Güncel
Türk Hava Kurumu daha kurulduğu yıl amacından sapmıştı

Türk Hava Kurumu veya kurulduğu zamanki adıyla Türk Tayyare Cemiyeti orman yangınları vesilesiyle yeniden gündeme geldi. Hangarlarında yangın söndürme uçakları vardı yoktudan başlayıp uçakların kalkacak vaziyette olup olmadığına kadar bir yığın tartışmanın içerisinde yuvarlandık durduk.
Mustafa Armağan / Yeni Akit
Yakın tarihimiz tam bir Disneyland. Gerçek olmadığı biline biline gerçek olması arzu edilen bir dünya önümüze sürülmüş. Millet de bilet alarak bu Disneyland’da vakit harcayan gafil bir kitle haline getirilmiş. Üstelik burasının bir oyun parkı olduğunun farkına varan tek tük ayıkmış vatandaşı kollarından tutup dışarı (içeri mi demeliydik yoksa?) atan güvenlik kuvvetleri de eksik değil.
Kimsenin hoşuna gitmese de, biz oyunbozan rolünü oynamaya devam edeceğiz.
Türk Hava Kurumu veya kurulduğu zamanki adıyla Türk Tayyare Cemiyeti orman yangınları vesilesiyle yeniden gündeme geldi. Hangarlarında yangın söndürme uçakları vardı yoktudan başlayıp uçakların kalkacak vaziyette olup olmadığına kadar bir yığın tartışmanın içerisinde yuvarlandık durduk. Yeni Akit gazetesi, THK’nın yolsuzluklarla dolu yakın tarihine manşetlerini cömertçe tahsis etti sağ olsun.
İşin garip cihetlerinden biri, THK’nın yangın söndürme uçakları almayı ancak 1985 yılında akıl etmiş ve envanterine bundan sonra giren uçakların yetersizliği hemen her yaz mevsiminde orman yangınları başlayınca bilaistisna gündeme gelmiş olmasıdır.
Gelin, biz oyunbozanlığımızı THK’nın kurulduğu 1925 yılına götürelim ve bakalım Gazi’nin Fahri Reisi, uydurukça ifadeyle “Onursal Başkanı” bulunduğu kurumun bu ilk yılında ne ilginç hadiseler yaşanmış.
Kaynağımız, Türk havacılığının gadre uğrayan kahramanlarından (hakiki kahramanların değişmez kaderi bu değil mi?) Vecihi Hürkuş’un Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan Bir Tayyarecinin Anıları adlı hatıratı (5. Baskı, İst., 2018). Bu arada THK’nın ilk başkanı Cevat Abbas Gürer’i anlatan Atatürk’ün Yaveri Cevat Abbas Gürer adlı kitabı da yanımızdan ayırmayacağız (derleyen: Turgut Gürer, İst., 2006).
Türk Tayyare Cemiyeti gerçekte İttihad ve Terakki tarafından 1909 yılında kurulmuş olan Donanma Cemiyeti’nin yerini alacak şekilde -tüzüğünü de ondan ilham almak suretiyle- kurulacaktır. Kuruluşundaki temel fikir “berri ve bahri kuva-yı havaiyeye”, yani kara ve deniz kuvvetlerine yardım etmekti. Nitekim bütçeye yük olmadan hava kuvvetlerimizin insan ve malzeme bakımlarından artırılıp takviye edilmesi amaç olarak belirlenmişti.
Vecihi Hürkuş cezalandırılıyor
Cemiyete ilk başkan olarak seçilen Cevat Abbas ön planda gözükmesine rağmen cemiyetin arkasındaki beyin, hakkını nasıl ödeyeceğimizi bilemediğimiz Vecihi beydir. Pek dile getirilmez ama sonradan Hürkuş soyadını alan Vecihi Bey, izinsiz uçtuğu için kendi eliyle yaptığı uçağına komutanı tarafından el konulmuş, dahası yarım maaş kesinti ve 15 gün hapis cezasına çarptırılmıştı. Bunun üzerine askeriyeden istifa etmiştir.
Kendi inşa ettiği tayyaresini geri almak için uğraşmakta olan Vecihi Bey’in talebi Genelkurmay Başkanlığı tarafından geri çevrilir. Tam bu moral bozukluğu içerisindeyken Cevat Abbas’ın teşebbüsüyle karşılaşır.
Şöyle yazar: “Cevat Abbas beyin açmak istediği yol benim yolumdu.”
Vecihi Bey 1919 yılında İstanbul’daki uçakları Anadolu’ya kaçırmak amacıyla kurulan Münakalat-ı Haviye Cemiyeti için bir tüzük hazırlamış ve Posta Nazırı Refik Halid (Karay) Beye sunmuştur. Bu tüzükten istifadeyle hazırlanan Türk Tayyare Cemiyeti nizamnamesi (tüzüğü) Büyük Millet Meclisi’nde tasdik edilecek ve Vecihi bey Fen Şubesini organize etmekle görevlendirilecekti. Nitekim ilk THK madalyalarının üzerindeki uçak da kendisinin tasarladığı Vecihi K VI uçağının resmidir.
Hadiseler akıp giderken Vecihi Beye cemiyetin faaliyetlerini halka duyurmak ve yardım toplamak vazifesi verilir. O da Anadolu ve ardından Trakya’da çeşitli il ve ilçelere uçuşlar düzenleyerek halka havacılık sevgisini aşılamakla kalmaz, cemiyete o devrin parasıyla tam 2 milyon lira para bağışlanmasını sağlar.
Arkasından Temmuz ayında Vecihi ve Cevat Abbas beylerin de aralarında olduğu bir heyetle Avrupa seyahatine çıkılır ve iki Alman uçak fabrikası ziyaret edilir (bunlardan birisi, Kayseri’de uçak fabrikası kuracak olan Junkers firmasına aittir).
Henüz yorum yapılmamış.