Güncel
Ahmet Varol / Bilgi KirliliÄŸi
Bilgi kirlenmesinin en önemli boyutlarından birini medya kuşatması oluşturuyor. Bu, insanımızın bilgilenmede seçici olmasını engelleyen en önemli etkendir. Kaldı ki çağımızın toplumları her ne kadar bilgi toplumları olarak nitelendirilse de bu toplumlarda bilgilenmede seçicilik bilincine sahip olanların oranı fazla değildir. Günümüzde özellikle sosyal medya bağımlılığı bu seçicilik bilincini yok ediyor.
Ahmet Varol / Yeni Akit
Çağımızda bilgi teknolojisi çok geliÅŸti. Bilgi akışını saÄŸlayan birçok araç var. Özellikle Internet oldukça hızlı bir ÅŸekilde ve dünyanın her tarafından bilgi akışı saÄŸlıyor.
Bilgi teknolojisi geliÅŸiyor ama gerek kamusal düzeyde ve gerekse bireysel düzeyde güçlü bir doÄŸrulama sistemi yok. O yüzden faydasız bilgiler tarafından iÅŸgal edilen zihinlerde ya faydalı bilgilere ayrılacak alanlar gasp ediliyor ya da o bilgiler önceden yerleÅŸtikleri alanlardan çıkarılıyor. Bu sebeple “biliyorum” demek pek marifet sayılmaz. Neyi bildiÄŸine, neye inandığına, Yüce Allah’ın sana verdiÄŸi kabiliyet ve kapasiteyi ne tür amaçlar için deÄŸerlendirdiÄŸine de bakman gerekir. Onun için en azından bireysel düzeyde bir doÄŸrulama yani kritik etme sistemimizin olması gerekir.
Bilgi kirlenmesinin en önemli boyutlarından birini medya kuÅŸatması oluÅŸturuyor. Bu, insanımızın bilgilenmede seçici olmasını engelleyen en önemli etkendir. Kaldı ki çağımızın toplumları her ne kadar bilgi toplumları olarak nitelendirilse de bu toplumlarda bilgilenmede seçicilik bilincine sahip olanların oranı fazla deÄŸildir. Günümüzde özellikle sosyal medya bağımlılığı bu seçicilik bilincini yok ediyor.
Yüce Allah: “Allah Kitap’ta size: “EÄŸer Allah’ın ayetlerinin inkâr edildiÄŸini ve onlarla alay edildiÄŸini duyarsanız, baÅŸka bir konuya dalmadıkları sürece yanlarında oturmayın; yoksa siz de onlar gibi olursunuz” diye indirdi. Åžüphesiz Allah münafıkların ve kâfirlerin tümünü cehennemde bir araya getirecektir.” (Nisa, 4/140) diye buyurduÄŸu halde insanlarımız, dinî deÄŸerlerle alay eden, onları hafife alan filmleri veya sözde tartışmaları geç vakitlere kadar izlemekte sakınca görmez.
Medya kuÅŸatması bir konunun gündemi meÅŸgul etmesi durumunda diÄŸer konunun iyice arkalara itilmesine sebep oluyor.
BaÅŸta haberciliÄŸin sorumluluk yüklediÄŸini, bir kiÅŸiyi, kurumu veya oluÅŸumu töhmet altına sokan iddiaları gündeme taşırken “doÄŸru bilgi” veriyormuÅŸ edasına girmeden, töhmet altına sokulan tarafların savunmalarına veya açıklamalarına da yer vermek gerektiÄŸini bilmek gerekir. Ne var ki günümüzde özellikle Internette kolay, ucuza mal edilen hatta herhangi bir maliyeti olmayan enformasyon faaliyeti yaygınlaÅŸtığından bir araÅŸtırma, soruÅŸturma zahmetine katlanılmaksızın “kopyala yapıştır” uygulamasına baÅŸvuruluyor.
Bu arada sansasyonculuÄŸun ilgi ve merak uyandırması, enformasyon faaliyetiyle uÄŸraÅŸanların ilgiyi kendilerine çekme arzularını harekete geçiriyor. Piyasaya sürdükleri malzemelerin kendi ürünleri olmadığını, baÅŸkalarından alıp “kopyala - yapıştır” usulüyle vitrine koyduklarını, üstelik sansasyonel ürünleri kullanırken birilerinin haklarına tecavüz edilmesinin yüklediÄŸi sorumluluÄŸu da dikkate almadıklarını düÅŸünmüyorlar. DoÄŸru bilgi verme hassasiyeti ve bu yolla kazanılacak güven sansasyon yoluyla insanların ilgilerini kendi vitrinine çekmeye çalışmaktan daha iyi ve faydalıdır. Çünkü doÄŸru bilgi verme hassasiyeti ile kazanılacak güvenin oluÅŸturacağı ilgi kalıcı, sansasyonel faaliyetlerin sebep olacağı ilgi ise geçici, vitrine koyduÄŸun malzemenin kalış süresincedir.
Çağımızda bir “bilgi anarÅŸisi” var. AnarÅŸi, kargaÅŸa, disiplinsizlik, düzensizlik gibi anlamlara gelir. Çağımızda da bilgi kaynaklarının artmasına raÄŸmen bu alanda bir anarÅŸi ile karşı karşıyayız. Dolayısıyla doÄŸrulara ulaÅŸabilmek için çok seçici olmaya ihtiyacımız var. Ne var ki günümüz insanının bu konuda yeterince duyarlı olmadığını, seçici ve eleyici davranmadığını, hatta akli muhakeme kurallarını bile tam iÅŸletmediÄŸini, belli mihrakların kitleleri yönlendirme araçları haline gelen medya organlarının piyasaya sürdüÄŸü bilgileri ve haberleri aldığı gibi kafasının bir köÅŸesine “doÄŸru bilgi ya da haber” olarak yerleÅŸtirdiÄŸini, sonra bakış açısını, tavrını ona göre belirlemeye çalıştığını görüyoruz. Yüce Allah’ın: “Size bir fasık haber getirdiÄŸinde onun doÄŸruluk derecesini araÅŸtırın” uyarısına muhatap olanlar bile, bu uyarıyı akıllarına getirmeyerek medyanın yönlendirmesine kendilerini kaptırabiliyorlar.
Henüz yorum yapılmamış.