Sosyal Medya

Güncel

Hicretten bize kalan kutlu yola bakalım!

Hicri takvimin yasaklanması toplumu ve devleti İslami olan her şeyden arındırma sürecinin takvim boyutunu ifade etmektedir.



Resul Tosun / Star Gazetesi

Dün kameri takvime göre Muharrem ayının ilk günüydü. Hz. Ömer Ä°slam devletinin kurumsallaÅŸması baÄŸlamında yaptığı yeniliklere takvim yeniliÄŸini de eklemiÅŸ ve Peygamberimizin Mekke'den Medine'ye hicret ettiÄŸi yılı takvim baÅŸlangıcı olarak kabul etmiÅŸtir.

Bu itibarla hicri takvim Müslümanlara mahsus bir takvim özelliÄŸini taşımaktadır.

Hicri yılbaşı, Ä°slam medeniyetinin önemli unsurlarından birisi olmakla beraber Ramazan ve Kurban bayramları gibi ibadet içerikli deÄŸildir. Ancak medeniyetimizin temel taÅŸlarından biri olması hasebiyle korunması gereken bir takvimdir.

Hicri takvimin yasaklanması toplumu ve devleti Ä°slami olan her ÅŸeyden arındırma sürecinin takvim boyutunu ifade etmektedir.

Ancak yerine ikame edilen Hz. Ä°sa'nın doÄŸumunu esas alan miladi takvim de Ä°slamidir. Dünkü yazısında Selahaddin EÅŸ aÄŸabeyin ifade ettiÄŸi gibi Hz. Ä°sa da bizim peygamberimizdir. Onun doÄŸum gününü esas alan takvime neden itiraz edelim ki?! Ä°tiraz miladi takvime deÄŸil hicri takvime karşı takınılan tavradır.

Müslüman Ä°slam karşıtlığını tasvip etmez, edemez!

Tabii ki yasaklanması yok olması anlamına gelmiyor. Nitekim resmi yazışmalarda kullanılmasa da bütün takvimler miladi takvimin yanı sıra Hicri ve Rumi takvime de yer vermektedir.

Beni bu yazıyı yazmaya sevk eden dün itibariyle sosyal medyada gördüÄŸüm yılbaşı tebrikleriydi.

Bana göre Hicri yılbaşının bir kutsallığı yok. Efendimizden sonra baÅŸlatılan bir uygulama olduÄŸu için dini açıdan da hiçbir özelliÄŸi yok. Dün itibariyle 1442 yılı sona erdi 1443 yılı baÅŸlamış oldu. Hepsi o kadar.

Duyarlı Müslümanların hicri yılbaşı münasebetiyle yayınladıkları tebrikler de yasaÄŸa karşı verilen tepkilerdir ki, bu duyarlılığı ben de takdir ve tebrik ederim.

Bize ait olana sahip çıkmak, hatırlatmak ve yaÅŸatmak isabetli bir eylemdir, doÄŸrudur, yapılmalıdır.

Fakat bu tebriklerde bir eksiklik görüyorum. Tebrikler genel olarak yılbaşı tebriki olarak geçiÅŸtiriliyor.

Oysa bugün hicreti yani göçü hatırlatan bir gündür. Göç eden Hz. Peygamberdir.

En büyük göçmen Peygamberimizdir.

Bir insan doÄŸup büyüdüÄŸü beldeyi neden terk eder? Üstelik kendisine dünya menfaatlerinin tamamı teklif edildiÄŸi halde!

Bugün de dünyanın en büyük sorunlarından biri olan göçün, 1443 sene önce ki sebebi neydi?

Bence tebrikler de asıl hatırlatılması gereken husus bu sorunun cevabı olmalıdır.

Hz. Peygambere Mekkeliler krallık dâhil her ÅŸeyi teklif ettiler ama o göç etmeyi tercih etti!

Çünkü krallık karşılığında inancından vazgeçmeyi, zulme boyun eÄŸmeyi ve putlara kulluk gibi onursuz bir hayatı teklif ediyorlardı.

Davasından vaz geçmeyi teklif ediyorlardı.

O ise bırakın dünya krallığını güneÅŸi ve ayı bile verseler davasından vazgeçmeyeceÄŸini haykırmıştı.

Hicreti yani göçü tercih etti 10 yıl sonra hicret ettiÄŸi beldeye muzaffer olarak girdi ve ona onursuzluÄŸu teklif edenlerin kendileri onun onurlu hayatına tabi oldular.

Ä°nancıyla göç edenin yardımcısı inandığı Kadir-i Mutlak'tır, akıbeti zaferdir.

Onun için atalarımız, 'Sefer bizden zafer Allah'tandır' demiÅŸlerdir.

Zulümden iÅŸkenceden baskılardan kaçarak güvenli yer arayanlar da hicret edenlerdir muhacirlerdir, göçmenlerdir!

Müslüman odur ki 1443 sene önce kendilerine göç eden muhacirlere kucak açan Ensar gibi Müslüman ola!

Öte yandan Hicret(göç), Müslümanın Müslümanca yaÅŸamayı tercih etmesi ve dünya menfaatlerini davasına tercih etmemesidir.

Ben hicret denince, dava sahibi insanların makam mevki ve dünya menfaati ile imtihanlarını hatırlarım.

Hicret, kötülüklerden iyiliklere, yanlışlardan doÄŸrulara, çıkarlardan davaya, haramlardan helallere, günahlardan sevaplara göç etmektir.

Ä°nandığı gibi yaÅŸamak yerine çıkarlarını koruma uÄŸruna inancından uzaklaÅŸanlar tersine hicreti tercih edenlerdir!

Hicret kiÅŸinin inandığı gibi yaÅŸama özgürlüÄŸünü seçmek için zorluklara katlanma eylemidir!

Ne mutlu hicretin mana ve mefhumunu hayata geçiren müminlere!

Yazıyı Hayreddin Karaman hocanın 'Hicret' şiiriyle bitirelim.

"Hicretten bize kalan kutlu yola bakalım.

Kalblere ârız olan ilgileri yakalım.

Güzel kulluÄŸa gayret kuÅŸağını takalım.

Mâsivadan Allah'a yolculuktur hicret!"

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.