Dertlerini Sadece Allah’a Söyleyen! Güçlü Müslüman Kadınlara

Abdülaziz kıranÅŸal / Milli Gazete

Havle binti Salebe’nin eÅŸiyle arasında bir tartışma yaÅŸanmıştı. EÅŸi de sinirlenerek ona, “Artık sen benim annem gibisin” diyerek zıhar yapmıştı. Fakat daha sonra piÅŸman olmuÅŸtu. Çünkü bu ifadeler Araplarda boÅŸama anlamına gelirdi. Havle binti Salebe Ä°slam’ı yaÅŸamaya gayret eden ve dini konularda çok hassas olan bir hanımdı. Kocasına bu yaptığından dolayı tavır aldı. Kocasından Rasulullaha gidip bu durumu sormasını istedi. Fakat kocası ben utanırım sen git dedi. O da büyük bir üzüntüyle Efendimize (s.a.s.) gidip durumu arz etti. Kocası çok ağır bir söz sarf etmiÅŸti. Efendimiz (s.a.s.) bu durum karşısında bir müddet sustu. Havle binti Salebe eÅŸiyle tamamen ayrılacağından ve yuvasının yıkılacağından korkmaya baÅŸlayınca hüzünlü ve kısık bir sesle yuvasını kurtarmak için Allah’a yalvarmaya baÅŸladı.

O anlara tanık olan Hz. AiÅŸe annemiz ÅŸöyle diyor: “Bütün sesleri iÅŸiten Allah ne kadar da yücedir. O kadın öyle kısık bir sesle ve gönülden Allah’a yalvarıyordu ki sesini zor iÅŸitiyor ve ne dediÄŸini duyamıyordum. Ancak Allah o kadının sesini duydu ve ayet nazil oldu.”

Nazil olan ayette: “Kocası ile ilgili sana baÅŸvurarak hakkını arayan ve Allah’a ÅŸikâyette bulunan kadının sözünü Allah iÅŸitti. Allah sizin karşılıklı konuÅŸmanızı iÅŸitiyor. Çünkü Allah, (her sesi) iÅŸiten ve (her ihtiyacı) görendir.” (Mücadele, 1) buyruluyordu. Ayetin devamında bu iÅŸi yapanların kötü bir iÅŸ yaptıkları bildiriliyordu. Gerekli cezayı yerine getirip af diledikleri takdirde de Allah’ın onları affedeceÄŸi açıklanıyordu.

Rasulullah Havle’ye nazil olan ayetler gereÄŸi kocasının bir köle azat etmesi gerektiÄŸini bildirince Havle, “Ya Rasulallah onun kölesi yoktur” diyerek kendisine zulmetmesine raÄŸmen kocası için baÅŸka bir çare sordu. Efendimiz (s.a.s.) iki ay oruç tutsun deyince, “Vallahi ben onu tanıyorum buna gücü yetmez ya Rasulallah” dedi. “O zaman altmış fakiri doyursun” deyince, “Benim kocamın böyle bir malı da yoktur ya Rasulallah” dedi. Efendimiz, “O zaman biz sana bir sepet hurma verelim onu dağıt” buyurdu. Havle bunu duyunca sevinçten ya Rasulallah bir sepette ben kendi malımdan ekleyebilirim dedi. Efendimiz (s.a.s.) bunu duyunca tebessüm etti ve “Allah sana rahmet etsin git ve hep böyle kocanın iyiliÄŸi için çalış” diye buyurdu.

Ä°ÅŸte Allah’ın seslerini, sözlerini, yakarışlarını iÅŸiteceÄŸi Müslüman hanımlar böyle hanımlardır. Onlar, dertlerini yalnızca Allah’a arz ederler. Hiçbir fayda göremeyecekleri kimselere asla özel durumlarını, aile meselelerini açmazlar. Bir sıkıntı yaÅŸadıklarında, komÅŸularına, akrabalarına, arkadaÅŸlarına, eltilerine, görümcelerine gidip sızlanmak, gıybet etmek yerine dertlerini Allah’a açarlar. Ona yalvarırlar. Ondan yardım isterler.

Onlar kimi zaman evladından çeken bir annedir. Kimi zaman kocasından zulüm gören bir eÅŸ. Kimi zaman akrabasından, kaynana ve kayınbabasından muzdarip bir gelin. Kimi zaman hayırlı bir eÅŸ ve yuva bekleyen genç bir kızdır. Ama hepsinin ortak özelliÄŸi ÅŸudur: Onlar, gece, yalnızlık, secde, yakarış ve gözyaşını bir araya getirdikleri zamanlarda seslerini Allah’ın iÅŸittiÄŸi ve dualarını kabul ettiÄŸi Müslüman hanımlardır.

Onlar yaÅŸadıkları sıkıntılara, ailevi problemlere, maddi imkânsızlıklara, hastalıklara ve birbiri ardınca gelen dertlere raÄŸmen hep güçlüdürler ve hep güçlü görünürler. Çünkü onlar en güçlü olan âlemlerin rabbi olan Allah’a güvenirler. Ona teslim olurlar. Ona dayanırlar ve ondan isterler.

Onlar güçlüdür. Çünkü onlar TV’lerin, dizilerin ve kanunların aileyi mahvettiÄŸi bir zamanda ailesine sahip çıkan hanımlardır. Bu bozuk ve ahlaksız düzene raÄŸmen eÅŸine sahip çıkan hanımlardır. Her türlü günahın gençlere altın tepside sunulduÄŸu bir zamanda çocuklarına sahip çıkan hanımlardır. Ä°ÅŸte bu nedenle de Allah’ın kendilerine sahip çıktığı Müslüman hanımlardır.