"İşleneceğini herkesin, önceden bildiği veya tahmin ettiği" rezalet ve cinayet haberleri..

Selahaddin E. Çakırgil / Star Gazetesi

Evet, medya organlarının ana malzemesi, yığınla rezalet ve cinayet haberleri.. Bunların büyük kısmında da ana malzeme genç kız veya kadınlar.. 'Ä°ÅŸlenen rezalet veya cinayetler de ancak medyada yer bulduÄŸu zaman ilgi çekiyor; medyada yer almayanlar da önemsenmiyor..

Bu da, insan davranışlarında 'exhibisyonizm' denilen ve görünür olmanın ötesinde, kiÅŸinin kendisini -her ne pahasına olursa olsun-, teÅŸhir etmek istemesi zaafıdır.. Hani, eskilerin ifadesiyle, 'MeÅŸhur olmak için Zemzem kuyusuna bevletmek' ÅŸeklindeki ÅŸahsiyet zaafı.. Sosyal medyada ne kadar çok izleyicisinin olduÄŸunu, 'Niçin?'ine cevap vermeden söz konusu edenlerin trajik ruh halini de ayrıca gözden uzak tutmamak gerekir.

*

Yazının baÅŸlığındaki 'iÅŸlenebileceÄŸini herkesin önceden bildiÄŸi veya tahmin ettiÄŸi' ibaresi Kolombiya'lı ünlü yazar Gabriel Garcia Marquez'in bir romanının kapak yazısında da geçer. Söz konusu eserin takdiminde de, yazarın, '... ÇocukluÄŸunu geçirdiÄŸi kasabada yıllar önce yaÅŸanan ve iÅŸleneceÄŸini herkesin bildiÄŸi, ancak, engel olmak için kimsenin bir ÅŸey yapmadığı bir cinayeti anlattığı; ancak bir cinayetin arka planının deÄŸil, bir halkın ortak davranış biçimlerinin portresinin de çizildiÄŸi ve böylece, bir sosyal ruh çözümlenmesi yapıldığı' belirtiliyor. Kezâ, bir sosyal ruh çözülmesi de..

Bu not bile bize, insanın ruhî davranışlarının binlerce km. uzaklarda veya binlerce yıl önce de olsa deÄŸiÅŸmediÄŸini, deÄŸiÅŸenin sadece teknolojinin geliÅŸmesiyle eÅŸyanın ÅŸekil deÄŸiÅŸtirmesinden ibaret olduÄŸunu gösteriyor.

Hattâ, aile yapısı ve ahlâk anlayışı açısından 100 yıl öncelerdeki Latin Amerika toplumlarıyla Anadolu'daki halkın arasında, bazı aile deÄŸerleri açısından ilginç benzerlikler bile görülebiliyor.

*

Bugün de sosyal bünyelerin karşılaÅŸtığı derin açmazlar ve facialar açısından dünyanın pek çok yerinde benzerlikler az çok yaÅŸanıyor.

Geçenlerde yabancı yayınlarda, bir TC vatandaşı bir kızın, Amerika'daki kıyafetinin ahlâkî sınırlara aykırılığı dolayısiyle uçaÄŸa alınmadığı haberi vardı ve 'vatandaşımız olan o kiÅŸinin müptezelliÄŸi bir fotoÄŸrafla da belgelenmiÅŸti. Söz konusu ÅŸahıs, Amerika'da da özgürlüklere müdahale edilmesine isyan ediyordu.

Halbuki, o kızın o uçaÄŸa alınmadığı andaki fotoÄŸrafındaki görüntüyü bugün, sadece Ä°stanbul'da bile yüzbinlerin sergilediÄŸini görmemek için kör olmak gerekir.

Hattâ, mütedeyyin ailelerin çocukları arasında bile, bir sosyal ruh çözülmesi yaÅŸandığından söz edilebilir..

Bununla, birilerinin kılık-kıyafetine karışmak istenildiÄŸi mânâsı çıkarılmamalıdır. Anlatılmak istenen baÅŸka bir ÅŸey..

*

Sadece ÅŸu son 6 ay içinde ülke çapında iÅŸlenen korkunç cinayetlerinin perde gerisindeki etkenlere bir bakılsın, tablo, iç karartıcıdır..

Ailelerine, arkadaÅŸlarının evine gittiÄŸini söyleyen kızlardan nicelerinin bile nasıl tuzaklara düÅŸtükleri, düÅŸürüldükleri, apartmanların 10-15'inci dairelerinin balkonlarından atladıkları veya atıldıkları ya da intihar ettiklerine dair yığınla magazin haberlerine bakıp da kimse kendisini ve çocuklarını kesin olarak kurtarabileceÄŸi gibi bir kanaate kapılmamalıdır..

Ruhî çözülme bütün toplumu derinden kuÅŸatıyor..

*

BaÄŸ evlerine götürülüp, sonra da öldürülen ve üzerlerine beton dökülen korkunç cinayetler mi dersiniz?

'YediÄŸi haltın ortaya çıkması halinde sosyal itibarının darbe yiyeceÄŸi korkusuyla, tuzağına düÅŸürdüÄŸü kızı öldürüp parçalara ayırarak o parçaları deÄŸiÅŸik yerlere atan 'saygın' beyefendilerin, hattâ sosyal hayatta saygın isimler yapmış olanların cinayetlerini mi dersiniz?

Küçücük çocuklara tasallut ve sonra öldürmeler mi dersiniz?

Ve bu cinayet veya rezalet vakalarından sonra, ortaya çıkıp 'Benim yavrumu filan alçaklar tuzaÄŸa düÅŸürdü' diye suçlamalar yapan, kendilerini çocuklarının tabutları karşısında paralayan, yerlere atan, 'Ahh, yavrumu yaktılar..' diye ağıtlar yakan anne-babalar mı dersiniz?

*

Daha geçen gün, 17-18'inde bir kız, ablasıyla birlikte bir yere gitmiÅŸ, erkek arkadaÅŸlarıyla alkol almışlar, iyice sızmışlar ve sonra da 'Evinize böylece gidemezsiniz..' diyen erkek arkadaÅŸlarının evlerine götürülmüÅŸler ve...

Sonra da..

O kızlardan birisi, annesine, insan olanın yüreÄŸini parçalayan dehÅŸetli bir feryat halindeki satırlarla dolu bir vedâ mektubu bırakarak, kendisini bilmem kaçıncı kattan boÅŸluÄŸa bırakmış..

2-3 gün önce de, 11-15 yaÅŸları arasında ve üstelik tesettürlü ailelerin tesettürlü 3 kızları, 'pikniÄŸe gidiyoruz' diye evden ayrılmışlar ve evlerine dönmeyince de, tabiatiyle, bir panik, bir korku, bir periÅŸanlık.. Nihayet, 30 saat kadar sonra güvenlik güçlerinin sıkı aramaları sonunda bulunmuÅŸlar..

Bunları sıralamak, tek tek saymak bile utandırıcı ve ızdırap verici..

*

Sorumluluk elbette ki, en baÅŸta ailelere düÅŸüyor.. Ama, medyanın, iktidar ve muhalefetiyle bütün siyasî yapılanmaların, sosyal alanda faaliyet gösteren kuruluÅŸların sorumlulukları yok mu?

Hepimiz sorumluyuz..

Maddî geliÅŸmiÅŸlik ve zenginlik imkânlarına göre, her kesimde ve zevk ve hazlara teslim olarak yaÅŸamayı ÅŸiar edinmiÅŸ, tam bir zevk ve haz maymunu haline getirilmiÅŸ; ama, ruhları aç, tam-takır nesiller

Hiç kimse mâsum deÄŸil ve evet, hepimiz sorumluyuz..

Bu gidişle, 'işleneceğini herkesin bildiği ve amma, tedbir almadığı 'cinayet ve rezaletler yangını' hepimizi kuşatıyor..

*