Uçurtmaları tele takılan çocuklar

Fatma Tuncer / Milli Gazete

Bir düÅŸünür her ÅŸeyin küçüÄŸü insanda ÅŸefkat hissi uyandırır der ve çocukların saÄŸlıklı bir insanda uyandırdığı duyguya vurgu yapar. Yani bir insan yavrusu ile karşılaÅŸtığınızda onun ait olduÄŸu ailenin, etnik yapısının, yaÅŸadığı coÄŸrafyanın bir önemi yoktur, kendi çocuÄŸunuzla karşılaÅŸtığınızda ne hissediyorsanız onun için de aynı duyguları hissedersiniz. Zira bütün çocuklar eriÅŸkinlerin koruması altındadır ve bütün çocuklar sevgiyi koÅŸulsuz hak ederler. Bir çocukla karşılaÅŸtığınızda onu daha evvel tanımış olmanıza da gerek yok, Allah sizin fıtratınızı onu sevmeye ve korumaya müsait ÅŸekilde yaratmıştır ve koÅŸulsuz seversiniz. EÄŸer bir kiÅŸi çocuÄŸa olan sevgisini kaybetmiÅŸse ondan uzak durun, o artık insani özelliklerini de kaybetmiÅŸ ve her türlü kötülüÄŸe açık hale gelmiÅŸtir.

Sokakta koÅŸturan bir çocuk gördüÄŸünüzde bir tedirginlik hisseder ve önünde eÄŸilir düÅŸmemesi için uyarırsınız. Parkta salınan çocuÄŸa tehlike isabet ettiÄŸinde koÅŸturur ve onu korumak istersiniz, bir çocuk sesi iÅŸittiÄŸinizde yerinizden fırlar ve sesin geldiÄŸi yöne doÄŸru yönelirsiniz. Çünkü siz insansınız ve zayıf olan, kendini koruyacak durumda olmayan çocuÄŸu koruma istidadına sahipsiniz… Çocuk hangi coÄŸrafyada doÄŸmuÅŸ olursa olsun sizin yüreÄŸinizde bir ÅŸefkat ve koruma içgüdüsü uyandırır ve kanatlarınızı açar, gelebilecek tehlikeleri bertaraf etmek istersiniz.

Bir çocukla karşılaÅŸtığında kalbinde ÅŸefkat hissi uyanmayana insan denmez. Fakat ne acıdır ki, dünyada bu ifadeye uyan ve insanlığını kaybeden binlerce cani barınıyor ve kulaklarımda katledilen çocukların çığlıkları yankılanıyor… Hayallerimde ulaşıyorum o çocuklara ve tellere takılan uçurtmalarını tutuÅŸturuyorum ellerine.

Çocukların çığlıkları yankılanıyor kulaklarımda… Ve Filistinli çocukların çaresizliÄŸini görüyorum vicdanımın en derin noktasında… Hatırlar mısınız on yaşında bir çocuk iki Siyonist caninin elinde sorgulanmak üzere götürülmekteydi… Ve o çocuÄŸun çaresizliÄŸi karşısında hiçbir lider, hiçbir yetkin kiÅŸi sesini yükseltip yanında yer almamış ve çocuk bir eriÅŸkin rolüne zorlanarak sorgulanmıştı. On yaşında bir çocuk hangi suça bulaÅŸabilir, hangi kötülüÄŸe güç yetirebilirdi ki? Zulümde hiçbir sınır tanımayan katiller binlerce çocuÄŸun bedenini, umutlarını, hayallerini ve özgürlüÄŸünü böyle katlettiler…

Dünyanın bütün kaynaklarını, bütün deÄŸerli madenlerini ve mevcut olan bütün imkânlarını ortaya koysanız, bir çocuÄŸun yüzünden süzülen tebessümün deÄŸerini karşılayabilir misiniz? Fakat heyhat! Yüzlerindeki tebessümü çaldınız o çocukların, kandillerini söndürdünüz, uçurtmalarını tellere taktınız ve onların bedduaları ile ördünüz kulelerinizi. ÇocuÄŸun gözlerindeki yaÅŸama sevincini, yüzündeki gülücükleri ihtiraslarınız uÄŸruna kopardınız ve dikenli yollara sürüklendiniz onları. Ne acıdır ki bugün yaÅŸanan katliamlarda anne-babalarını kaybeden ve organ mafyasının, çocuk pornocularının, çocuk tacirlerinin eline geçen onlarca çocuk bilinmez dehlizlerde kaybolup gittiler. Ve çocukların akıbeti hakkında hiçbir bilgiye ulaÅŸamadık. Çocuklar yalnızlığa terk edildiler ve katillerin kurbanı oldular.