız, kimi zaman haklı ekonomik gerekçeler ve geçim derdiyle, kimi zaman da diploma sevdasının, akademik kariyer planlarının, iÅŸ hayatının parlak ünvanlarının, çift maaÅŸ hayallerinin dayanılmaz bir ganimet sevdasına dönüÅŸmesiyle evlerini ve asli görevlerini terk ettiler ya da terk etmek zorunda bırakıldılar.

Analarımızın evlerimizden uzaklaÅŸtırılmasıyla birlikte nesillerimizi tehdit eden büyük facia baÅŸlamış oldu. Evde ana kalmayınca anaokulları açtık, huzur kalmayınca huzurevleri açtık. Ancak hiçbir suni tedbir bu bozgunun önüne geçemedi. KreÅŸlerin, bakıcıların ve bakım evlerinin baÄŸrında yetiÅŸen nesillerimiz avuçlarımızdan kayıp gitti.

O gün okçular tepeyi terk ettiÄŸi için Hz. Hamza (r.a.) ciÄŸeri parçalanarak ÅŸehit edilmiÅŸti. Bugün analarımız evlerimizi terk ettiÄŸi için nice Hamza’lar, Mus’ab’lar televizyonun, internetin ve dizilerin pençesinde kalpleri, zihinleri paramparça edilerek heba edildi.

Anasız kalan evlerimiz, Efendimizin (s.a.s.), “Öyle bir zaman gelecek ki fitneler evlerinize yaÄŸmur gibi yaÄŸacak” (Buhari) hadisinde bildirdiÄŸi tüm fitnelere karşı savunmasız ve korumasız kaldı.

EÄŸer bu bozgunu durduramazsak çok deÄŸil önümüzdeki 5-10 yıllık bir süre içerisinde YouTuber’ların emzirdiÄŸi, büyüttüÄŸü, süt annelik ve bakıcılık yaptığı, hiçbir ahlaki kriter tanımayan, tüketim canavarına dönüÅŸmüÅŸ, cinsiyet ayrımı olmayan, kadın mı erkek mi olduÄŸu belli olmayan, lüks ve konfor düÅŸkünü, ana-baba tanımayan, daha çok para kazanmak ya da fenomen olmak için her ÅŸeyi yapmaya hazır, merhametsiz bir nesille karşı karşıya kalacağız…

DünyevileÅŸmenin iliklerimize kadar iÅŸlemesiyle birlikte nesillerimizin geleceÄŸi ile ilgili önceliklerimiz deÄŸiÅŸti. Evlatlarımızın aldığı notlar ya da kaçırdığı deneme sınavları yüzünden neredeyse depresyona girerken, her gün kaçırdıkları namazlar için yüzümüzü bile ekÅŸitmez olduk.

Dershane taksitleri ve özel ders ücretleri arasında sıkışan babalarımızın, ailelerini, yakıtı insanlar ve taÅŸlar olan cehennem azabından koruyacak ne takatleri kaldı ne de vakitleri.

Tapusu bize ait olan evlerimizin baÅŸköÅŸesini televizyon, gündemini de dizler ve magazin programları iÅŸgal etti. GeniÅŸ odalar, salonlar, mutfaklar, mobilyalar arasında afiyeti, huzuru ve bereketi kaybettik. Daha konforlu bir hayat, daha iyi bir ev, daha iyi bir araba hayalleri kurarken Ä°slami hedef ve ideallerimizi unuttuk.

Muhafazakâr demokrasinin pençesinde din ve dünya arasında gidip gelen nesillerimizi bu keÅŸmekeÅŸten kurtaracak ve yeniden ihya edebilecek son sığınak evlerimizdir. Okçular tepesinde Abdullah b. Cübeyr (r.a.) bilinciyle müdafaa etmemiz gereken son tepe evlerimizdir.

Bu büyük müdafaada en büyük görev, annelerimize düÅŸmektedir. Bir evde asli görevinin ÅŸuuruna varmış bir anne varsa o ev yıkılmaz bir kale gibidir. Åžuurlu annelerin bulunduÄŸu evlerin gündemleri Kur’an ve sünnettir. O evlerde erkeÄŸin ya da kadının da deÄŸil sadece Allah’ın sözü geçer.

Bu evler kimi zaman Ä°slam’ın bir nizam haline geliÅŸ sürecinin baÅŸladığı Hz. Hatice’nin evi,  kimi zaman Ä°slam’ın ilk çekirdek kadrolarının yetiÅŸtiÄŸi ve örgütlendiÄŸi Erkam bin Ebi’l Erkam’ın evi, kimi zaman Mus’ab bin Umeyr’in Medine’de karargâh seçtiÄŸi Esad bin Zürare’nin evi, kimi zaman da Ä°slam devletinin ilk kararlarının alındığı Ebû Eyyûb el-Ensârî’nin evi gibi daima ümmete hizmet eden evlerdir.

Ümmetimizin yeniden toparlanması, bu evler ve ailesini toparlayarak Fatih’ler ve Selahaddin’ler yetiÅŸtirecek yuvalar kuran anneler eliyle olacaktır. Ä°ÅŸte bu annelerin evleri ümmetimizin elinde kalan son okçular tepesidir.