Sosyal Medya

ABD’nin Afganistan’dan çekilmesi bölge ülkeleri için ne anlama geliyor?

Soruna müdahil olan aktörler nüfuz alanlarını güvence altına almayı ve krizin Afganistan sınırları dışına çıkmasını önlemeyi hedefliyor.



ABD’nin Afganistan’daki 20 yıllık misyonunun son bulacağı tarih olan 31 AÄŸustos yaklaşırken, ülke büyük bir belirsizliÄŸe doÄŸru ilerliyor.

ABD güçlerinin ülkeyi resmen terk etmeye baÅŸladığı Mayıs ayından bu yana 200’den fazla ilçe ve beÅŸ il merkezi Taliban’ın kontrolüne geçti. Merkezi hükümet güçleri ile Taliban arasındaki çatışmalar yoÄŸun bir ÅŸekilde devam ediyor. Öte yandan Kabil yönetimi ile Taliban arasında Katar’ın baÅŸkenti Doha’da devam eden barış görüÅŸmeleri de durmuÅŸ durumda. ABD ve NATO güçlerinin ülkeden çekilmesiyle birlikte Taliban’ın saldırılarını daha da artırması bekleniyor.

Afganistan sorununa müdahil olan aktörlerin hedefi nüfuz alanlarını güvenceye almak ve Afganistan krizinin sınırların ötesine taÅŸmasını engellemek.

Taliban’ın hızlı ilerleyiÅŸi Sovyetler BirliÄŸi’nin çekilmesinin ardından patlak veren iç savaÅŸa benzer bir senaryonun gerçekleÅŸme ihtimalini artırıyor. Tüm bölgeyi etkileyecek böyle bir senaryo karşısında hazırlıksız yakalanmak istemeyen bölge ülkeleri diplomatik giriÅŸimlerini yoÄŸunlaÅŸtırdı. Birçok bölge ülkesi “imparatorlukların mezarlığı” ÅŸeklinde nam salan Afganistan’da en azından kendi güvenlik endiÅŸelerini giderecek adımlar atmak istiyor. Geride bıraktığımız haftalarda Tahran, Moskova ve Pekin’de, Afganistan’daki son geliÅŸmelerle ilgili endiÅŸeleri paylaÅŸmak üzere Taliban heyetleri ağırlandı. Bu ülkelerin bazıları bölgesel ticaretin geliÅŸmesi, insan ve uyuÅŸturucu kaçakçılığıyla mücadele, düzensiz göçlerin önlenmesi gibi nedenlerle Afganistan’da istikrardan yanayken, bazıları da mevcut istikrarsızlığı kendi nüfuz alanlarını geniÅŸletmek için bir fırsat olarak görüyor.

Ä°ran

Afganistan’la yaklaşık 900 km’lik sınır paylaÅŸan Ä°ran, ABD’nin çekilmesinin ardından Afganistan’da daha büyük bir rol oynamak istiyor. 1998 yılında Taliban ile savaşın eÅŸiÄŸine gelen ve 2001’de Taliban’ın devrilmesi için ABD ile iÅŸbirliÄŸi yapan Tahran, 2000’li yıllardan sonra deÄŸiÅŸen konjonktürle birlikte ABD’nin Afganistan’daki varlığına karşı bu örgütle iÅŸbirliÄŸi yaptı. Özellikle ABD’nin Afganistan’dan çekilmek için Taliban’la müzakereleri yoÄŸunlaÅŸtırdığı 2019’dan itibaren Tahran’ın Taliban’a yönelik yaklaşımında belirgin bir deÄŸiÅŸim gözlendi. Ä°ran bu sürede, biri Kasım 2019’da diÄŸeri de ABD’nin Taliban’la anlaÅŸmaya varmasından hemen sonra Åžubat 2020’de olmak üzere Taliban heyetini iki kez ağırladı.

Türkiye baÅŸta Kabil Havalimanı olmak üzere Afganistan’la ilgili planlarında bu çok aktörlü alandaki farklı çıkar kümelerini ve kaygan ittifakları göz önünde bulundurmalı.

Ä°ranlı yetkililer ideolojik farklılıklara raÄŸmen Afganistan siyasetinde belirleyici aktörlerden birine dönüÅŸen Taliban’la iÅŸbirliÄŸini devam ettirmek gerektiÄŸinin farkındalar. Bu amaçla Ä°ran Taliban için kullandığı dili de deÄŸiÅŸtirdi. ÖrneÄŸin ülke basınında yalnızca Taliban için deÄŸil, Ä°ran’ın çıkarlarını tehdit eden birçok grup için yoÄŸun ÅŸekilde kullanılan, hatta KarabaÄŸ savaşında dahi önemli bir argüman olarak baÅŸvurulan “tekfirci-cihatçı” gibi sıfatlar ortadan kalkmış durumda.

Bununla birlikte Taliban’ın Afganistan’da iktidarı tek başına ele geçirmesi Ä°ran açısından kırmızı çizgi olmaya devam ediyor. Nitekim Taliban’ın son aylarda merkezi hükümetin varlığını tehlikeye atacak derecede hızlı ilerleyiÅŸi üzerine Tahran sürpriz bir toplantıya ev sahipliÄŸi yaptı. Ä°ran DışiÅŸleri Bakanı Cevad Zarif 7 Temmuz’da baÅŸkentte Taliban heyeti ile Kabil yönetim heyetini ağırladı. Oturumda söz alan Zarif, her iki tarafı yeniden müzakere masasına dönmeye çağırdı. “Afgan liderler olarak zor kararları almalısınız,” diyen Zarif, ülkesinin Afganistan’da çatışan tarafları müzakere masasına getirmeye yardım etmeye hazır olduÄŸunu açıkladı.

Her ne kadar sınır kapıları dahil Ä°ran sınırına yakın bölgeleri ele geçiren Taliban ile ÅŸu ana kadar pek bir sürtüÅŸme yaÅŸanmadıysa da Tahran’da hâkim olan görüÅŸ, Afganistan’da Taliban liderliÄŸindeki bir hükümetin orta ve uzun vadede Ä°ran’ın ulusal çıkarları için tehdit olacağı yönünde. Bu amaçla Ä°ran farklı münasebetlerle Suriye’de kullandığı Afgan Fatımiyyun Tugaylarını ülke içinde kullanma arzusunu dile getirmiÅŸ durumda. Geleneksel kültürel kodların her iki yönetimde de baskın olması ve dini ağırlıklı yönetimlerin kendi içlerindeki azınlık mensubu mezheplere davranış biçimi, Taliban’ın ülkeye bütünüyle hâkim olması durumunda Ä°ran’la iliÅŸkilerde kalıcı bir istikrarın çok mümkün olmadığını düÅŸündürüyor.

Rusya

Afganistan’da siyasi çözüme yönelik giriÅŸimlerini sürdüren diÄŸer bir önemli aktör olan Rusya hem Taliban hem de merkezi hükümetle iletiÅŸim halinde. Moskova yakın zamanda bir dizi Afganlar arası barış görüÅŸmelerine ev sahipliÄŸi yaptı. Rusya, ABD’nin çekilmesini Sovyet sonrası dönemde Moskova’nın etkisini yeniden kurgulamak için önemli bir fırsat olarak görüyor. Fakat diÄŸer taraftan bu çekilmenin yaratacağı boÅŸluÄŸun yakın çevresi açısından bir güvenlik riski doÄŸurmasını da istemiyor.

Moskova’nın, Afganistan’ın Rusya’yı hedef alan veya Kafkasya bölgesindeki ayrılıkçı grupları destekleyen radikal unsurların toplandığı bir bölge haline gelmesi ihtimaline yönelik endiÅŸeleri de var. Bu nedenle Rus yetkililer Afganistan’daki geliÅŸmeleri yakından takip ediyorlar. Taliban’ın hızlı ilerleyiÅŸi üzerine Afganistan CumhurbaÅŸkanı EÅŸref Gani’nin Ulusal Güvenlik Danışmanı Hamdullah Muhip liderliÄŸindeki Kabil heyeti Temmuz ayında Rusya Güvenlik Konseyi Sekreteri Nikolay PatruÅŸev’in davetlisi olarak Moskova’ya gitti. GörüÅŸmede Afganistan’ın kuzeyindeki istikrarsızlığın Rusya ve Orta Asya’yı tehdit ettiÄŸine dikkat çekildiÄŸi ve tarafların güvenlik, terör ve uyuÅŸturucu kaçakçılığıyla ortak mücadele konularını ele aldıkları belirtildi. Bu görüÅŸmenin akabinde Rusya DışiÅŸleri Bakanı Sergey Lavrov, Rusya’nın gerekli olduÄŸu takdirde Kolektif Güvenlik AntlaÅŸması Örgütü (KGAÖ) içindeki müttefiklerini korumak için Tacikistan’daki üssü kullanmaya hazır olduÄŸunu açıkladı.

 

Rus ordusu ayrıca 6 AÄŸustos’ta Afganistan sınırında Tacikistan ve Özbekistan silahlı kuvvetleriyle ortak tatbikat gerçekleÅŸtirerek sınır bölgelerini ele geçirmiÅŸ olan Taliban’a gözdağı verdi. Orta Asya’yı ve eski Sovyetler BirliÄŸi üyesi devletleri kendi doÄŸal nüfuz alanı olarak gören Rusya bu ülkelerin güvenlik garantörü gibi hareket ediyor. Bu anlamda Afganistan krizi Rusya’nın bu rolü için önemli bir meydan okumayı temsil ediyor. Fakat Sovyetler BirliÄŸi’nin Afganistan’daki kötü tecrübesi nedeniyle Afgan halkı nezdinde hayli olumsuz bir imaja sahip olan Rusya’nın tek taraflı bir silahlı müdahalede bulunması muhtemel deÄŸil.

Çin

Çin de yeni dönemde Afganistan’da etkin olması beklenen ülkelerden biri. Pekin’in Afganistan’la ilgili temel kaygısı, ABD’nin çekilmesinin ardından yeniden hortlayacak muhtemel istikrarsızlığın bölgeyi Pekin açısından bir güvenlik kâbusuna dönüÅŸtürme olasılığı. Çin Afganistan’da yeniden canlanacak DEAÅž ve benzeri oluÅŸumların, Sincan Uygur Özerk bölgesinde faaliyet gösteren Türkistan Ä°slami Hareketi’ni besleyeceÄŸinden endiÅŸe ediyor. Bu baÄŸlamda Taliban-Türkistan Ä°slami Hareketi iÅŸbirliÄŸi olasılığı da Pekin’i rahatsız eden ihtimallerden biri. GeçtiÄŸimiz yıllarda Türkistan Ä°slami Hareketi üyelerinin Taliban tarafından eÄŸitilerek Çin’e gönderildiÄŸi iddialarının ardından Pekin’in Afganistan’la ortak sınır bölgesi Vahan’da bir askeri üs kurmak istediÄŸi gündeme gelmiÅŸti. Fakat Ä°slamabad ile yakınlığı sayesinde Taliban’la iyi iliÅŸkiler geliÅŸtiren Pekin, ÅŸu ana kadar böyle bir iÅŸbirliÄŸinin önüne geçmeyi baÅŸardı.

Pekin Afganistan’da sorun yaÅŸamamak için Taliban’la belli bir dereceye kadar iÅŸbirliÄŸi yapması gerektiÄŸini kabul etmiÅŸ durumda. Pekin’in bu sıcak tavrına Taliban’dan da olumlu yanıt geldi. GeçtiÄŸimiz günlerde Çinli yöneticilerin daveti üzerine Pekin’e giden Taliban heyeti “Çin’in içiÅŸlerine karışmama ve Afganistan topraklarını Çin’in ulusal güvenliÄŸini tehdit edecek gruplar tarafından kullanılmasına izin vermeme” sözü verdi. Buna ek olarak Afganistan, Çin’in KuÅŸak ve Yol projesinin güzergahında bulunması nedeniyle de Pekin açısından önemli bir ülke. Pekin gerek Afganistan’daki kargaÅŸanın Sincan bölgesini etkilememesi için gerekse KuÅŸak-Yol projesinin güvenliÄŸi açısından istikrarlı bir Afganistan’ı tercih ediyor. Çin askeri müdahalede bulunmak istemediÄŸi Afganistan’da ekonomik alanda aktif rol oynamak istiyor.

Hindistan

Bölgenin diÄŸer önemli güçlerinden Hindistan’ın Afganistan politikası geleneksel rakibi Pakistan’ın nüfuzuna karşı koymak ve Afganistan’ın Hindistan karşıtı aşırılıkçı gruplar için bir üs haline gelmesine engel olmak ÅŸeklinde özetlenebilir. Pakistan’ın güdümünde hareket ettiÄŸi gerekçesiyle Taliban’la uzun zamandır temas kurmayan Yeni Delhi yönetimi bu politikasını deÄŸiÅŸtirdi. Taliban’ın kontrol ettiÄŸi alanı hızla geniÅŸletmeye baÅŸlamasıyla birlikte Hint yetkililer Taliban ile doÄŸrudan görüÅŸmelerde bulundular. Ayrıca DışiÅŸleri Bakanı Subrahmanyam Jaishankar Afganistan’daki geliÅŸmeleri ele almak üzere Ä°ran ve Rusya’ya diplomatik ziyaretlerde bulundu. BaÅŸbakan Narendra Modi liderliÄŸinde uluslararası arenada daha aktif bir rol oynamaya çalışan Hindistan, Afganistan’da daha etkin olmak isteyecektir.

Sonuç olarak, Afganistan’da ABD ve NATO’nun çekilmesiyle ortaya çıkacak olan güç boÅŸluÄŸu birçok bölgesel aktörün hem iÅŸtahını kabartıyor hem de güvenlik kaygılarını artırıyor. Pakistan ve Ä°ran gibi ülkeler Afganistan'daki istikrarsızlığı ve Taliban üzerindeki nüfuzlarını kullanarak ya da yeni milis grupları kurarak etki alanlarını geniÅŸletmeyi hedeflerken Çin ve Rusya Afganistan'daki istikrarsızlığın kendi sınır ve nüfuz alanlarına sirayet etmesinden korkuyor. Bu ülkeler iki taraf arasında bir güç paylaşımı beklentisiyle hem Taliban hem Kabil hükümetiyle temas halinde.

Nihayetinde Afganistan sorununa müdahil olan aktörlerin hedefi nüfuz alanlarını güvenceye almak ve Afganistan krizinin sınırların ötesine taÅŸmasını engellemek. Türkiye baÅŸta Kabil Havalimanı olmak üzere Afganistan’la ilgili planlarında bu çok aktörlü alandaki farklı çıkar kümelerini ve kaygan ittifakları göz önünde bulundurmalı. Özellikle “B Planı” olarak nitelendirilebilecek Kuzey Cephesinin hızlı bir ÅŸekilde çözülmesi, Pakistan’ın Türk önerisi konusunda sessizliÄŸini koruması, merkezi hükümetin Taliban saldırıları karşısında ÅŸüphe çekecek ölçüde etkisiz kalması evdeki hesabın çok dikkatli yapılması gerektiÄŸini gösteriyor.

AA

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.