'Geleneklerimiz' göçmen sorununu tek başına çözemeye yetecek mi?
Peki toplumun bu konuda düşündükleri hakkında neler biliyoruz? Her fırsatta 'Ensar Muhacir kardeşliği' dediğiniz ve cidden tüm dünyaya örnek olacak bir misafirperverlik sergileyen toplumumuz hangi sıkıntıları yaşıyor? İstanbul Fatih'te şöyle bir dolaşsak mesela, ensar- muhacir kardeşliği fikrinin ne kadar örselendiğini, hiç tükenmeyecek bir hazineymiş sanrısıyla nasıl da har vurulup harman savrulduğunu, hatta gettolarla delik deşik olduğunu görebilirsiniz... Kültürel uyum, kentlilik ve sosyal yaşamı paylaşım gibi konularda göçmenlerimize ne verdik, yardım ve destekten mi ibaret göçmen politikamız?
Sibel Eraslan / Star
Hemen her gün çekilmiÅŸ ürkütücü videolarıyla gündemi kaplayan Afgan muhacirler meselesinde tam bir ÅŸaÅŸkınlık yaşıyoruz. Nizami bir orduyu andıran kalabalık ve genç Afgan muhacirler, ABD'nin Afganistan'daki yönetimden el çekmesiyle birlikte güçlenen Taliban yönetimiyle araları açık olan kimseler. Taliban tarafından, ABD'nin emrinde çalıştıkları gerekçesiyle cezalandırılacakları söylenen bu kiÅŸiler, daha evvel ülkemize sığınmış muhacirlerden farklılar. Aileleriyle gelmiyorlar, yaÅŸ ortalamaları genç ve askeri eÄŸitim almış kiÅŸiler...
Hal böyle olunca, tedirginlik duyarak yeni muhacir istemediklerini söyleyenlere; 'ırkçılık yapmayın' demek sadra ÅŸifa olamıyor. Herkesten bir sivil toplumcu refleksi bekleyemeyiz. Yitirilen sabırların, örselenen iyi niyetlerin onarılması gerekiyor. Bu arada traji komik vakalar da olmuyor deÄŸil. Suriyeli muhacirlerin, Afganistan'dan gelen ve de gelecek yeni muhacirleri hiç istemediklerini öÄŸreniyoruz, eylem yapıyorlar. Güler misin aÄŸlar mısın?
Peki toplumun bu konuda düÅŸündükleri hakkında neler biliyoruz? Her fırsatta 'Ensar Muhacir kardeÅŸliÄŸi' dediÄŸiniz ve cidden tüm dünyaya örnek olacak bir misafirperverlik sergileyen toplumumuz hangi sıkıntıları yaşıyor? Ä°stanbul Fatih'te ÅŸöyle bir dolaÅŸsak mesela, ensar- muhacir kardeÅŸliÄŸi fikrinin ne kadar örselendiÄŸini, hiç tükenmeyecek bir hazineymiÅŸ sanrısıyla nasıl da har vurulup harman savrulduÄŸunu, hatta gettolarla delik deÅŸik olduÄŸunu görebilirsiniz... Kültürel uyum, kentlilik ve sosyal yaÅŸamı paylaşım gibi konularda göçmenlerimize ne verdik, yardım ve destekten mi ibaret göçmen politikamız?
Suriyeli akınından sonra, Afgan akınına dayanabilir mi bu toplum?
Hükümetin göçmenler konusundaki siyasi dilini yenileme giriÅŸiminde olduÄŸunu, Ak Parti Hükümet Sözcüsü Ömer Çelik'i dinlerken hissedebiliyoruz: 'Türkiye hiç kimsenin göçmen kampı deÄŸildir' dedikten sonra ÅŸöyle devam ediyor: ''Ölümden kaçana sahip çıkmamak ahlaki olmaz. Ama burasını göç kampı gibi göstermek hiçbir ÅŸekilde kabul etmeyeceÄŸimiz bir durum. Türkiye bundan daha fazla göç yükünü kaldıracak durumda da deÄŸil. Muhalefetten birilerinin de söylediÄŸi gibi bu para meselesi falan da deÄŸil. Ayrıca bu insanlara karşı faÅŸizan bir dil de kullanılmaması gerekir. Bize yakışmaz. Dolayısıyla ne Türkiye'yi göçmen kampı gibi saygısızca niteleyenlerin istismarına müsaade ederiz ne bu insanları hedef gösteren faÅŸizan dile müsaade ederiz ne de ben göçmenim diyerekten milletimize karşı saygısızlık yapanlara müsaade ederiz. Ortada, marjinal yaklaşımların dışında insani bir durum vardır. Bu insani durum oluÅŸmasın diye, bu insanlar ölmesin diye öncesinde 20 kilometre derinlikte bir alan oluÅŸsun diye çok gayret edildi. Olmayınca namlu doÄŸrultulmuÅŸ insanlar orada hayatlarını kaybetmesin diye Türkiye bu yükle karşı karşıya kaldı. Dolayısıyla bu süreci bu konudaki geleneklerimize, devlet tecrübemize, milletimizin asaletine, dünyaya verdiÄŸimiz insanlık dersine uygun bir biçimde yürüteceÄŸiz. Dünyanın ahlakını temsil eden bir çizgide duracağız. Åžu ya da bu yönde bir takım marjinal yaklaşımlara teslim olmayacağız."
Bunlar insani ve tahammülü esas alan açıklamalar. Lakin, misafirperverlik esaslı geleneÄŸimizin tek başına yeterli olamayacağı da besbelli. Muhacirlere sahip çıkmak konusunda ''ahlakın temsilcisi' olmak konusunda dünyada neredeyse tek başına kaldığı açık bir toplumun, kalbine su serpecek cümleler kadar, sırtını ve zihnini karamsarlıktan kurtaracak tedbirlere de ihtiyacı olduÄŸu açık... Tüm dünyada pandemik sınırlar kalın ÅŸekilde katmerlenirken, salgın hastalık için tüm yollar kapanırken, Türkiye'nin bir göçmen kampı haline gelmesini kimse kabul edemez.
Türkiye'deki göçmenlerle ilgili sorunları Göç Ä°daresi Kurumu ÅŸimdiye kadar tek başına yürütüyordu. Artık bir Göç Bakanlığı'nın kurulması ve söylevlerden ibaret olmayan göçmen politikalarının oluÅŸturulması gerekiyor.
Henüz yorum yapılmamış.