Mehmet Beyhan / Adalet Şarttır

Mehmet Beyhan / Milat

Türkiye, dünya devletleri içerisinde daha saygın bir yer edinmek için iÅŸe önce adaletten baÅŸlamalıdır. Zira bir toplumda ancak adalet ile deÄŸerler, ilkeler, idealler, erdemler somutlaşır. Herkesin hak ettiÄŸi ceza veya ödül adalet ile verildiÄŸi zaman toplumda huzur ve güven olur.

Geçen haftaki yazımızda ‘’doÄŸal çevre’’ ve ‘’kültürel çevre’’ kavramlarına kısaca deÄŸinmiÅŸtik. Bizler hem doÄŸal hem de kültürel bir çevrede yaşıyoruz. Ä°çinde yaÅŸadığımız doÄŸal ve kültürel çevre hakkında bilgimiz sınırlı olsa da, ilgimiz ve merakımız önünde hiçbir engel yoktur.

Sonsuz kudret sahibi, dünyaya ve maddeye bahÅŸettiÄŸi güneÅŸ ile yalın ve mucizevi kanunlarla teÅŸekkül etmiÅŸtir. Gezegenler, evrende mesafe ve büyüklük bakımından birbiriyle iliÅŸki içinde hem kendi eksenleri hem de ortak bir merkez etrafında sürekli dönerler.

Dünya, âlemler korosu içinde, ışığı, ısıyı, yaÅŸama ve geliÅŸme gücünü borçlu olduÄŸu, sayısız baÄŸlarla baÄŸlandığı güneÅŸle birlikte anlam kazanmıştır. Sosyal ve siyasal sistemler de, adaletle idare edildiÄŸi zaman ancak anlam kazanır.

Tabiatla ilgili bilgimiz geliÅŸtikçe hem ondan istifade ederiz hem de olaylara karşı önlem alırız. ÖrneÄŸin depreme engel olamayız ama depreme dayanıklı yapılar inÅŸa ederiz. Demek ki, tabiatla iliÅŸkimizde ancak kurallara uyarak daha güvende olabiliriz.

Siyasal sistemlerde de ülkenin iç politik yapısı, vatandaÅŸların yönetime ve karar alma süreçlerine etkisi, siyasal örgütlenme ÅŸekillerinin yerel ve milli yönetim biçimleri adalete uygun olduÄŸu zaman o toplumda huzur ve güven saÄŸlanır.

Bakınız insanoÄŸlu tarih boyunca, doÄŸal afetlerde kaybettiÄŸi insanlardan daha fazlasını siyasal çatışmalarda kaybetmiÅŸtir. Bütün çatışmaları alıp inceleyin temelinde mutlaka adaletsizlikler bulacaksınız.

DoÄŸal afetlere karşı önlem aldığımız gibi, toplumsal barışımızı tehdit eden her türlü adaletsizliÄŸe karşı iktidarıyla, muhalefetiyle tedbir almak zorundayız. Ä°ster kamuda, ister özel sektörde olsun, bir kurumda adaletin ilkeleri gözetildiÄŸi zaman o kurumda çalışan herkes, hayırda birbiriyle yarışır.

Adaletin hâkim olduÄŸu bir toplumda herkes kötülüÄŸe engel, iyiliÄŸin geliÅŸmesine hizmet eder. Bunun için önce toplumu oluÅŸturan biz bireylerin adil olması lazım. Adil bir anlayışa sahip bireyler ancak özgür bir ruha sahip olabilirler. Çünkü adalet duygusu insana özgüven verir.

Toplumu belli bir hedefe yönlendirmek isteyen siyasi iktidarlar, adalet ile hareket ettiÄŸi zaman toplumu ikna etmesi daha kolaylaşır. Çünkü Adalet, insanın tabiatında asıldır, zulüm arızidir. Toplum, devlete ödediÄŸi vergilerin adaletle korunduÄŸuna inanırsa daha çok ödemek ister.

Adaletin ilkeleri gözetilerek, parti teÅŸkilatlarına, vakıflara, derneklere, ÅŸirketlere, devletin önemli makamlarına atanan kiÅŸiler olursa, toplumun enerjisini tüketen haset hastalığının zararlarını azaltırsınız.

Sonuç

BilindiÄŸi gibi üç kıtanın merkezinde yer alan Türkiye, çıkar çatışmalarının stratejik savaÅŸ alanı, adalet ile zulmün cephe hattı, sömürgecilerin odak noktasıdır. Türkiye, hakkında en çok üretilen yalan ve dolanın baÅŸlıca konusu, kameraların ilgi odağıdır.

Bütün bunlar iktidara, muhalefete ve tüm topluma büyük bir sorumluluk yüklemektedir. Ancak adalet ile hareket edildiÄŸinde bu sorumluluÄŸun altından kalkılabilir. Yerlerin aşınması ve yıldızların yer deÄŸiÅŸtirmesi gibi, araçlar aşınabilir ve tesir sahaları deÄŸiÅŸebilir.

Ancak varlığımızın borçlu olduÄŸu adalet duygusu asla deÄŸiÅŸmez. Adalet idraki sonsuzdur, kâinatı ayakta tutan görünmez direkler kadar saÄŸlamdır. Bu nedenle bir kez daha diyoruz ki Türkiye, dünya devletlerinin içinde saygın bir yer edinmek istiyorsa, adalet ÅŸarttır.