Sosyal Medya

Önceliğimiz Namaz

Rabbimizin bütün peygamberlerine tevhid inancından sonra ilk emrettiği ibadet namaz olmuştur.



Abdullah Yıldız / Yeni Akit

Geçen hafta Ä°slâm’da tedric (hükümlerin ilâhî irade tarafından bir defada ve bütün olarak deÄŸil tebliÄŸ ve deÄŸiÅŸim süreci boyunca beÅŸerî ve sosyal olgular dikkate alınıp peyderpey konulması) yöntemine deÄŸinmiÅŸ ve buna örnek olarak bir olaya yer vermiÅŸtik: “Müslüman olmak için cihada çaÄŸrılmamayı, kendilerinden öÅŸür (zekat) alınmamasını, namazla yükümlü tutulmamalarını ve baÅŸlarına kendilerinden olmayan birinin yönetici yapılmamasını” isteyen Benî Sakif heyetinin namaz dışındaki isteklerini kabul eden (Müsned, IV, 218) Resûlullah (s.a), onlardan dinin bütün hükümlerine uymalarını istemesi halinde bunu kabul etmeyeceklerini, buna karşılık Müslüman olduktan sonra zaman içinde hem öÅŸür verip hem de cihada katılacaklarını öngörmüÅŸ ve uygulamada bir geçiÅŸ dönemine müsamaha göstermiÅŸti.”

Bugün de kendilerini kimlik olarak “Müslüman” gören ama Ä°slâmî hayat tarzını uygulamada pek çok eksiÄŸi ve çeliÅŸkisi bulunan insanımızın yeniden Ä°slâmî hayatı kuÅŸanması yönünde çaba gösteren çaÄŸdaÅŸ davet öncüleri, bu deÄŸiÅŸim sürecinde muhataplarına oldukça müsamahakâr davranmalıdırlar. Zira deÄŸiÅŸim bir anda deÄŸil ancak çeÅŸitli sosyal ve psikolojik aÅŸamaları olan bir süreçte gerçekleÅŸebilmektedir.

Ä°ÅŸte bu noktada, önceki haftalarda Yusuf el-Karadavî’nin “Öncelikler Fıkhı” kitabına atfen dikkat çektiÄŸimiz davetçilerin içine düÅŸebildiÄŸi çeliÅŸkili durum ve duruÅŸlarının “denge”ye kavuÅŸması önem ve öncelik arz ediyor: ‘Öncelikler terazisi’ bozulduÄŸu için önemli ile önemsizin, öncelikli olanla olmayanın, farz ile nafilenin vb. yerini deÄŸiÅŸtirerek cüzî ve ihtilaflı konular etrafında enerjilerini tüketen davetçilerin (Ä°slâm’ı tebliÄŸ ve temsil konumunda olanların) acilen önceliklerini belirleyip, bütün güç ve imkanlarını Ä°slâm’ın büyük, önemli ve öncelikli hedeflerini gerçekleÅŸtirme yönünde seferber etmeleri gerekiyor

Ä°mdi biz, Beni Sakif’in Müslüman olmak için ileri sürdüÄŸü ÅŸartlar Peygamberimiz (s.a) tarafından kabul edilirken, “namazla yükümlü tutulmamaları” ÅŸeklindeki ÅŸartlarının yine Efendimiz (s.a) tarafından: “Ä°ÅŸte bu olmaz, zira rükûsuz (namazsız) dinde hayır yoktur” cevabı verilerek kesin bir dille reddedilmesi (Ebû Dâvûd, Harac 26) gerçeÄŸinden hareketle Ä°slâmî deÄŸiÅŸim sürecinde namazın önceliÄŸini vurgulamalıyız:

Rabbimizin bütün peygamberlerine tevhid inancından sonra ilk emrettiÄŸi ibadet namaz olmuÅŸtur.

Bir adı da Musa Suresi olan Taha Suresinin 9-13. ayetlerinde Musâ’ya (a.s) seslenip onu peygamber seçen Rabbimiz, 14. ayette öncelikle tevhid inancını, hemen ardından da namazı emretmiÅŸtir: “Åžüphesiz ben Allah’ım; benden baÅŸka hiçbir ilah yoktur. O halde bana ibadet et ve beni anmak için namaz kıl.”

Bebekken konuşan Hz. İsa (a.s), peygamberliğini ilan etmesinin (Meryem, 19/30) ardından der ki:

“(Allah) hayatta kaldığım sürece bana namaz kılmamı ve zekât vermemi emretti.”(Meryem, 19/31)

Yüce Rabbimiz, Peygamberimizin atası Hz. Ä°brahim’e (a.s) hitaben bütün davetçilere ÅŸunu emreder:

Ä°man eden kullarıma söyle; namazı dosdoÄŸru kılsınlar ve içinde alışveriÅŸin ve dostluÄŸun olmadığı gün gelmezden önce kendilerine verdiÄŸimiz rızıktan gizli-açık infak etsinler.”(Ä°brahim 14/31)

Hz. Muhammed (s.a) de Kadir gecesinde gelen ilk vahiyle (Alak, 96/1-5) peygamber olmuÅŸ, ertesi gün Cebrail aleyhisselam ile birlikte sabah namazını kılmıştır (Tahirü’l-Mevlevi, Müslümanlıkta Ä°badet Tarihi. Bu çerçevede zekât ve orucun hicrî 2. yılda, haccın da hicrî 9. yılda farz kılındığı hatırlanmalıdır.).

“Ä°slam beÅŸ esas üzerine kurulmuÅŸtur: Allah’tan baÅŸka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Resûlü olduÄŸuna ÅŸehâdet etmek, namaz kılmak, zekât vermek, haccetmek ve Ramazan orucunu tutmak.” (Buhârî, Îmân 2) diyen Resûlüllah (s.a), Ä°slâm’a giren herkese öncelikle namazı emretmiÅŸtir.

Peygamberimizin (s.a) vefatı öncesinde mübarek aÄŸzından dökülen son cümleler namaz olmuÅŸtur:

“Namaza dikkat edin! Namaza dikkat edin! Namaza dikkat edin!”

Zira namaz kılmak, müminlerin kurtuluÅŸunun (cennetin) öncelikli vesilesidir (Müminûn, 23/1-2): 

“Müminler kesinlikle kurtuluÅŸa ermiÅŸtir; ki onlar namazlarında huÅŸû içindedirler.” 

Cehenneme girmenin öncelikli gerekçesi ise namaz kılmamaktır (Müddessir, 74/42-45):

“Sizi ÅŸu yakıcı ateÅŸe (Cehenneme) sokan nedir?” Onlar ÅŸöyle cevap verirler: “Biz namaz kılanlardan deÄŸildik; yoksulu doyurmuyorduk; (günaha) dalanlarla birlikte biz de dalıyorduk.”

Üstad Said Nursi’nin “Kâinatta en büyük hakikat iman, imandan sonra da namazdır sözü de, iÅŸte namazın bu önceliÄŸini vurgular…

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.