Taha Kılınç / Linç kültürü
Cemal bin İsmail linç edilirken cep telefonuyla çekilen bir videoda, onun kalabalıkların gazabına karşı bir polis minibüsüne konduğu, ancak minibüsün etrafını saran yüzlerce kişinin kendisini dışarı çekerek yerde tekmelediği görülüyordu. Polisten yapılan açıklamada, maktulün, yangını kendisinin çıkardığı dedikodularını duyduktan sonra karakola bizzat gelerek durumu izah etmeye çalıştığı, kalabalıkların da bu sırada toplandığı ve dağıtılamadığı kaydedildi. Hadise, neresinden bakılırsa bakılsın, gerçek anlamda bir trajediydi.
Taha Kılınç / Yeni Åžafak
Cezayir’in doÄŸu kesimindeki Tizi Uzu ve Bicâye bölgelerinde yaklaşık iki hafta önce yaÅŸanan orman yangınları, ardında ağır bir bilanço bıraktı. Hektarlarca zeytinlik ve hayvanların doÄŸal yaÅŸam alanı yok olurken, en az 47 sivil ve 28 asker de yangın söndürme çalışmaları sırasında hayatını kaybetti. Tüm bunların yanında, faciadan geriye kalan belki de en acı iz, “yangını baÅŸlattığı” iddiasıyla kızgın kalabalıklar tarafından linç edilerek öldürülen Cemal bin Ä°smail adlı 38 yaşında bir adamın, aslında suçsuz olduÄŸunun ortaya çıkmasıydı. Sosyal medyadan yapılan yardım çaÄŸrılarına uyarak, yaklaşık 200 kilometre mesafedeki ÅŸehri Milyâne’den Tizi Uzu’ya giden Cemal yalnızca öldürülmemiÅŸ, cesedi de parçalanarak yakılmıştı. Sanat çevrelerinde tanınan bir isim olduÄŸu için, Tizi Uzu’ya geldikten hemen sonra kendisi de bütün ülkeye yardım çaÄŸrısında bulunan Cemal’in, yangın söndürme çalışmalarına bizzat katıldığı görüntüler ortaya çıkmıştı.
Cemal bin Ä°smail linç edilirken cep telefonuyla çekilen bir videoda, onun kalabalıkların gazabına karşı bir polis minibüsüne konduÄŸu, ancak minibüsün etrafını saran yüzlerce kiÅŸinin kendisini dışarı çekerek yerde tekmelediÄŸi görülüyordu. Polisten yapılan açıklamada, maktulün, yangını kendisinin çıkardığı dedikodularını duyduktan sonra karakola bizzat gelerek durumu izah etmeye çalıştığı, kalabalıkların da bu sırada toplandığı ve dağıtılamadığı kaydedildi. Hadise, neresinden bakılırsa bakılsın, gerçek anlamda bir trajediydi.
Korkunç olayın sosyal medya üzerinden kamuoyuna yansımasından sonra, Cezayir yetkili makamları, Twitter’da paylaşılan söz konusu videodan hareketle, 3’ü kadın 61 kiÅŸiyi gözaltına aldı. Zanlılardan birinin, cesedi yakmadan önce kafasını bıçakla kesmeye çalıştığı belirtiliyordu. Sorgunun ardından, Cezayir polisi normalde pek rastlanmayan bir teamüle baÅŸvurarak, gözaltına alınan kiÅŸilerin olayı bizzat itiraf ettikleri anları televizyonlarda yayınladı. Hadisenin nasıl yaÅŸandığını anlatan zanlılardan bazıları, itiraflardan sonra gözyaÅŸları içinde piÅŸmanlıklarını izhar ediyordu.
Cemal bin Ä°smail’in ölümünün akabinde, bir baÅŸka tartışma daha baÅŸladı Cezayir’de: “Acaba kendisinin siyasî görüÅŸü neydi?” Sosyal medyada büyük takipçi kitlelerine sahip bazı fenomenler, “Cemal bin Ä°smail, yangın bölgesine boÅŸuna gitmedi ve yalnız deÄŸildi. Oradaki bazı ayrılıkçı kabilelerle baÄŸlantısı vardı. Yangını gerekçe gösterip ortalığı karıştıracaklardı. Plan deÅŸifre olunca, diÄŸer arkadaÅŸları Cemal’i kurban verdiler ve kızgın kalabalıkların önüne attılar” görüÅŸünü savunurken, bir kısmı da Cemal’in masum olduÄŸunu, ancak kendisini linç eden kalabalıkları “dış mihrak”ların yönlendirdiÄŸini vurguladı.
Detaylarda boÄŸulmaksızın, bu elim hadisenin iÅŸaret ettiÄŸi esas gerçek ÅŸu: Kalabalıkların öfkesini tahrik etmek ve bu öfke üzerinden herhangi bir senaryoyu hayata geçirmek, her zaman çok kolay. Yakın ve uzak tarihte, dünyanın her yerinde bu durumun sayısız örneÄŸi mevcut. Ä°slâm tarihinde de, Müslümanların hafızasına kazınmış pek çok olayda müessir yine aynı: Kendinden geçmiÅŸ, histerik kalabalıklar…
Linç kültürünün dedikodular ve söylentiler yoluyla yayılmasında, eskiye nazaran çok önemli ve etkili bir âmil var bugün: Sosyal medya. Ä°nsanoÄŸlunun meraklarını, zaaflarını ve önyargılarını kamçılayan sürekli paylaşımlar, hakikatten giderek uzaklaÅŸmamıza, tamiri imkânsız nice hasarlara, maddî-manevî yıkımlara, itibar suikastlarına ve iftiralarla insanların üzerine silinmez lekelerin yapışmasına yol açıyor. DoÄŸruyu söyleyenin deÄŸil de aÄŸzı (ve eli) iyi laf yapanın öne çıktığı sosyal medya platformlarında, aslı-astarı olmayan nice söylentiyle binleri-on binleri sokaklara dökmek, birilerine saldırtmak, linç ettirmek, hedefe yerleÅŸtirilen ÅŸahısları öldürtmek mümkün. Normalde hayatımızı kolaylaÅŸtıran ve bilgiye eriÅŸimimizi çabuklaÅŸtıran teknoloji, tam da aynı sebeplerle, yaÅŸanan vakıaları doÄŸru biçimde anlamamızı engelliyor. Her malumatın kolayca ve hızlıca ekranlara akması, üzerinde yeterince düÅŸünmeme sonucunu getirirken, bu da insanları neticesi hesap edilmeyen uçurumlara sürüklüyor.
Sınırsız özgürlüÄŸün bir “put” haline getirildiÄŸi günümüzde, sosyal medyanın yıkıcı taraflarını konuÅŸmak ve sosyal medyaya sınırlamalar getirmeyi saÄŸlıklı biçimde tartışmak da haliyle epey güç. Ancak öyle veya böyle herkesi muhakkak etkileyen bu platformlar, yolun sonunda yalnızca kuru kalabalıkları tahrike yarıyorsa, en azından aklı başında insanların “Biz ne yapıyoruz?” diye sorması bir vazife haline geliyor.
Henüz yorum yapılmamış.