Gökhan Özcan / Kavrulan kim, yanan neresi?
Son zamanlarda sık sık şöyle bir düşünceye kapılıyorum: Büyük ölçüde küreselleşen yeni medya-sosyal medya düzeninde karşımıza çıkan meselelerin aslını, şahidi ya da parçası olduğumuz hadiselerin gerçeğini, nereden nasıl zuhur ettiğini belki de hiçbir zaman tam olarak öğrenemeyeceğiz.
Gökhan Özcan / Yeni Åžafak
Ülkemizin ormanlık alanlarını ve yeryüzünün birçok farklı bölgelerindeki ormanları yakıp kavuran yangınların sebepleri, daha yangınlar sönmeden baÅŸladı bile. En azından ülkemizdeki yangınların zincirleme bir terörist tertibin eseri olduÄŸuna inananların sayısı çoÄŸunlukta. Haklılar, böyle düÅŸünmek için birçok geçerli sebep var. Bunun yanında, küresel ölçekteki yangınları da bu yakıcı tabloya ekleyip ürkütücü komplo teorileri üretenler de var. Onlar da haklılar; son yıllarda o kadar çok acayip ÅŸey yaÅŸadık ki hepimiz komplo teorilerini kısmen ya da tamamen inandırıcı bulur hale geldik. Bir yandan da inandırıldığımız her iddianın, gözümüzü ve dikkatimizi ayırmamamız yerlerden bizi uzaklaÅŸtırması, birtakım kurmaca senaryoların mutlaka haberdar bulunmamız gereken daha önemli bir gerçeÄŸi örtüp perdelemesi gibi gayet muhtemel durumlar sebebiyle tedirgin oluyor, endiÅŸeleniyoruz.
Son zamanlarda sık sık ÅŸöyle bir düÅŸünceye kapılıyorum: Büyük ölçüde küreselleÅŸen yeni medya-sosyal medya düzeninde karşımıza çıkan meselelerin aslını, ÅŸahidi ya da parçası olduÄŸumuz hadiselerin gerçeÄŸini, nereden nasıl zuhur ettiÄŸini belki de hiçbir zaman tam olarak öÄŸrenemeyeceÄŸiz. Ne olduÄŸuna dair yapılan açıklamaların -o açıklamalar kimden gelirse gelsin- gerçekliÄŸine güvenemeyeceÄŸiz. Aklımızın bir köÅŸesinde kandırıldığımıza, manipüle edildiÄŸimize, gerçeklerden uzaklaÅŸtırıldığımıza dair ÅŸüpheler hiç eksik olmayacak. Gerçekten gerçeÄŸi arayan, meselelere belli bir mesafeden aklıselimle bakmaya gayret eden azınlıklardan söz ediyorum bunu söylerken. Daha geniÅŸ kitleler, her mesele ortaya çıktığı, her hadise yaÅŸandığı anda tarafı oldukları bir kavganın mücbir sebepleri gereÄŸi gardlarını alacak, inanmayı istedikleri ÅŸeye inanacaklar. Her taraf karşısındaki tarafı suçlayarak kendini her türlü insanlık ayıbından, her türlü küresel suçtan, hayata karşı iÅŸlenmiÅŸ her türlü suçtan, tabiata kasteden her türlü cürümden kendini arındıracak ve aklayacak.
Sebebi harareti yüksek perdeden tartışmak meselenin aslında ne olduÄŸunu unutturuyor çoÄŸu zaman insanlara; bu böyle, günümüzün kahredici bir gerçeÄŸi bu artık! Yanan ormanların yeryüzünde yaÅŸanan birçok baÅŸka endiÅŸe verici hadiseyle derinden irtibatlı olduÄŸunu mutlaka aklımızda tutmamız gerekiyor oysa. Bir kirli tertip midir, bir acımasız saldırı mıdır, yoksa küresel ısınmanın ve iklim deÄŸiÅŸiminin bir neticesi midir? Bunu ilgilileri dikkat ve hassasiyetle araÅŸtırsın, varsa ceza verilecek kimse cezalarını en ağır ÅŸekilde versin. Bizler de ÅŸunu bilelim ama; o küresel ısınma denen ÅŸeyden, kutuplardaki buzullardaki tehlikeli erimelerden, dünyanın oksijen kaynağı Amazon ormanlarının hızla eksiliyor olmasından, Konya ovasındaki yer altı sularının neredeyse adım başı obruklar açacak kadar tüketilmiÅŸ olmasından, toprağın suyun havanın kirletilmesinden, bitki ve hayvan türlerinin hızla yok olmasından, tarım arazilerinin yaÄŸmalanmasından, ÅŸehirlerin her geçen gün biraz daha yaÅŸanmaz hale gelmesinden her birimize düÅŸen bir günah var. Hesapsız kitapsız yaÅŸayarak, kara ticaret senaryolarının oyununa gelerek azılı birer tüketiciye dönüÅŸerek, kanaat kültüründen uzaklaÅŸarak ve israf ederek, tabiatı tahrip ederek ve daha baÅŸka bir çok sebeple dünyayı tüketecek bu yanlış gidiÅŸata hepimiz kendi miktarımızca katkıda bulunuyoruz. Ve denizler salyalandığında, ormanlar kavrulup yandığında, susuzluk kapıya dayandığında, virüsler hayatı iÅŸgal ettiÄŸinde hemen bir suçlu aramaya çıkıyoruz.
Küresel kirlenmeden söz edip duruyoruz ya, o kirlenme en çok zihinlerimizde!
İnşallah sonraki yazıda bu meseleye devam edelim.
***
BaÅŸta ‘Gariplerin Kitabı’ olmak üzere eserleriyle hepimizi etkileyen Abdulkadir es-Sufi ebedi yurduna göç eylemiÅŸ. Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun. Bu vesileyle, henüz okumamış olan genç arkadaÅŸlarıma ‘Gariplerin Kitabı’nı, hem de Ä°smet Özel çevirisiyle okumalarını tavsiye ederim.
Henüz yorum yapılmamış.