Türkçe Düşünmek
Kelimenin Türkçesi varken gâvurcasını kullananın diline acı biber sürülsün mü?
Mehmet Maksudoğlu / Kırmızılar
Ä°lkokul karnelerimizde, derslerdeki durumumuzu gösteren sayfada ilk ders olarak Türkçe vardı. Ne kadar anlamlı ve doÄŸru bir sıralama! Dilini iyi bilmeyen bir öÄŸrenci, kafasına doldurulan bilgileri doÄŸru yerlere yerleÅŸtirip doÄŸru yerlerde kullanamayacağı için, Türkçe, zihnimizdeki her ÅŸeye TEMEL olduÄŸu için böyle yapılıyordu demek ki.
OrtaöÄŸretimde, Türkçe Dilbilgisi kuralları da iyi öÄŸretiliyordu: o zaman öÄŸrendiklerimden aklımda kalanla, ilginç kelimesinin uydurma olduÄŸunu görebiliyor ve o çirkin kelimeyi kullanmıyorum; insan, nikâhsız birleÅŸmeden meydana gelince ne oluyorsa, Türkçenin kesin kurallarına aykırı olarak meydana gelen kelime de öyle oluyor. Açıklayalım:
Türkçede, -nç eki (Göktürk yazısında, iki deÄŸil, tek harftir) fiil (eylem) cinsinden kelimenin, fiilin masdarının (masdar eki -mek, -mak atılarak) sonuna eklenir: sev –(i) nç = sevinç. Ä°, kaynaÅŸtırma sesi.
Bas (ı) nç = basınç. GörüldüÄŸü gibi, nç eki, FÄ°Ä°L köküne eklenerek manâ ismi yapıyor. Aynı ek, yine FÄ°Ä°L köküne eklenerek sıfat da meydana getiriyor:
kork (u)nç = korkunç. GörüldüÄŸü gibi NÇ eki, FÄ°Ä°L (EYLEM) köküne eklenir.
Türkçemizde Ä°LGÄ°MEK diye bir FÄ°Ä°L (EYLEM) yoktur ki, ilgi kelimesine nç eklenerek bu gayrımeÅŸru kelime yapılabilsin. Ä°LGÄ°, il (mek) köküne GÄ° eklenerek, ‘alâka’ karşılığı olmak üzere, türetilmiÅŸ bir kelimedir, manâ ismidir. Ä°SÄ°M sonuna NÇ eklenmez!
Bilinç, doÄŸrudur: bil- köküne nç eklenmiÅŸtir. Bilmek diye bir fiil vardır.
Bilinç var diye, ilginç kullanılmaz, doÄŸru deÄŸildir, Türkçe bilmezliktir!
(o fıkra hatıra geliyor: Fransa’da lokantaya giren biri, dili bilmediÄŸi için, ÅŸöyle bir baktığı listede parmağıyla bir yemeÄŸi iÅŸâret eder. Garsonun getirdiÄŸi yemeÄŸi beÄŸenmez, yer gibi yaparken aynı masada oturanın yediÄŸi yemek gözüne iliÅŸir, onu beÄŸenir. O yemeÄŸi yiyen de beÄŸenmiÅŸ olmalı ki ’repete’ der, bizimki de ‘tekrar’ anlamına gelen kelimeyi o yemeÄŸin adı zannederek o da ‘repete’ der. Tabiî kendisine aynı yemek gelir.)
Türkçe ile oynamak heveslileri, biraz Dilbilgisi okusalar olmaz mı?
***
Bana öyle geliyor ki, dili düÅŸünmeden, bilinçsizce kullanan kimi yurttaÅŸlarımız, seyrettiÄŸi televizyondaki kiÅŸilerden bahsederken, onları Ä°ZLEDİĞİNÄ° söyler; halbuki, o seyredilenlerden çoÄŸu Ä°nsandır, pek azı ‘izlenmiÅŸtir.’
(İzlemek fiili, doğru olarak AV sırasında kullanılır : Avcı, avını İZLER.)
***
PÄ°K demir demiyeceÄŸim, bu, baÅŸka PÄ°K.
Bir türlü ortalıktan çekilmeyen ÅŸu Corona belâsının ne zaman sona ereceÄŸi konuÅŸulurken, bu yaygın hastalığın daha da yayılacağının tahmin edildiÄŸini anlatanlar, herhâlde, zihinlerinde hâlâ inceledikleri grafik çizgileri canlı olarak duruyor olmalı ki, okudukları gâvurcanın da etkisiyle, “bu yabancı kelimeyi Türkçeye sokmaÄŸa HAKKIM, YETKÄ°M var mı?” diye düÅŸünmeksizin, ‘hastalığın PÄ°K yapması bekleniyor’ diyorlar. Ä°ngiliz gâvurcasındaki PEAK kelimesini, heceyi kısaltarak böyle söylüyorlar. Aynı manâdaki ZÄ°RVE kelimesini kullansalar; olmaz! Gâvurca bildikleri nereden belli olacak? Hadi zirve kelimesi, Arapça’dan girmiÅŸ, tu kaka; peki, mis gibi Türkçe DORUK kelimesinin ne günahı var? Türkçe oluÅŸu mu?
Aslında, Türkçe düÅŸünebilen, durumu ÅŸöyle anlatır:
“Gelecek günlerde/haftalarda, maalesef, hastalığın daha da yaygınlaÅŸması, son derece artması bekleniyor.” Grafikteki çizgiler, halkı ilgilendirmez ki!, o havadan çıkmak gerek.
Bu kadar basit!
Zaman zaman söylediÄŸimiz; “bizim diplomalılarımızın çoÄŸu iki ayaklı karikatürdür” lâfı bir gerçeÄŸi ifâde etmiyor mu?
Çok ağır suçlama!
diyeceklere yanıt:
(Yanıt kelimesi uydurma deÄŸildir; eski ÅŸekli ‘yanut’ tur, ‘kapı’nın eski ÅŸeklinin ‘kapu’ oluÅŸu gibi)
-Dil, bir milletin EN DEÄžERLÄ° VARLIÄžIDIR. Öyle ki, dilini yitiren topluluk, millet olmaktan çıkar. Türk milletinin diliyle oynamaÄŸa, Türkçesi VARKEN baÅŸka kelimeyi gümrüksüz ithal etmeÄŸe, -sıfatı, mevkii, görevi NE OLURSA OLSUN- hiç kimsenin hakkı yoktur, haddine düÅŸmez.
Kendinin ‘aydın’ olduÄŸu kanaatinde olan da, her ÅŸeyden önce, dilini doÄŸru öÄŸrenmeli ve kullanmalıdır.
***
Dikkatli, bilinçli kimselere de çok rastladım. Bu yaygın hastalıktan, SALGIN diye söz ediyorlar; çoÄŸu dikkatsizler gibi pandemi demiyorlar. Öyle diyenlerin kimi dikkatsiz, ‘demek böyle kullanılıyor’ diye öyle yapıyor her hâlde, kimisi de ‘yabancı’ kelime kullanmanın mâlûmâtfuruÅŸluk câzibesine kapılıyor olmalı.
Kelimenin Türkçesi varken gâvurcasını kullananın diline acı biber sürülsün mü?
Bu soru, birkaç puvanlık soru deÄŸildir: sizin, Türkçe konusundaki DURUÅžunuzu belirleyen ÇOK MÜHÄ°M bir sorudur.
Aydın, her ÅŸeyden önce, ‘sorumlu olduÄŸunun’ farkında olan, bilinçli kiÅŸidir.
Henüz yorum yapılmamış.