Güncel
Sibel Eraslan / Manevi yangın: Nefret
Yangınların yarasını hep birlikte sarmamız gerekirken, partizanca bir muhalefete kurban gidiyor tüm çabalar ve maddi hayatta koordinasyonsuzluğa yol açan bu vahim anafor, manevi açıdan da hepimizi yorgun, bıkkın düşürüyor... İlkin partiye, ardından hükümete, ardından millete, ülkeye, devlete evrilen bir nefret ateşi bu... Eleştiri başka bir şey, asmakla tehdit etmek çok başka.
Sibel Eraslan / Star Gazetesi
Maddi yangınlardan daha çok dehÅŸete düÅŸtüÄŸümüz bir baÅŸka yangın var son günlerde... Saydam bir nefret, pervasız bir öfke, ÅŸeffaflaÅŸmış bir kötülük yangını da eÅŸlik ediyor acılarımıza...
Yangınların yarasını hep birlikte sarmamız gerekirken, partizanca bir muhalefete kurban gidiyor tüm çabalar ve maddi hayatta koordinasyonsuzluÄŸa yol açan bu vahim anafor, manevi açıdan da hepimizi yorgun, bıkkın düÅŸürüyor... Ä°lkin partiye, ardından hükümete, ardından millete, ülkeye, devlete evrilen bir nefret ateÅŸi bu... EleÅŸtiri baÅŸka bir ÅŸey, asmakla tehdit etmek çok baÅŸka.
Akıl almıyor. Akıl almadığı gibi gönül de almıyor. Sanki 80 öncesinin saÄŸ-sol çatışması gibi bir vurucu kopuÅŸ hesap ediliyor gibi geliyor bana. El birliÄŸiyle zihin yormamız gereken bir durum bu. Sadece güvenlik sorunu olduÄŸunu da söyleyemeyiz. Psikolojik, sosyolojik, politik sebepleri üzerinde de çalışmamız gerekiyor. Sistem için ciddi bir sorun bu sert kamplaÅŸma, sistemin kendisini acilen onarması, revize etmesi gerekiyor diye düÅŸünüyoruz ister istemez.
2018'de hastalandığı Tayland'dan devletin gönderdiÄŸi uçakla tahliye edilerek hayatı kurtarılan bir kadın, yangında evleri yanmış insanları, eÄŸer devletin vereceÄŸi yardımı alacaklarsa, kendilerinin onlara asla yardım etmeyeceÄŸi ÅŸeklinde tehdit yaÄŸmuruna tutabiliyor... Bunu utanmadan, arsızca, yüzsüzce yapıyor. Evleri, hayvanları, yerleri- yurtları, malları, mülkleri yanmış insanlara kusuyor bu nefretini... Bunun bireysel bir pataloji olduÄŸunu düÅŸünmek istiyor insan... Ama ne yazık ki sosyal medyada bu korkunç tehditlere onay yaÄŸabiliyor... Muhalefet partilerinin bu tür nefretçi sapmaları savunmaması, üstlenmemesi gerekiyor...
Ä°nsanlığın unutulduÄŸu yerde, çürüme baÅŸlar, çünkü insanlığını unutma, insanlığı öldürmenin ta kendisidir...
Siyasete meraklı olabilirsiniz, hatta partizan da olabilirsiniz, ama bir felaket anında ''onlardan yardım alıyorsanız, bizden yardım alamazsınız' ayrımcılığı siyaset yapmak deÄŸildir. Ä°nsanlıktan çıkmaktır...
..................................................................
Nereye gidiyoruz? Nasıl bir dünya bekliyor bizi?
Geçen yıldan beri salgın hastalık belası ile mücadele ederken, ÅŸimdilerde ciddi iklim krizi kaoslarıyla karşı karşıyayız... Åžairin dediÄŸi gibi sanki; 'yaklaşıyor yaklaÅŸmakta olan''... Olaylar sanki bizi giderek bir kıyamete hazırlıyor. Ne garip, çok zorlu ve ölümcül sınavların arasından hayat yine de devam ediyor.
Orman yangınları sadece aÄŸaçların kaybı deÄŸil, barındırdığı hayvan popülasyonu ve bitki çeÅŸitliliÄŸiyle bir arada düÅŸünüldüÄŸünde bir ekosistemin çöküÅŸü, yok oluÅŸu demek bu yangınlar... Yangın öncesinde alınacak tedbirler ile yangından sonra yapılması gerekenler hakkında bir fikir birliÄŸi yok. Sayfalarca okuduÄŸum raporlara bakılırsa her ülkenin hatta her yörenin kendine özgü bir yapısı var. Yani milli politikaların yanı sıra, bölgesel hatta yöresel planlamalara da ihtiyacımız var.
Günümüzde insan hayatını ilgilendiren hayati her konuda, devletin ÅŸeffaf politikalar yürütmesi isteniyor. PaydaÅŸlarla; mahalli idareler, sivil toplum kuruluÅŸları, medya ile çok bileÅŸenli bir süreçler mimarisi gerektiriyor bu iÅŸler...
Ve elbette halkla iliÅŸkiler... KonuÅŸmaktan çok, belki de içtenlikli bir ÅŸekilde duyguyu paylaÅŸmak, nezaketi elden asla bırakmamak giderek daha fazla önemseniyor.
YaÄŸmurun yaÄŸmasıyla morallerimiz düzelmeye baÅŸladı. Ä°nÅŸallah el birliÄŸiyle bu zorluÄŸu da aÅŸacağız. Ä°ÅŸ ki o yaÄŸmur gönüllerimize de yaÄŸsın...
Henüz yorum yapılmamış.