İsmail Kılıçarslan: Eski libas gibi aşığın gönlü

'Çok güzelsin...'

Bir arama motoru bulsaydım her ÅŸey farklı olabilirdi. Ne ki henüz icat edilmemiÅŸti. Åžartlar fena halde aleyhimdeydi. Her ÅŸey bu aÅŸkın filizlenmesine karşı bir devir daimle ilerliyordu.
Åžöyle: Elimde 50NC midibüsün gaz çubuÄŸuna baÄŸlı bir ip var. Peder bey 'çek' deyince çekiyor, 'bırak' deyince bırakıyorum. 'Ara gaz· komutu bile veriyor. O zaman kısa kısa iki üç kez çekip bırakıyorum ipi.

Boynumdaki ipinse kimse farkında değil.

Adı Maria. Çok güzel lan! Öyle böyle deÄŸil oÄŸlum. Deli man­ yak güzel... Televizyonda çıkan kovboy filmlerindeki kızlar kadar güzel lan!
'Ara gaz· diyor peder bey. 'Önüne bak oÄŸlum. 1O kilometre kaldı otele. Sonra sanayiye gider hallederiz' diyor.

Gitmem ben sanayiye falan. Maria nereye giderse oraya gi­derim. Net. O ipimi nereye çekerse oraya. itirazsız. Kesin bir itaatle. Hani bıçağı taÅŸta bileyip beni kıbleye doÄŸru yatırsa gıkımı çıkarmam. Adım Ä°smail lan benim.

Gerçi içinde taÅŸ geçen baÅŸka bir hikaye öÄŸrendim sonradan. Kahramanın adı Maria idi. Maria Magdelana. Ä°sa Efendimiz

'ilk taşı günahsız olanınız atsın' demiÅŸti de kurtarmıştı kadın­ cağızı.

Ä°lk taşı bana sen atabilirsin Maria. Senin günah iÅŸlemiÅŸ olma­ na imkan ihtimal yok çünkü.

Gitmedim sanayiye. Otelde kaldım. Maria'da kaldım. İnerken bana 'gradzi pikolo' deyişinde kaldım. Gradzi Pikolo'yum ben bundan sonra. Babamla konuşup adımı değiştireceğim.

Resepsiyondaki abiye yanaşıyor, soruyorum: 'Selamün aley­küm abi. Çok güzelsin ne demek? Yani Ä°talyanca.' 'Ne yapa­can abisinin' deyip gevrek gevrek gülüyor. 'Allah'ının aÅŸkına bi söyle abi biliyorsan. Hayatım buna baÄŸlı' diyorum ama resepsiyondaki Göremeli 'abisinin' bunu duymuyor. 'Ä°talyanca bilmem. Ama Ä°ngilizce istersen yu ar bitiful diyecen' diyor. 'Allah razı olsun abi' diyorum. 'Hatta' diyor, 'sen ÅŸey de: Yu ar veri bitiful. Veri çok demek...'

Bundan sonrası cesaret iÅŸi... 'Cesaret kalbim, biraz daha cesaret' dizesini de bilmiyorum henüz. 've sonra kalbim olay­ sız bir ÅŸekilde dağıldı' dizesinin yazılmasına bile yıllar var.

Dizenin sahibiyle arkadaÅŸ da olacağım hatta. Hatta o dizenin sahibi içinde 'Magdelana' geçen bir ÅŸiir de yazacak biz Polon­ ya'nın daÄŸlarında Yeniçerileri yad ederken. Fakat ÅŸu an ÅŸart­ lar aleyhime. Ama siz zaten bunu biliyorsunuz.

Kahvaltıda tabağıma peynir alırken göz göze geldik ve bana gülümsedi. Burada bir kez daha hatırlayalım: 've sonra kal­ bim olaysız bir ÅŸekilde dağıldı.'

'Yu ar veri bitiful' dedim. Hatta 'veri veri' lan!

Tekrar gülümsedi oÄŸlum. 'Gradzi bimbo' dedi. Eliyle saçımı okÅŸadı. Ben bu saçı bi daha asla yıkamam. Net.

Sonraki üç gün... Bunu size imkanı yok anlatamam. Yan yana oturduk bizim 50NC'nin koltuÄŸunda. Peri bacalarını birlikte dolaÅŸtık. O peri bacalarını seyretti, ben onu.

Ankara havalimanına geldiÄŸimizde peder beye niyetimi ke­ sin olarak belli ettim: 'Baba. Bana Maria'yı al. O gitmesin. Burada kalsın.'

Babam halden anlayan adam tabii, yol görmüÅŸ yordam gör­müÅŸ. 'Bi konuÅŸurum ben onunla. Kısmetse olur' dedi.

Acı haber tez geldi. Maria niÅŸanlıymış lan! Hatta gelecek yıl evleniyormuÅŸ o çirkin herifle.

VedalaÅŸmadım Maria ile. O yanaÅŸtı ama ben arabaya kaçtım. Ayrıca aÄŸlamıyorum. Çubuk'un tozu toprağı bol olur. Benim de gözüm hassas. Ondan.
Babam gayet ciddi ÅŸekilde fikrini beyan etti: ·1O yaşındasın oÄŸlum. Kız da 25, 26 rahat var. Aranızdaki yaÅŸ farkı ilerde çok sorun olurdu. Hayırlısı buymuÅŸ.' Sonra o üç katlı tuhaf teybin sesini yükseltti iyice. Ben rahatça aÄŸlayayım diye sa­nırım.
 

Feyzullah Çınar söylüyordu:

'Eski libas gibi aşığın gönlü

söküldükten sonra dikilmez imiÅŸ

güzel sever isen gerdanı benli her güzelin kahrı çekilmez imiÅŸ'

Kaynak: Cins Dergi